 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1983/10301
K: 1984/3111
T: 20.03.1984
DAVA : Taraflar arasındaki dayanışma aidatının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalı Hazine'den alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı Hazine ile müdahil avukatınca istenilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı, ... -Sen Sendikası vekili davalı İmar ve İskan Bakanlığı aleyhine açtığı davada müvekkili sendika ile Bakanlık arasında 1.10.1980 - 1.10.1983 dönemi kapsayan TİS'nin yapıldığını; işyerinde müvekkili sendikaya üye olmayan işçilerinde Toplu İş Sözleşmesinden yararlandıklarını, davalı işverence yapılan müteaddit başvurulara rağmen dayanışma aidatının kesilip gönderilmediğini, Yüksek Hakem Kurulu'nun müvekkili sendikayı taraf kıldığı tarihten sonrası için dayanışma aidatının kesildiğini iddia ile 1.10.1980 ile 1.10.1983 tarihleri arasındaki dönem için dayanışma aidatı tutarının tahsilini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, TİS'nin 1.10.1980'de yürürlüğe girdiğini, tarafınında davacı sendika olmadığını, yetki uyuşmazlığının 23.3.1983 tarihinde kesinleştiğini, Yüksek Hakem Kurulu'nun bunu takiben TİS'nin tarafını değiştirerek 23.3.1983'ten itibaren. ...-Sen Sendikası'nın taraf olan.... -Büro İş Sendikası üyeleri olan işçilerin üye olarak yararlandıklarını, bu dönem için başka sendikanın dayanışma aidatı isteyemeyeceğini ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davacı sendikanın yetkisinin 1.10.1980 tarihi itibariyle geçerlilik kazandığı, Yüksek Hakem Kurulu kararının bu esası değiştiremeyeceği gerekçesiyle dava kabul olunmuş kararı davalı ve müdahil temyiz etmişlerdir.
1 - Dosyadaki belgelere göre Yüksek Hakem Kurulu 30.11.1981 günlü kararla 1.10.1980-30.9.1983 dönemi için süresi biten TİS'ni yürürlüğe koymuştur. Bu Toplu İş Sözleşmesi'nin tarafı olan ... -Büro İş sendikası gösterilmiştir.
....-Büro İş Sendikası ile .... -Sen Sendikası arasındaki yetki uyuşmazlığı ....-Sen Sendikası yararına sonuçlanmış ve buna ilişkin Ankara 1. İş Mahkemesi'nin kararı Yargıtay'ca, 1.3.1983 tarihinde onanmıştır.
Yüksek Hakem Kurulu, 23.3.1983 tarihli ek kararıyla 30.11.1981 günlü kararla yeniden yürürlüğe konulan TİS'nin tarafının ....-Sen Sendikası olarak değiştirilmesine ve bunun 23.3.1983 tarihinden itibaren geçerli olmasına 25.4.1983'de karar verilmiştir.
24.12.1980 tarihinde kabul olunan 2364 sayılı Süresi Sona Eren Toplu İş Sözleşmelerinin Sosyal Zorunluluk Hallerinde Yeniden Yürürlüğe Konulması Hakkında Kanununun 3. maddesi hükümlerince "Bu kanunun uyarınca yeniden yürürlüğe konulan TİS'den taraf işçi teşekkülünün üyesi olmayan işçilerin yararlanması, 275 sayılı Kanunun 7. maddesinin 3 numaralı bendi hükmüne tabidir. Bu hükmün uygulanmasında yetkisi kesinleşmiş yeni bir sendika yok ise, yürürlüğe konulmaya esas alınan sözleşmenin tarafı olan sendika, yetkisi kesinleşmiş yeni bir sendika varsa, bu sendika yürürlüğe konulan Toplu İş Sözleşmesinin tarafı sayılır."
Önce şu hususun özellikle belirtilmesi gerekir ki, iki sendika arasındaki yetki uyuşmazlığının kesin hükümle sonuçlanması ile yetkili olduğu anlaşılan sendikanın yetkisi karar tarihinden değil çağrı tarihi itibarıyla kesinleşmiş sayılır. Yüksek Hakem Kurulu'nun bu konudaki kararı izhari nitelikte olup, sadece gerçekleşen yetki durumunun belirleyerek yetkisi kesinleşen sendikayı TİS'nın taraf ilan etmekten ibarettir. Aksi halde bir TİS'den yararlanan işçilerden dayanışma aidatı kesmiştir. Bu yönde uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık işverenin TİS.'nin yeniden yürürlüğe konulduğu 1.10.1980 ile 1.3.1983 tarihleri arasındaki süre için TİS.'nin tarafı olan sendika üyesi olmayan işçilerden dayanışma aidatı kesmek zorunda olup, olmadığı hususuna ilişkin bulunmaktadır. Az önce sözü edilen iki tarih arasında Yüksek Hakem Kurulu'nun yeniden yürürlüğe koyma kararına göre Toplu İş Sözleşmesinin tarafı ....-Büro İş Sendikası'dır. Dava konusu dayanışma aidatının ilişkin bulunduğu işçiler esasen bu sendikaya üye olduklarından üyelik aidatı ödemekte olup, dayanışma aidatı ödemeleri söz konusu edilemez. Ortada yetki uyuşmazlığının sürdüğü bir dönem olsa dahi-ki durum böyledir. Yetkili organca yeniden yürürlüğe konulan TİS. tarafını ve bu arada davalı Bakanlığı da bağlayacağına göre Bakanlık ihtilafın varlığına dayanarak uyuşmazlık döneminde yetki ihtilafın nasıl sonuçlanacağı belli olmadan o dönem için sözleşmenin tarafı olan sendikanın üyesi olma sıfatına dayanarak TİS.'den üyelik aidatı ödeyerek yararlanan işçilerden ayrıca başka bir sendikanın hakkını koruyacağı düşüncesiyle dayanışma aidatı kesmek zorunda olduğu düşünülemez. Hatta buna davalı Bakanlığın hakkı da yoktur. Kaldı ki, işverenin sorumluluğu 274 sayılı Kanunun 23. maddesi gereğince işverene yazılı bildirim ve istek şartına bağlıdır. Yetki uyuşmazlığı çözümlenip Yüksek Hakem Kurulu'nca karar verildikten sonra ise, gereken dayanışma aidatını işveren kesmiştir. Hal böyle olunca davalı Bakanlığın dayanışma aidatını kesmemekten sorumlu tutulamayacağı, bu nedenle de onun hakkındaki davanın reddi gerekir.
Kuruldaki görüşmeler sırasında azınlıkta kalan üyeler tarafından yetki uyuşmazlığı sonucuna kadar işverenin tahsil edilen aidat paralarını bir bankada bloke ederek uyuşmazlık sonunda yetkisi kesinleşen sendikaya ödemesinin doğru olacağı ve diğer taraftan, dava reddedildiği takdirde yüzlerce işçi hakkında dava açılacağı ve bunun dava ekonomisi ile bağdaşmayacağı görüşleri ileri sürülmüş ise de; çoğunluk şu gerekçelerle bu düşüncelere katılmamıştır :
Olayda bloke edilmesi gereği ileri sürülen aidatla yasa gereği işçinin üyesi bulunduğu sendikaya ödemek zorunda olduğu ve bu amaçla davalı Bakanlıkça kesilen aidatlardır. İşveren bu aidatları yasa gereği ait olduğu sendikaya ödemek zorunda olup, bunu dayanışma aidatı olarak bloke etme yetkisine sahip değildir. Dava ekonomisi olarak ileri görüş olayda davalı Bakanlığı, yasalar gereği sorumlu olmadığı yükümlülük altına sokma sonucunu doğuracağından bu düşünce de benimsenmemiştir.
2 - Kendi hakkı ile ilgili olduğundan müdahilin müdahale isteğinin reddinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile kararın yukarda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 6500 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 20.3.1984 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı, ..... - Sen Sendikası vekili tarafından verilen 30.9.1983 günlü dilekçesinde: Müvekkili sendika ile davalı İmar-İskan Bakanlığı arasında 1.10.1980-1.10.1983 dönemini kapsayan Toplu İş Sözleşmesi yapıldığını, işyerinde müvekkili sendikaya üye olmayan işçilerin de bu Toplu İş Sözleşmesinden yararlandıklarını, davalı işveren yapılan başvurulara rağmen dayanışma aidatının kesilip gönderilmediğini, müvekkili sendikanın Yüksek Hakem Kurulunca sözleşme tarafı olarak saptanmasından sonraki süre için dayanışma aidatı kestiğinden bahsile 1.10.1980 ile 1.3.1983 tarihleri arasındaki dönem için dayanışma aidatı tutarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Hazine vekili ise, Toplu İş Sözleşmesinin 1.10.1980 tarihinde yürürlüğe girdiğini, davacı sendikanın ise, bu Toplu İş Sözleşmesinin tarafı olmadığını, yetki uyuşmazlığının 23.3.1983 tarihinde kesinleştiğini ve Yüksek Hakem Kurulunun sonradan Toplu İş Sözleşmesinin tarafını değiştirmek suretiyle 23.3.1983'den sonra .... - Sen Sendikası'nın taraf olduğuna karar verdiğini, bu tarihe kadar Toplu İş sözleşmesinin tarafı olan .....- Büro İş Sendikası üyeleri olan işçilerin üye olarak yararlandıklarını, bu dönem için başka sendikanın dayanışma aidatı isteyemeyeceğini beyanla davanın reddini istemiştir.
Yerel mahkeme, davacı sendikanın Toplu Sözleşmeye taraf olma hakkını 1.10.1980 tarihi itibarıyla kazandığını, davalı Bakanlığın ise Yüksek Hakem Kurulunun geçerlilik kazndırdığı 23.3.1983 tarihi itibarıyla nazara alınması isteminin doğru olamayacağını, aksi alde karşı sendikanın çıkardığı ve sonunda haklı olmadığı belirlenen uyuşmazlıktan yararlanmış olacağını, bu halin ise hakkın kötüye kullanılmasının korunmuş olacağından bahisle davanın kabulüne karar vermiştir.
Davalı ve müdahil vekilleri temyiz dilekçelerinde de ileri sürdükleri nedenlerle mahkeme kararını temyiz etmişlerdir.
....... -Büro İş Sendikası ile davalı imar ve İskan Bakanlığı arasında 1.10.1979'dan itibaren 30.9.1980 tarihine kadar olan dönemi kapsayan bir TİS.'si yapılmıştır. Bu sürenin sona ermesi üzerine 8.8.1980 günlü yazı ile Ankara Bölge Çalışma Müdürlüğüne durum bildirilmiş ve ......- Büro iş Sendikası'nın çağrısına daacı sendika 25.8.1980 tarihinde ve davacı sendikanın çağrısına ise .......- Büro İş Sendikası 27.8.1980 tarihinde itirazda bulunmuşlardır. Ankara Bölge Çalışma Müdürlüğü itirazları inceleyerek 11.11.1980 gün 317 sayılı kararı ile anılan işyerinde Toplu İş Sözleşmesi yapmaya davacı sendikayı yetkili kılmıştır. ....-Büro Sendikası bu karar aleyhine Ankara 1. İş Mahkemesi'nde 1980)296 sayı ile iptali yolunda dava açmıştır. Mahkemece İmar-İskan Bakanlığı, Afet İşleri Genel Müdürlüğü'nde Toplu İş Sözleşmesi yapma yetkisinin davacı sendikaya ait olduğundan bahisle Ankara Bölge Çalışma Müdürlüğünün kararını onamıştır.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nce sözü edilen kararın bozulması üzerine yerel mahkemece itirazın reddine ve Bölge Çalışma Müdürlüğü kararının eskisi gibi onanmasına karar verilmiştir. İş bu karar Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 1.3.1983 günlü ilamı ile onanmak suretiyle kesinleşmiştir.
Sözü geçen davanın yargılaması sırasında Yüksek Hakem Kurulu anılan işyerinde ..... - Büro İş Sendikası ile davalı Bakanlık arasında 1.10.1980 ile 1.10.1983 tarihini kapsayan dönem için düzenlediği TİS.'nin 1.10.1983 tarihi itibarıyla yürürlüğe koymuştur. Bilahare Yüksek Hakem Kurulu ek karar ile .....-üro İş Sendikası ile davalı İmar-İskan Bakanlığı arasında 30.11.1981 tarih ve 428 sayılı karar ile yeniden yürürlüğe konulan Toplu İş Sözleşmesinde yukarda bahsi geçen ve kesinleşen Ankara 1. İş Mahkemesinin kararı ile taraf olma yetkisini kazanan ....-Sen Sendikası'nın 2364 sayılı Yasa gereğince davalı Bakanlık Afet İşleri Genel Müdürlüğü'nde taraf sendikası olmasına ve bu değişikliğin 23.3.1983 tarihi itibarıyla geçerle bulunduğuna 25.4.1983 tarihinde karar vermiştir. Davacı sendika Toplu İş Sözleşmesine taraf olma hakkını 1.10.1980 tarihi itibarıyla kazandığını, davalı Bakanlık ise davacı sendikanın taraf olma yetkisini 23.3.1983 tarihinde elde ettiğini ileri sürmektedirler. O halde uyuşmazlık konusu, hangi tarihten itibaren taraf olma niteliğinin saptanması konusunda toplanmaktadır.
24.12.1980 tarihinde kabul edilen 2364 sayılı Süresi Sona Eren Toplu İş Sözleşmelerinin Sosyal Zorunluluk Hallerinde Yeniden Yürürlüğe Konulması hakkındaki Kanunun 3. maddesine göre "Bu kanun uyarınca yeniden yürürlüğe konulan TİS.'nin taraf işçi teşekküllerinin üyesi olmayan işçilerin yararlanması, 275 sayılı Yasanın 7. maddesinin 3 numaralı bendi hükmüne tabidir. Bu hükmün uygulanmasında yetkisi kesinleşmiş yeni bir sendika yok ise, yürürlüğe konulmaya esas alınan sözleşmenin tarafı olan sendika, yetkisi kesinleşmiş yeni bir sendika varsa, bu sendika yürürlüğe konulan TİS.'nin tarafı sayılır" hükmünü öngörmüştür.
Yüksek Hakem Kararlarının izhari ve idari nitelikte olup, tarafları bağlayacağı, ancak yargı önünde tartışma ve inceleme, konusu yapılabileceği kuşku götürmez. O halde Yüksek Hakem Kurulu kararlarının kesin olması taraflar yönünden ve başka bir mercie başvurulamayacağı anlamındadır. Yüksek Hakem Kurulunda bu görüşle yetkili sendikayı Toplu İş Sözleşmesinin tarafı olarak belirleyip ilan etmiştir.
274 sayılı Yasanın 1317 sayılı Yasa ile değişik 23. maddesi (.... sendikanın, yazılı talebi ve aidatları kesilecek sendika üyesi işçilerinin listesini vermesi, üzerine işveren ... aidatları kesmeye ve kestiği aidatların nevi ile tutarını ilgili sendikaya vermeye ve kesinti listesini sendikaya göndermeye mecburdur) biçiminde bir hükmü öngörmüştür.
Gerçekten sendika bu hüküm gereğince üyelik aidatı ile dayanışma aidatı ödeyen işçilerin listesini ve ödenecek aidat miktarlarını işverene bildirecektir. Sendikanın savunulduğu üzere böyle bir liste vermemiş olmasına rağmen işveren yıllarca Toplu İş Sözleşmesinden işçileri yararlandırmış, ancak aidatı kesmemiştir. Böyle bir liste verilmemesine rağmen aditaların kesilmemesine karşılık TİS.'nin öngördüğü hakları uygulanmakta herhangi bir duraksama göstermemiştir. Diğer yandan çoğunluk görüşü kabul edildiği takdirde Toplu İş Sözleşmesinden yararlanan işçilerden doğrudan doğruya bu işçiler aleyhine dava açmak suretiyle tahsili yoluna gidilmesi sonucunu doğuracaktır ki, bu durum yüzlerce işçiyi ilgilendirdiği cihetle dava ekonomisi ile bağdaşmayacağı gibi taraf teşekkülü uzun uğraşılara ve uyuşmazlıklara götürmüş olacaktır.
Öbür yandan henüz uyuşmazlık konusu olup, yetki durumunun ne olacağı belli olmadığı ve uyuşmazlığın mahkemede çözümlenmekte bulunduğu açık ve seçik olmasına göre bu uyuşmazlığın sonucuna değin işverenin tahsil edilen aidat paralarının bir bankada bloke etmesi ve uyuşmazlık sonunda yetkisi kesinleşen sendikaya ödemesi doğru olurdu. Hemen belirtelim ki, Yüksek Hakem Kurulu'nun ....- Sendikası'nı taraf olarak kabul ettiği 23.3.1983 gününden itibaren davalı işverenin bu sendika üyesi olmayan ancak Toplu İş Sözleşmesinden yararlanan işçilerden dayanışma aidatı kestiği hususunda da bir uyuşmazlık yoktur. Bu tarihten önce ve henüz yetki kesinleşmediği ve uyuşmazlık konusu olup, Yüksek Hakem Kurulu kararıyla ....-Sen Sendikası taraf sendikası olduğunun belirtilmesi sonucu ve böylece yetkili sendika belli olmasına ve her iki .....- Büro ve .....-Sen Sendikaları arasındaki yetki uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlanması itibarıyla artık çağrı tarihi itibariyla yetkisinin kesinleştiğinin kabulü gerekeceği doğaldır. Nitekim çoğunluk görüşü de yetkisinin kesinleştiğinin kabulü gerekeceği doğaldır. Nitekim çoğunluk görüşü de yetkinin karar tarihinden değil çağrı tarihinden itibaren kesinleşmiş sayılacağını kabul etmiştir. Hal böyle olunca artık 23.3.1983 tarihinden değil yerel mahkemece kabul edilen ve uyuşmazlığı çözen karar uyarınca 1.10.1980 tarihinden itibaren geçerli olduğu sonucuna varılmış olacaktır. Tersine görüş kabul edildiği takdirde kesinleşen yargı kararı ile .....- Sen Sendikası'nın yetkili olduğu kabul edilen 1.10.1980 tarihinden itibaren bu sendikanın üyesi olmayan işçilerin dayanışma aidatı dahi ödemeden adı geçen sendika yürürlüğe konulan Toplu İş Sözleşmesinden yararlanmalarına yol açılmış olur. Hemen belirtmek yerinde olur ki, aynı Toplu İş Sözleşmesi dönemi içinde iki ayrı senikanın taraf olma yetkisini kabul etmek olanağı da yoktur.
Nihayet yerel mahkeme kararı doğrultusunda işverenin dayanışma aidatı ile yükümlü işçilere rücu etmesi mümkündür.
Bu nedenlerle yerel mahkeme kararının onanması düşüncesiyle çoğunluğun bir nolu bentde geçen bozmaya ilişkin görüşüne katılınmamıştır.