 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1983/6963
K: 1983/9260
T: 14.11.1983
DAVA: Davacı, sehven ödenen kıdem tazminatının istirdadına karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme isteği reddetmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR: Davalı, davacı D.B. Deniz Nakliyat TAŞ Genel Müdürlüğünde işçi statüsünde çalışmakta iken Bakanlar Kurulu Kararı ile Genel Müdür yardımcılığına atanmış, böylece statüsü değiştirilmiş ve kendisine kıdem tazminatı ödenmiştir. Davacı Genel Müdürlük, Maliye Bakanlığının bir yazısı üzerine, davalıya kıdem tazminatının sehven ödendiğinin anlaşıldığını bildirerek istirdadını talep etmiştir.
Gerçekten kıdem tazminatı hakkının hangi hallerde elde edebileceği 1475 sayılı İş Kanununun değişik 14 üncü maddesinde gösterilmiştir Buna göre diğer koşullar yanında hizmet akdinin anılan maddede gösterilen sebeplerden birisi ile feshedilmiş veya sona ermiş olması gerekmektedir. Fesih, taraflar arasındaki fiili ve hukuki ilişkiyi sona erdiren hukuki bir işlem olup, bu yoldaki iradenin karşı tarafa açıklanmasıyla gerçekleşmiş olur. Statü değişikliğinde böyle bir irade açıklaması yoktur. Bu nedenle işverenin akdi feshinden sözedilemez. Burada ancak iş şartlarının esaslı bir şekilde değişikliği söz konusu olabilir. Bu hal ise, İş Kanununun işçiye fesih hakkı tanıan 16'ncı maddesinin II. bendine (c) fıkrasındaki durumu oluşturur.
Olayda, davalının akti feshetmeyerek yeni görevinde çalışmasını sürdürdüğü anlaşılmaktadır. O halde, davalı için kıdem tazminatı isteme hakkı doğmamıştır. Esasen işçilikte geçen hizmet süresi ilerde tabi olduğu mevzuat açısından şartları gerçekleştiğinde kıdem tazminatı ya da emekli ikramiyesinde değerlendirilecektir. Bu nedenlerle davacı, davalıya ödediği kıdem tazminatını geri isteyebilir. O halde, geri almanın diğer unsurları da incelenerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, feshin gerçekleştiğinden bahisle isteğin reddi doğru olmayıp, bozmayı icabettirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebepten davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.11.1983 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davalının, davacı D.B. Deniz Nakliyat T.A.Ş. Genel Müdürlüğünde işçi statüsünde çalışmakta iken Bakanlar Kurulu Kararı ile Genel Müdür Yardımcılığına atanmak suretiyle statüsünün değiştirildiği ve işçi statüsünde iken memur statüsüne geçirildiği anlaşılmaktadır.
Statü değişikliği sırasında davalıya ödenen kıdem tazminatının sehven ödendiğinden bahisle davacı kuruluş ödenen paranın istirdaden tahsilini istemiştir.
Kıdem tazminatının hangi hallerde ödeneceği 1475 sayılı Yasanın değişik 14. maddesinde açıklanmıştır. İş Yasası bu hakkın doğumu için iş aktinin feshinden veya son bulmasından bahsetmiştir. Davalının Bakanlar Kurulu kararıyla statüsünün değiştirilmiş olması İş Yasasında anılan sona erdirme veya fesih hallerinden değilse de, kıdem tazminatıyla ilgili hükümlerin birlikte incelenmesinde işçinin ahlak ve iyiniyet kuralları ve akte aykırı hareketlerinden başka bir nedenle akdi ilişkisinin kesilmiş olmasının yeterli olduğu sonucuna varmak mümkündür.
işçilikte geçen sürenin diğer mevzuat ile yapılacak intibakta gözönüne alınması bu yasalarda aksine bir hüküm bulunmadığına göre, işçilik süresi ile ilgili olup, İş Kanunundan doğan kıdem tazminatı hakkını ortadan kaldırmaz. işçinin memur olarak işine devam etmesi dahi kural olarak bu sonucu etkilemez. Davalı işçilikten memur statüsüne geçirildiğine göre, Sosyal Sigortalar Kurumu Yasasına bağlı işçilikte geçen hizmet süreleri artık emekli Sandığında geçen hizmet süreleri ile birleştirilmek suretiyle ve Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre, hak kazanmak koşulu ile birleştirilen hizmetleri üzerinden emeklilik veya malüllük aylığı bağlanacaktır. Bu durumda ise, ikramiye hakkı dahi son tabi olacağı yasaya göre emeklilik veya malüllük maaşına hak kazanma koşullarının gerçekleşmesine bağlanması nedeniyle davacının diğer hak doğuran sebeplerden yararlanma olanağını ortadan kaldırmış olacaktır. Hal böyle olunca kıdem tazminatı hakkının iş Yasasının amacına aykırı olarak sınırlandırılması sonucunu doğuracağı cihetle yasal açıdan haklı görüleceği düşünülemez. diğer yandan doğmuş bir hakkın ileride emekli olma olasılığına talik edilmesi ve diğer çeşitli belirsiz durumlara bırakılması hukukun hak alma ilkesiyle de bağdaşmaz. Memur statüsünde iken ölüm vesair bir nedenle emekli veya malüllük maaşına hak kazanmadan sona ermesi halinde kıdem tazminatının ikramiyeye dönüşmesi de mümkün olmayacağı cihetle memur statüsüne geçmeden önce gerçekleşmiş olan kıdem tazminatı hakkını da tamamen kaybetmiş olacaktır. Bu ise hakkaniyet ilkesine tamamen aykırı sonuçlar doğuracak ve kazanılmış bir hakkı ortadan kaldıracaktır.
Kaldı ki, davalı stütü değişikliğini istemiş değildir. Davacı kuruluş ödeme tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata göre kıdem tazminatını ödemiştir. Bu nedenlerle yerel mahkeme kararının onanması düşüncesiyle çoğunluk kararına katılmamıştır.