 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1983/8299
K: 1983/9843
T: 29.11.1983
DAVA: Davacı, ihbar, kıdem ve kötüniyet tazminatı ile vergi farkının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm, süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş ise de; davacı avukatının sonradan verdiği dilekçe ile temyiz isteğinden vazgeçtiğini bildirmesi üzerine dosya inelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR: 1- Dava konusu sözleşme tazminatı ilke olarak geçerli olup, işçinin işsiz kaldığı günleri güvence altına alma amacına yöneliktir. Ancak bu tazminata hükmedilirken işçinin yaşı, işyerindeki eskiliği ve yeniliği gibi unsurlar dikkate alınarak takdirde bulunulmaktadır. Bu esaslar gözetildiğinde hükmedilen tazminat miktarı çok fazladır. Bu itibarla uygun bir tazminata hükmedilmek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
2- Kaldı ki tazminat hükmedilirken bir tarafın mahvına yol açacak miktarın takdir edilmesi de isabetsizdir. O halde tazminat miktarından konuya bu açıdan da bakıldığında uygun bir indirim yapılması gerektiğinin de düşünülmemesi isabetsizdir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda birinci bentte yazılı nedenlerle oyçokluğuyla, ikinci bentte oybirliğiyle BOZULMASINA; 29.12.1983 gününde karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davalı Şirket Yönetim Kurulunun 15.5.1980 tarihli kararı ile iş şartları meyanında davacının "... işine son verildiğinde .... 2.000.000 TL ne ve peşin tazminatı ödenmeyi kabul ediyoruz" denmiş, davacı da "bu karar gereğince 1.6.1989 tarihinde göreve başladım" şeklinde imzalı meşruhat yazmıştır. Taraflar arasında bu şekilde kurulan akti ilişkinin İş Kanununun 13, 14 üncü maddeleri çerçevesinde tartışılması gerekir.
Söz konusu tazminatın işe son verilme şartına bağlı olduğu açıkça bellidir. Şu halde bu tazminatı İş Kanununun 13 ve 14 üncü maddesinde gösterilen tazminat niteliğinde kabul etmek zarureti verdır. Kanunun bu hükümleri iktisadi kamu düzeni mülahazaları ile vaz edilmiş olup aksine sözleşme yapılması mümkün değildir. Nitekim 14 üncü maddeye aykırı davranışlar ceza yaptırımına da bağlanmıştır. Şu durumda ancak bu maddeler çerçevesinde bir tazminatın dışında bir istekte bulunmak mümkün olamaz. Aksi düşünenin kabulü halinde 14 ve 98 inci maddelerdeki yasaklardan kurtulmak için sözleşme yapma imkanı tanınmış olur.
Davacının 13/son madde çerçevesinde bir tazminat talebi de yoktur. Bu sebeple davacı lehine sözleşme tazminatı olarak hüküm altına alınmış olan 2.000.000 TL'lık bölümünün reddi gerekir. Kararın bu gerekçe ile bozulması oyundayım. Mahkemece, sayın çoğunluğun bozma sebeplerinin 2 nci fıkrasında gösterilen hususlara uyulmaması yanlış olup kabule göre o şekilde işlem yapılması gerekeceğinden bu bozma sebebine katılmıyorum.