 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1983/3883
K: 1983/6124
T: 04.07.1983
DAVA : Davacı, ihbar ve kıdem tazminatiyle yıllık ücretli izin parasının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm, süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı, 2834 sayılı Kanuna göre, kurulan Güneydoğu Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri Genel Müdürlüğünde işletmeler müdür muavini olarak çalışmıştır. Tayin, terfi, yetki ve görevden çıkarılma gibi hususlar 2834 sayılı Kanun uyarınca çıkarılan ana sözleşme ve yönetmeliklerle düzenlenmiştir. Bu düzenleme tarzı ve işe alınması hizmet aktine değil, tayin tasarrufuna dayanmaktadır. Bu itibarla davaya bakmaya iş mahkemesi görevli degildir.
O halde, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esastan incelenip hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebebten BOZULMASINA 4.7.1983 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
İşçi, iş kanunumuzda bir hizmet aktine dayanarak herhangi bir işde ücret karşılığında çalışan kimse olarak tanımlanmıştır.
Gerçekten bütün çalışanları bağımlı bağımsız çalışanlar olarak iki büyük gurupta toplayacak olursak bağımlı çalışanlar arasında yer alan işçiyi diğer bağımlı çalışanlardan ayıran tek belirli gün ölçüsünün kanunda da işaret edildiği gibi hizmet akdi ilişkisi olduğu görülür. Kanuna göre görülmekte olan işin niteliği genellikle etkili bir unsur değildir. Yalnız Anayasanın 128 ve Personel Kanunu'nun 4. maddelerinde Devletin kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütüleceği kabul edilmiştir. Bu hale göre, genel itade esaslarına göre yürütülmesi gerekmiyen bir kısım kamu hizmetleri hizmet akdinin konusu olabilecektir. Nitekim Belediye temilzik vs. işlerde olduğu gibi kamu kuruluşlarının çoğunda bütün uygulamalar yapılmaktadır.
Olayımızda ise Hukuki durum daha da değişik davalı yerel bir tarım satış kooperatifte davacı da bu kooperatifin müdür muavinidir. Kooyeratifyer bilindiği gibi tamamen özel hukuk alanında faaliyet gösteren ekonomik kuruluşlardır. Özel yasasına göre en az 10 çiftçi bir araya gelerek Ekonomi Bakanının onayı ile bir kooperatif kurabileceği gibi en az 3 kooperatifle bir birlik kurabilir. Gerek 1163 sayılı Kooperatifler Yasasında gerek ve özellikle 2834 sayılı Yasanın ilgili maddelerdeki atama deyimi idare hukuku esaslarına göre bir atama tasarrufu olmayıp tamamen özel hukuk kapsamında bir işe alma işlemidir. İşe alma ve çıkarmanın kabule ve onaya bağlı olması ilişkinin niteliğini değiştirmez. Hizmet akdi ilişkisi geçerlilik yönünden bir şekle tabi değildir.
Bu nedenlerle davacıyı işçi saymayan çoğunluk görüşüne katılmıyorum.