 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1983/9805
K: 1984/1085
T: 07.02.1984
DAVA: Davacıların varislerinin işkazası sonucu ölümü üzerine uğradıkları maddi ve manevi zararın ödetilmesi isteğiyle açtıkları davanın yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde temyizen incelenmesi davacılar avukatlarınca istenilmesi ve davalı F.K.K. (G.) Oto Lastik Sanayi avukatlarınca duruşma istenilmesi üzerine gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR: 1- Dosyadaki yazılarla, toplanan delillere ve gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Borçlar Kanununun 45. maddesinde düzenlenen destek tazminatı, haksız fiil sonucu olarak ölenin yardımında yoksun kalan kimselerin muhtaç duruma düşmelerini önlemek, yaşamlarını desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yöneliktir. Söz konusu haksız eylem bir yandan davacıları destekten yoksun bırakmak suretiyle mal varlıklarında eksilmeye yol açarken, diğer yandan bir takım yarara yol açmışsa da bu yararın tazminata etkisinin ne olacağı düşünülmelidir. Bir denkleştirmeye gidilebilmesi için bir yarara, söz konusu haksız fiilin sebep olması yani uygun bir illiyet bağının bulunması gerekir. Türk Ticaret Kanununun 1301. maddesinde gösterildiği gibi söz konusu yararı sağlayan 3. kişiler zarar görenlere yaptıkları ödemeler ölçüsünde ve Kanun hükmü gereğince zarar görenin haklarına halef olmaktaysalar haksız fiil faillerinin mükerrer ödemelerine imkan tanınmamak için bu yararları zarardan indirmek gerekir. Bu halde uygun illiyet bağının bulunduğu açıklık ve kesinlikle bellidir. Hukuk Genel Kurulunun 6.5.1983 gün ve 1983/9-237 E. 1983/748 Karar sayılı ilamında da bu görüş belirtilmiştir.
Bu kuralın istisnası can sigortalarına ilişkin olarak Türk Ticaret Kanununun 1338. maddesinde yer almıştır. 3. şahsın kusuru neticesinde vukua gelen kazalardan dolayı sigorta ettirenin sigortasından tazminat alması, sigorta ettirenin 3. şahsa müracat hakkını iskat etmez. 3. şahıs sigorta ettirenin sigortası nazara alınmaksızın bütün zarar ve ziyanın tazmini ile mükellef tutulur.
Olayda ise, Sosyal Sigortalar Kurumu'nca davacı (Ş.)'e 2.109.081,83 TL, (O)'ya 841.533,60 TL. ödenmiştir. Yukarıda açıklanan esaslar dairesinde bu tazminatın haksız fiil failine rücuu mümkün olmakla tazminattan tenkisinde bir yanlışlık bulunmaktadır. Bunun yanısıra taşıyıcı şirketten de davacı (Ş.)'in 3.019.806 TL, (N.)'in 2.066.921 TL. tazminat aldıkları dosya arasındaki belgelerden bellidir. Şu durumda bu tazminatların da zarardan indirilmesi gerekir.
Şu halde, hesap bilirkişi raporları arasındaki mubayenet giderilip davacıların kesin zararları tesbit edildikten sonra Borçlar Kanununun 43.maddesi gereğince takdir edilecek tazminat miktarı bulunmalı, son artışlar da dikkate alınarak Sosyal Sigortalar Kurumu'nca davacılara yapılan ödemelerin peşin değeri ile T.H.Y.A.O. tarafından ödenen maddi tazminat düşüldükten sonra karşılanmayan bir zarar kalırsa maddi tazminat o kadar hüküm altına alınmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeplere binaen mahallli mahkeme kararının her iki taraf yararına BOZULMASINA, 7.2.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.