DAVA : Davacı, kıdem tazminatı farkının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm, süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi,gereği konuşulup düşünüldü :

KARAR : Davacı, 1581 sayılı Kanuna göre kurulan Tarım Kredi Kooperatifi Müdürü iken emekliye ayrılmıştır. 1581 sayılı Kanun ve bu kanun uyarınca tek taraflı olarak çıkarılan ana sözleşme ve personel yönetmeliği hükümlerine göre, atama yolu ile işe alınıp çalıştırıldığı, tayin, terfi, nakil, sorumluluk, işten çıkarma ve diğer özlük işlerinin bu anasözleşme ve ve yönetmelikle düzenlendiği bu durumu dikkate alındığında aradaki ilişkinin işçi statüsüne değil, statü hukukuna dayandığı sonuç ve kanaatine varıldığından davaya bakmağa İş Mahkemesi görevli değildir.

O halde görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esastan incelenip kararın verilmiş olması isabetsiz olup, bozmayı icabettirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarda gösterilen sebepten BOZULMASINA, 4.7.1983 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

İş Kanununa göre işçi, bir hizmet akdine dayanarak herhangi bir işte ücret karşılığında çalışan kimse olarak tanımlanmıştır. Gerçekten de bütün çalışanlar bağımlı veya bağımsız çalışanlar olarak iki büyük gruba ayıracak olursak bağımlı çalışanlar arasında yer alan işçiyi diğer bağımlı çalışanlardan ayıran tek ve belirgin biçimsel ölçünün kanunda da işaret edildiği gibi hizmet akdi ilişkisi olduğu görülür. Bu ilişki çalışanın hukuki durumunu saptamakta son derece önemlidir. Hatta kanun açısından görülmekte olan işin niteliği etkili bir unsur sayılmaması gerekir. Yalnız personel kanunu, genel idare esasları uyarınca yürütülmesi gerekli asli ve sürekli kamu hizmetlerinin memurlar eliyle yürütülebileceğini kabul etmiştir. bu halde dahi görülen işin kamuya yararlı olması yeterli olmayıp asli ve sürekli kamu hizmetinin genel idare esaslarına göre yürütülmesinin şart olması icap eder. Bu temel kuralın sonucu olarak da genel idare esaslarına göre yürütülmesinde zorunluluk bulunmayan bir kısım kamu hizmetlerinin hizmet akdinin konusu olabileceğini kabul etmek gerekir. Nitekim kamu kuruluşlarının bir çoğunda örneğin belediye temizlik işlerinde ve toplu taşımacılıkta olduğu gibi bu tür uygulamalar yapılmaktadır.

Olayımızda ise davalı 734 Sayılı Kırcasalik Tarım kredi Kooperatifi, 1163 ve 2834 sayılı Kooperatifler ve Birlikleri hakkındaki yasalara göre, kurulmuş ve tamamen özel hukuk alanında faaliyet gösteren ekonomik bir kuruluştur. Özel yasasında en az 10 çiftçinin ekonomi bakanının onayıyla bir kooperatif kurabileceği kabul edilmiştir.

2834 sayılı yasada müdür ya da müdür vekillerinin ve diğer personelin statüsünü düzenleyen hükümler yoktur. Olayda hemen hemen tamamen özel hukuk ilkelerine dayalı 1163 sayılı yasa hükümleri ile iş yasası hükümlerinin uygulanması gerekir.

Davacının ana sözleşmenin 31. maddesi uyarınca görevine birlik direktörünün kararı ile atanmış olması sonucu değiştirmez. Burada sözü edilen atama deyimi idare hukuku esaslarına göre bir atama tasarrufu olmayıp, özel hukuk kapsamında bir işe alma işlemidir. Bu işlem taraflar arasında kişisel ilişki kuran ve karşılıklı hak ve sorumluluklar yükleyen bir hizmet akdinin oluşmasını engellemez.

Bu neden ve düşüncelerle çoğunluğun aksi yönde beliren bozma kararına iştirak edilmemiştir.

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

Yargıtay Kararları 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 1999 1998 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 1987 1986 1985 1984 1983 1982 1981 1980 1979 1978 1977 1976 1975 1974 1973 1927-1972