Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1983/1-265
K: 1983/385
T: 28.11.1983
  • EHLİYETNAMENİN DAİMİ OLARAK GERİ ALINMASI (Geri Almaya İlişkin Hükümlerin Temyizinin Kabil Olması)
  • TEMYİZ ( Ehliyetnamenin Daimi Olarak Geri Alınmasına İlişkin Kararların Temyizinin Mümkün Olması )
  • TEMYİZİ KABİL OLMAYAN HÜKÜMLER (Ehliyetnamenin Daimi Olarak Geri Alınmasına İlişkin Kararların Temyizinin Mümkün Olması )
  • MESLEK VE SANATIN TATİLİ ( Mesleği Şoförlük Olanlar İçin Ehliyetin Daimi Veya Geçici Olarak Geri Alınması )
  • FERİ CEZA ( Ehliyetnamenin Daimi Veya Geçici Olarak Geri Alınmasına İlişkin Kararların Temyizinin Mümkün Olması )
1412/m.305
2918/m.119
DAVA : Adam öldürmekten sanık Ömer'in hükümlülüğüne dair Çorum Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 25.11.1982 gün ve 151/259 sayılı hüküm re'sen temyize tabi olup, müdahil ile sanığın da temyizleri üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesince incelenerek 24.5.1983 gün ve 1430 - 1875 sayılı ilam ile onanmasına karare verilmiştir.
C.Başsavcılığının CMUK.nun 322. maddesi uyarınca Özel Daire onama kararının kaldırılması ve hükmün bozulması istemini bildiren 27.6.1983 gün ve 85 sayılı itiraznamesiyle dosyanın 1. Başkanlığa gönderilmesi üzerine; Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Adam öldürmek suçundan sanık Ömer'in TCK.nun 448, 51/1, 59, 31 ve 33. maddeleri gereğince sonuç olarak 15 sene ağır hapis cezası ile fer'i cezalarla tecziyesine ilişkin hüküm özel dairece incelenerek: ( 1 - Ehliyetnameli şoför olan sanığa 6085 sayılı kanunun 60/E maddesinin uygulanmaması, aleyhe temyiz olmadığından bu cihet bozma sebebi yapılmamıştır. 2 - ...... Yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle resen de temyize tabi bulunan hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi onanmasına oyçokluğu ile karar verilmiştir.
Bu karara karşı itiraz yoluna başvuran C.Başsavcılığınca :
6085 sayılı kanunun vazettiği ehliyetin geçici veya daimi olarak geri alınması konusunun bir tedbir mi, yoksa esas cezaya bağlı fer'i ceza mı olduğu hususunda muhtelif dairelerin görüşleri arasında farklılıklar bulunduğu müşahade edildiğinden konuya açıklık getirilmesi bakımından Yüksek Kurulunuza itiraz edilmesinde zaruret hasıl olmuş ve faydalı olacağı kanaatına varılmıştır.
Nitekim sonradan muttali olup, itirazımıza mesnet olan Yüksek Anayasa Mahkemesinin Yüce Divan sıfatıyla vermiş bulunduğu 29.3.1983 gün ve 1982/2 esas, 1983/3 sayılı ilamlarındaki gerekçeler, sanık muhalif üyenin gerekçesini destekler mahiyette görülmüştür.
Zira Anayasa Mahkemesi Yüce Divan sıfatıyla verdiği kararın gerekçesinde: "... Karayolları Trafik Kanunun 60/E maddesi hükmünü tüm şoför ve sürücülerin işledikleri herhangi bir cürümden dolayı mahkumiyetlerine karar verilmiş olması halinde; mahkemece, ayrıca bunların şoför ve sürücü ehliyetnamelerinin geçici veya daimi olarak geri alınmasına da hükmolunacaktır. Sözkonusu ehliyatnamelerin hangi cürümlerden mahkumiyet halinde mutlak surette ve daimi olarak geri alınacağı 60/C bendi ile 60/E bendinin yollama yaptığı maddede gösterilmiştir. Yasada öngörülen düzenlemeye göre, şoför ve sürücü ehliyetnamesinin geçici veya daimi olarak geri alınması hususu herhangi bir cürümden mahkumiyetin ek bir yaptırımı, adeta mahkumiyetin cezai bir neticesi görünümündedir. Şoför ve sürücü ehliyatnamelerinin geçici ya da daimi olarak geri alınmasına bir ceza olarak TCK.nun 11. maddesinde yer verilmemiş yasada tanımının yapılmamış ve sair nitelik ve niceliklerinin belirtilmemiş bulunması sözü edilen yaptırımın bir ceza olmadığı, emniyet tedbiri niteliğinde bulunduğunun kesin kanıtı sayılamaz. Zira, TCK.nun 11. maddesinde yer almamış olmalarına rağmen bu konunun 36. maddesinin ilk fıkrasındaki müsadere, 43. maddesindeki hüküm ilamının ilanı aynı kanunun suçu tarif ve cezalarını tayin ettiği maddesinde açıkça gösterilen emniyeti umumiye idaresinin nezareti mahsusası altında bulundurulmak hep ceza niteliğinde görülmüş yine muayyen bir meslek ve sanatın icrasının tatili cezasının TCK.nun 11. maddesinde kabahatlere özgü bir ceza olarak öngörülmesi sözkonusu cezanın yerine göre bir cürüm cezası olarak da getirmesine engel sayılmamıştır. Nitekim, TCK.nun 402. maddenin müşterek hüküm niteliğinde bulunduğu cürümlerde aynı kanunun 406. maddesine ve ceza hükümlerini içeren diğer bazı kanunlara, örneğin 1219 sayılı Tababet ve Suabatı Sanatlarının Tarzı İcrası Hakkındaki Kanunda sözü edilen ceza bazı cürümler için fer'i niteliğinde bir ceza olarak getirilmiş bulunmaktadır.. Diğer taraftan söz konusu yaptırım muayyen bir meslek ve sanatın tatili icrası niteliğindedir. Herhangi bir meslek ve sanatın icrası yasaların yetkili kıldığı mercilerce verilmiş ruhsatname, şahadetname, ehliyetname ve benzeri belgelere dayalı olarak yapılabiliyorsa, bu belgelerin sahiplerinin elinden alınması, hiç kuşkusuz bu kimselerin meslek ve sanatlarını icra etmelerine engel teşkil edecektir. Şoförlük ve sürücülük de bir meslektir. Mesleğin filhal yapılmamış olması meslek ve sanatın icrasının tatiline engel değildir. Ehliyetnamenin geri alınması süresince mesleğin icrası imkansız hale geleceğine göre, sözkonusu yaptırımı asli cezaya ek bir ceza niteliğinde görmek gerekir. Madde metninde ceza sözcüğünün kullanılmamış bulunmasına dayanılmak suretiyle değişik bir sonuca varmak ertelenen ve belli bir süre içinde tekrar suç işlenmemesi halinde infazı hiçbir şekilde mümkün olamayacak asli cezanın eki netilğindeki bu yaptırımın tedbir kabulü ile infazına geçmek de, erteleme müesesesinin amacıyla çelişkilidir. Bu itibarla yukarıdan beri açıklanan nedenlerle cürüm sayılan bir fiili işlemiş olan tüm şoförler ve sürücülere asli cezalarına ilave olarak istisnasız uygulanması ve uygulandıktan sonra da hiçbir şekilde kaldırılması veya değiştirilmesi olanağı bulunmayan yaptırımın, muayyen bir meslek ve sanatın icrasının tatili sonucunu doğuran aynı nitelikte fer'i cezanın erteleme dışı bırakıldığına dair bölümde bir ayırım yapılmamış bulunduğuna göre, ertelemenin bu cezayı da kapsadığına 29.3.1983 tarihinde oybirliğiyle karar verildi" denilmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle sanık hakkındaki eleştiri yapılarak Yüksek Dairece onanmış bulunan hükümde isabet mütalaa edilmemiş olduğundan, kararın itarezen kaldırılarak, Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
6085 sayılı yasanın 60/E maddesinde /18.10.1983 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 119. maddesinde müeyyideye bağlanmış olan, yasada açıklanan suçların işlenmesi halinde şoför veya sürücülerin ehliyetlerinin daimi veya geçici olarak geri alınmasının bir "ceza"mı yoksa "emniyet tedbiri"nden mi ibaret olduğu hususunda, gerek özel dairelerin ve gerekse Ceza Genel Kurulunun çelişkili kararlar verdiği anlaşıldığından konunun bir kere daha etraflıca tartışılmasında yarar bulunmaktadır.
Ceza topluma büyük ölçüde zarar veren fiiller karşılığı olarak Devletin kanun ile yarattığı ve izlediği diğer amaçlar yanında özellikle suçu işleyeni bazı yoksunluklara tabi kılmak ve böylece toplumun işlenen fiili tasvip etmeme duygusunu belirtmek üzere, bir yargı kararı ve sorumluluk derecesi ile orantılı olarak uygulanan korkutucu bir müeyyidedir ( Battaglini; Dönmezer-Erman, Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku, 7. Bası, Cilt 2, S. 665 )
Türk Hukuk Lügatı'ndan ise ceza : "Suç işlediğinden dolayı bir kimsenin hayat, hürriyet mal ve izzetinefsi üzerinden devletin bunları tahdit ve takyideder nitelikte ittihaz ve uyguladığı tedbirlerdir" şeklinde tarif edilmiştir.
Asli Ceza : Kanun koyucunun suç için ve doğrudan doğruya bu suçun karşılığı olmak üzere koyduğu cezaya denir. Hakim tarafından süresi de gösterilmek suretiyle tayin olunurlar.
Asli Cezalar yanında, bunlara eklenen cezalar da vardır. Kanun koyucu bu cezaları asli cezanın etkisini artırmak ve diğer bazı amaçlarını sağlamak üzere benimsemiştir. Bu cezalardan, kanunda yazılı hükümler gereğince kendiliğinden asli cezaya eklenmesi gerekenlerle TCK. 31 ve sonraki maddeleri ile, ( 525. maddesinde olduğu gibi ) hakimin hükmetmek zorunda bulunduğu cezalar "feri ceza"; hakimin hükmedip etmemek hususunda ihtiyari haiz olacağı cezalar da "mütemmim ceza" olarak tanımlanmaktadır. (Dönmezer - Erman adı geçen eser, s.717)
Ceza Müeyyidesinin başlıca özelliklerini : "1 - Cezaların ancak kanunla tesbit olunması, 2 - Suçlunun ıstırap çekmesi amacıyla bazı mahrumiyetlere maruz bırakılması, 3 - Yargı kararıyla hükmolunması, 4 - Suçlunun kusurluluğuyla orantılı olması, 5 - Topluma zarar veren fiiller karşılığı hükmolunur olması" şeklinde ifade etmek mümkündür.
"Emniyet tedbiri" kavramı hakkında tam bir tarif verilmeden yazarlar genellikle teşebbüs etmemektedirler. Daha sonra müesselerin ne olduğunu ve ceza ile arasındaki farkların nelerden ibaret bulunduğunun belirtilmesi ile yetinmektedirler. ( Dönmezer - Erman, adı geçen eser, S. 692 ). Bu nedenle bu farkların belirlenmesine ışık tutacak belli başlı görüşler aşağıda ayrıntıları ile açıklanmıştır.
a - Emniyet tedbirlerinde suçluyu zararsız hale getirmek, eğitim vasıtasıyla serbest toplum hayatına intibak ettirme gayesi vardır. Tedavisi gerektiğinde de şahsın tehlikeliliğini asgariye indirmede sınırsız bir vasıtadır.... Ceza suçun vehameti ile nisbetliliğini daha az hale getirmeye veya sona indirmeye münhasırdır.... Ceza suçla nisbetli olmalıdır. Çünkü tatbiki anında hukuki ödetme niteliğini vatandaşların büyük bir kısmı üstünde korkutucu tesirini ancak böyle muhafaza eder. Emniyet tedbiri ise, topluma henüz intibak edemeyen bir ferdin topluma intibak edememesinden doğabilecek vahim zarardan kurtuluncaya kadar, suçlunun tehlikeliliği ile bağıntılı olmalıdır. ( Antolisei, Ceza ve Emniyet Tedbirleri Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 1965 Sayı : 1 - 2, S. 715 ve devamı )
b - Sosyal tehlikeden korunma vasıtalarından olan emniyet tedbirleri ceza hukuku sahasında pozitivist ekolün postülası olarak gözükmektedir. Nitekim bu tedbirler sabıkalı olmaya meyleden, yaşayış tarzıyla olsun, akli melekelerindeki zayıflığıyla olsun tehlikeli bir hal gösteren şahıslara karşı cemiyeti korumayı istihdaf ederler. Burada iki hususu müşahade edebiliriz :
- Emniyeti tedbirleri sadece suçlular hakkında değil, fakat tehlikeli tanınmış, henüz bir suç ika etmemiş kimseler hakkında da alınabilir.
Emniyet tedbirlerinin müddeti tesbit olunmamıştır. ( Fransa'da aksine olarak kanun koyucu bu tedbirlerin müddetini önceden tesbit etmiştir. İtalyan sisteminde ise bu müddetin asgari haddi gösterilmiş olup, hakip şayet şahsın durumu bunu icap ettiriyorsa tedbirin uzatılmasına karar verebilir ). Bu duruma yapılan itiraz : Önceden bir ferdin ne kadar müddetle tehlikeli durum göstereceğinin bilinmemesidir. Tehlikeli halin sebepleri çoktur ve tatbik olunan tretmanın muvaffak olup olmayacağı önceden bilinemez.
İtalyan Ceza Kanunun 215. maddesi bu tedbirleri saymaktadır.
Bunlardan hapsetmeyi tazammun eden tedbirler şunlardır :
1 - Bir zirai koloni veya bir iş evine koyma, 2 - Bir gözetim ve ihtimam evine teslim, 3 - Adli - Tıbbi müşahade evine koyma, 4 - Küçüklere ait bir czaevine kapatma.
Hürriyeti bağlamayan tedbirler ise : 1 - Gözetim altında hürriyet 2 - Sürgün, 3 - Bazı umumi yerlerde gözükmekten men edilme, 4 - Yabancılar için memleket dışına çıkarılma (P. Vengeon M. Darmon, İtalya'da Cezaların ve Emniyet Tedbirlerinin İnfazı, Adalet Dergisi, 1970, Sayı 7, S. 441 ve devamı )
c - Cezanın temelinde korkutuculuk niteliği vardır : Bu suretle ceza toplumun suça ve suçluya karşı olan "ademi tasvibini" de ifade etmiş olur. Buna karşılık emniyet tedbirlerinin uygulanmasında böyle bir nitelik yoktur; aksine emniyet tedbirinin şefkat duygusundan esinlendiği söylenebilir ( Battaglini La Peine, 64 )
d - Emniyet tedbirleri ile cezalar arasındaki ortak amaç özel önlemdir. Emniyet tedbirleri sadece suçlunun tehlike halinin ortadan kaldırılması, onun uslandırılması, tekerrürün önlenmesi maksadına yönelmiştir. ( Dönmezer - Erman adı geçen eser S. 696 )
e - Emniyet tedbirlerinin cinsini ve derecesini ne suç ve ne de suçlusunun sorumluluk derecesini belirlemez. Emniyet tedbirlerinin esası, cinsi ve derecesi, suçludaki tehlike halinin ortadan kaldırılması amacı ve uygulandığından bu konuda "süresi önceden belli olmayan hüküm" usulünün uygulanması gerekir. ( Dr. Özcan Uçkan, Türk Hukukunda Meslek ve Sanatın Tatili Müeyyidesi ve Uygulama Sorunları S. 52 )
Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında kanunlarımızda yer alan emniyet tedbirlerine örnekler vermek gerekirse : TCK.nun 46. maddesi gereğince akıl hastalarının "muhafaza ve tedavi altına alınması" 57. madde uyarınca bir seneden ziyade hapis cezasını müstelzim bir cürüm işleyen ve 11 yaşını bitirmediği için hakkında takibat yapılamayan ve ceza verilemeyen bir çocuğun "ana, baba veya vasiye teslimi"; 404/3-4, 573 maddeleri gereğince uyuşturucu madde kullanma alışkanlığı ve sarhoşlukta itiyadı iptila derecesinde olan suçluların "selahı tıbben tebeyyün edinceye kadar hastanede muhafaza ve tedavisine hükmolunması"; 647 sayılı yasanın 4. maddeleri gereğince kısa süreli hürriyeti bağlayıcı ceza ile cezalandırılması gereken sanıkların bu cezalarının "altı ayı geçmemek üzere bir eğitim veya ıslah kurumuna devam etmeye çevrilmesi", CMUK.nun 74. maddesi gereğince "sanığın şuurunun tetkiki için resmi müessesede gözaltına alınması" sayılabilir.
Modern yaşayışın icapları, mehaz konunun ve TCK.nun yürürlüğe girmesinden sonra kabul edilen bazı özel kanunlarla, daha önce öngörülmemiş yeni bir takım "ceza" "fer'i ceza" ve "emniyet tedbirleri"nin kabulüne yasa koyucuyu zorlamıştır. Niteliği itibariyle "ceza" veya "fer'i ceza" olan bir müeyyideyi TCK.nun 11. maddesinde sayılmadı diye "emniyet tedbiri" diye vasıflandırmak ziyadesiyle şekilci bir düşünüş tarzıdır; bu kabul kavram kargaşalığına ve çelişkili uygulamaların yapılmasına zemin yaratır.
"Ehliyetnamenin dami veya geçici olarak geri alınması" müeyyidesi, mesleği şoförlük olmayanlar için çok önemli bir "hak kaybı" mesleği şoförlük olanlar için ise bunun yanında bir çeşit "meslek ve sanatın tatili" cezası niteliğinde olup; unsurları kapsamı, doğurduğu sonuçlar, uygulanma biçimi gözönünde tutulduğunda tipik bir "fer'i ceza" olduğunda kuşku bulunmamak gerekir.
Nitekim "ehliyatnamenin geri alınması" konusunu mevzuatımız bakımından inceleme konusu yapmış olan yazarlar, bu müeyyidenin "bir fer'i ceza" olduğunda ittifak içindedirler. ( Doç. Dr. Duygun Yarsuvat, Trafik Suçları S. 196; Cemil Saatçioğlu, Fer'i ve Mütemmim Cezalar Adalet dergisi, 1977, Sayı 3 - 4, S. 253; M. Şükrü Alpaslan TCK.nun 50 yılı ve geleceği S. 234; N. Kunter, adı geçen eser, S. 249 )
CMUK.nun 305. maddesinde açıklanma "temyizi kabil olmayan hükümler" arasında sayılmamış olması nedeniyle de, "ehliyetin geri alınması" cezasına hükümler Yargıtay denetimine tabidir.
Sanık Ömer'e Çorum Emniyet Müdürlüğü Trafik Büro Amirliğince 29.12.1977 tarihinde ağır vasıta ehliyeti verildiği dosyanın incelenmesinden anlaşılmaktadır. Sanığın işlediği suçun niteliği gözönünde tutulduğunda ehliyetnamesinin daimi olarak geri alınmasına da karar verilmesi gerekirken, bu konuda bir karar verilmemesi yasaya aykırı olduğundan, müdahil vekilinin temyiz isteminde bulunduğu da gözönünde tutularak C.Başsavcılığı itirazının bu gerekçelerle kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle C.Başsavcılığı itirazının kabulü ile Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 24.5.1983 gün ve 1430 - 1875 sayılı onama kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün açıklanan nedenle bozulmasına depo parasının müdahile geri çevrilmesine; bozma nedeni gözönünde tutularak ve CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak "SANIK ÖMER'İN EHLİYETNAMESİNİN DAİMİ OLARAK GERİ ALINMASINA" ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usül ve yasaya uygun bulunan Yerel Mahkeme hükmünün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.11.1983 gününde üçte ikiyi geçen çoğunlukla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini