 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1983/245
K: 1984/33
T: 27.01.1984
DAVA : Taammüdden iki kişiyi öldürmek suçundan sanık M.S. 'in beraatine dair Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 12.11.1982 gün ve 214-243 sayılı Hüküm C. Savcılığının temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesince incelenerek 17.3.1983 gün ve 1573-1791 sayılı ilam ile onanmasına karar verilmiştir.
C. Başsavcılığının CMUK.nun 322 nci maddesi uyarınca Özel Daire onama kararının kaldırılması ve hükmün bozulması istemini belirten 13.6.1983 gün ve 77 sayılı itiraznamesiyle dosyanın 1. Başkanlığa gönderilmesi üzerine, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Aynı kasıt altında iki kişiyi tasarlıyarak öldürmek suçundan sanık M.S. 'in beraatine ilişkin hüküm Özel Dairece incelenerek onanmasına karar verilmiştir.
Bu karara karşı itiraz yoluna başvuran C.Başsavcılığınca :
(Maktul H, sanığın dayısıdır. Sanık, babası ile geçinemediği ve anlaşımadığı için dayısına yaklaşmıştır. H.B. 1974 yılında yeğeni olan sanığa bir kız kaçırarak evlendirmiş ve evlerine bitişik bir de ev tutmuştur. Bu arada maktul ile sanık arasında iş yapıp yapmama yüzünden münakaşa çıkmıştır. Bu münakaşadan sonra bir gün sanık dayasını dövmüş, bundan mahkum olmuş, daha sonra öldürmeğe teşebbüs etmiş ve bundan da 13 sene 4 ay ağır hapse mahkum olmuştur. Cezaevinde cezası infaz edilmekte iken maktul, tarlasına hayatından emin olarak gittiğini söylemiş, buna mukabil sanık maktule haber göndererek "birgün firar edip kendisini ve karısı olan yengesini mutlaka öldüreceğini, bunun bilmesini" bildirmiştir.
Gerçekten, sanık cezaevinden kaçmış, o civarda dolaştığı görülmüştür.
Maktul H. ve karısı, yanlarında çoçuklarını, 1965 doğumlu İ. olduğu halde hadise günü tarlalarına çalışmaya gitmeşlerdir. İ.'in ana ve babasının yanından hayvanlara bakmak üzere biraz ayrıldığı sırada olay meydana gelmiş, H. ve karısı C. birbirlerinden 300-400 metre aralıklı olarak ateşli silahla öldürülmüştür. Olayın oluşu, sanığın açımasız, dengesiz bir karaktere sahip olduğunu göstermekte, isesen belalı bir şahıs olduğu da doya muhtevasından anlaşılmaktadır.
Olayın cereyan ettiği yere yakın olması itibariyle görgü şahidi durumunda olması lazım gelen K.K., olayın akabinde motorsikletini şahit M.K.'ya verip böylece olay mahallinden sanığın uzaklaşmasını temin eden M.Ü, isimli şahıslar, sanıktan çekindikleri için birbirine mübayin ve mütereddit ifadeler vermektedirler, keza, maktullerin evladı olan İ.B.'nın ifadesi de bu şekilde değerlendirilmelidir.
Şahit ifadeleri arasındaki mübayenet giderilmeden ve tüm dosya münderecatına göre müsnet suçun sübut bulunduğu gözetilmeden yazılı gerekçeyle sanık hakkında beraat kararı verilmesi kanuna aykırı olduğundan, Özel Daire kararının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi) talep olunmuştur.
Dosyaya, oluşa ve mevcut delillere göre;
Sanık, gerçekten "acımasız", "belalı" bir kişidir. Öldürülenlerle arasında öldürmeğe neden olabilecek husumet de mevcuttur. Öldürülenlerin yakınlarının ifadesine göre, cezaevinde bulunduğu sırada "birgün firar edip dayısı olan H.B. ile eşi C.B.'yı öldüreceğini" açıklça bildirmiştir.
H.B.'yı öldürmeye teşebbüs suçundan verilen 13 sene 4 aylık ağır hapis cezası ifnaz edilmekte iken, 14.4.1980 günü sanık Isparta Cezaevinden firar etmiş, 19.5.1980 günü tarlalarında çalışan H. ve C.B. öldürülünce, bu işi yapanın sanık M.S. olduğu kanaati öldürülenin yakınları ve köy halkında uyanmıştır.
Böyle bir olay vukua gelince, üçt ihtimal düşünülebilir.
a) H ve C.B gerçekten sanık M.S? tarafından öldürülmüştür.;
b) Sanık M., bu eylemi bir başkasına yaptırmıştır;
c) H.ve C.B. 'yı öldürmeyi düşünen bir kişi süphelerin sanık üzerinde yoğunlaşacağını düşünerek eyleme geçmek için sanığın cezaeviniden firar etmesini fırsat bilmiştir.
Olaydan sonra, suçun asıl faili, M.K. adlı şahsın motorsikletine binmiş, M.S. adlı şahısla konuşmuş tanık M.Ö de olay yerinden kaçarken sanığı görmüştür. Bu şahısların sanığı teşhis edememelerine imkan yoktur.Mahkeme huzurunda sanık, adı geçen tanıklara gösterilmiş buna rağmen "teşhis edemediklerini" söylemişlerdir.
Sanık yerel mahkemeye verdiği dilekçeyisyel kardeşinin ölümü sebebiyle cezaevinden firar ettiğini katilin kendisi değil dayısı M. olduğunu iddia etmekte; savunma tanıkları İ.Ö. ve E.P.: (sanığın, olay günü, izmir, Yeşiltepe mahallesinde bulunan kendilerine ait tavuk çiftliğinde bulunduğunu) söylemektedirler.
Tanıklardan İ.Ö. ve E.P. 'ın yalan söylemeleri ihtimal dahilinde oluğu gibi; M.K., M.Ü., ve M.Ö. 'in sanıktan korktukları için "teşhis edemediklerini" söylemeleri de muhtemeldir.
Görüldüğü gibi ancak zan ve tahmine dayanarak sanığın bu eylemi gerçekleştiren kişi olduğunu kabul etmek mümkündür. H. ve C. B. 'yı öldürenin sanık olduğunu gören veya "olay günü olay yerinde olduğunu" açıkça belirten kimse yoktur. Toplanan deliller, sanığın mahkumiyetine karar vermeye elverişli bulunmamaktadır.
Bu itibarla, C. Başsavcılığı itirazın reddine karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle C. Başsavcılığı itirazının reddine, 27.1.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.