 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1983/291
K: 1984/58
T: 13.02.1984
DAVA : Hırsızlığa teşebbüsten sanık Ecvet'in hükümlülüğüne dair (Bitlis Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 22.9.1982 gün ve 64-145 sayılı hüküm, sanığın temyizi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nce incelenerek 14.6.1983 gün ve 4019-5620 sayılı ilam ile bozulmasına karar verilmiştir.
C. Başsavcılığı'nın, CMUK.nun 322. maddesi uyarınca Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, ve hükmün onanması istemini bildiren 19.7.1983 gün ve 102 sayılı itiraznamesiyle dosyanın 1. Başkanlığa gönderilmesi üzerine; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Hırsızlığa eksik derecede teşebbüsten sanık Evcet ve Maşallah'ın TCK.nun 492/1, 61, 55/3. maddeleri uyarınca 8'er ay hapislerine ilişkin hükmü, Özel Daire;
(Olayımızda para çalınmak istenen çekmecede çalınan para olmadığı için zorunlu olarak değerin sanık yararına "pek hafif" olarak kabulü gerekir. Çünkü ceza davasının temel amacı, her konudaki kuşkununun yenilip kesinliğe dönüştürülmesidir. Çağdaş yargılama hukukunda kanıtlanmamış ve karanlıkta kalmış iki nokta, karineye dayanılarak varsayılamaz. O nedenle sanığın "pek fahiş" bir mal üzerinde hırsızlık suçunu işlemek istediği belli olmadığından, hakkında verilen ceza artırılamayacak; buna karşılık aynı malın değeri hiçbir zamana bilinemeyeceğinden, normal ve hafif de değilemeyecek ve fakat çalınacak paranın (malın) "pek hafif" sayılması mümkün bulunduğundan ve eylemde maddi duruma ilişkin olan değer konusundaki kuşku yenilemediğinden "kuşkudan sanık yararlanır" kuralı uyarınca sanık hakkında TCK.nun 522. maddesi hükmü pek hafif ölçüsüne göre zorunlu olaraka uygulanacaktır. Esasen sanıkların açlıklarını gidermek için çalmak istedikleri ekmeğin de pek hafif sayılacağı, ayrıca kanıta gerek göstermeyen açık ve maruf bir olgudur.
Yukarıda belirtilen nedenlerle, onama isteyen tebliğnamedeki düşüncenin reddiyle hükmün bozulmasına, bozmadan temyiz yoluna gitmeyen sanık Maşallah hakkındaki hükmün de kapsamasına) oybirliğiyle karar vermiştir.
Özel Daire kararında yasal sürede itiraz eden C. Başsavcılığı özetle; bu güne kadar ki uygulamalarda, başlangıçta, teşebbüs halinde TCK.'nun 522. maddesinin uygulanması kabul edilmemiştir. Aynı düşünce ve uygulamaların İtalya'da da mevcut olduğunu, Majno'nun Ceza Kanunu Şerhi'ndeki açıklamalardan anlıyoruz (Cilt 4, Sahife 190-191).
Daha sonra Yargıtay'ın Özel Daire ve Ceza Genel kurulu kararları ile tutarlık kazanan uygulama ve düşünceye göre, hırsızlığa eksik teşebbüste, eğer çalınacak mal ve eşyanın değeri belli ise 522. maddenin uygulanması mümkün görülmüştür. Değerin anlaşılması, belirlenememesi mümkün olmaması durumlarına 522. maddenin uygulanamayacığı belirtilmiştir.
Olayda sanıkların kasıtları itibarıyla çok az bir değerdeki mal veya eşyayı çalacakları kabul edilemez. Nitekim sanık Ecvet 30.4.1982 tarihli polis ifadesinde "...Bana .........Lokantası'na gidelim, lokantadan hem bir şeyler yeriz, hem de bir şeyler alırız dedi" demektedir.
Sanıklar lokantaya, para ekmek ve bulabilecekleri sair eşyayı çalmak amacı ile girmişlerdir. Para çekmecesini yoklamışlar, para bulamayınca sanık Ecvet ısınmaya başlamış, diğeri ekmek almak için mutfağa giderken, bekçilerin düdük sesini duyunca kaçmıştır. Eğer yakalanmasalardı lokantadaki sair eşyaları çalarak götürecekleri görülmektedir.
Bu nedenlerle çalmaya eksik teşebbüs edilen cürmün mevzuu ve ika edilen zarar belli olmadığından, daire kararının kaldırılmasına ve hükmün onanmasına karar verilmesi istenmektedir.
Dosya kapsamına, toplanan delillere göre;
29.4.1982 olay gecesi 15 yaşlarında olana her iki sanık müştekinin lokantasına girerek karınlarını doyurmak ve birşeyler çalmaya karar vermişler,......Lokantası'nın muhkem olmayan penceresinden girerek lokantadaki çelik masanın açık bulunan çekmecesine baktıklarında içinde para bulamamışlar, sanıklardan Maşallah ekmek getirmek için mutfak bölümüne gitmiş, Ecvet'de soba yanında ısınmaya çalışırken uyuyakalmıştır. Maşallah ekmek aradığı sırada yaptığı gürültüyü duyan bekçilerin sesini işiterek kaçmış, bekçiler Ecvet'i lokantada yakalamışlardır.
Sanıklar, girdikleri lokantada çalmak istedikleri para çekmesinde para olmadığını görünce başka bir şey çalmaya kalkışmamışlar, sadece karınlarını doyurmaya karar vermişlerdir. Bu nedenle sanık Maşallah, ekmek getirmeye gitmiş, sokakta sesler işitince kaçmış, diğer sanık Ecvet ise soba başında ısınırken uyuya kalmıştır.
Bu itibarla zorunlu olarak değerin sanıklar yararına pek hafif kabulü gerekir.
Ceza davasının temel amacı, her konuda kuşkunun yenilip kesin sübut nedenlerinin saptanmasıdır.
Kanıtlanmamış ve karanlıkta kalmış bir husus karineye dayanılarak varsayılamaz.
Sanıkların pek fahiş mal üzerinde hırsızlık yapmak istedikleri belli olmamıştır. Buna karşın çekmecede para yoktur. Başka şey almaya da kalkışmamışlardır. Sadece karınlarını doyurmak ve ekmek almak istemişlerdir.
Bu itibarla Yerel Mahkeme'nin hırsızlığa eksik teşebbüste sanıklar lehine TCK.nun 522. maddesinde indirme yapmaması isabetsiz, buna ilişkin Özel Daire bozması usul ve yasaya uygun bulunduğundan, itirazın reddine karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle itirazın REDDİNE, 13.2.1984 gününde üçte ikiyi geçen çoğunlukla karar verildi.