 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1983/10149
K: 1984/566
T: 26.01.1984
DAVA: Davacı, ihbar ve kıdem tazminatının ödetilmesine ve eski işine iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme isteği kısmen hüküm altına almış ve işe iade isteğini reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR: 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacının hizmet akdi bildirme şartına uyulmadan feshedilmiştir. Fesih iradesinin açıklanmasıyla akit son bulmuş olur ve o anda taraflar arasındaki fiili ve hukuki ilişki sona erer. Böyle olunca çalışılmayan ihbar öneli hizmet süresine eklenmez. Mahkamenin ihbar önelini davacının kıdemine eklemek suretiyle hüküm tesis etmiş olması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebepten davalı yararına +OZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine (...) 26.1.1984 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Türk İş Hukuku düzenlemesine normal koşullar içinde belirsiz süreli, sürekli hizmet akitlerinin feshinde önceden haber verme ilkesi benimsenmiştir. Sürekli işler belirsiz süreli hizmet akdinin oluşmasıyla bu ilke kendiliğinden bir fesih koşulu ve bir fesih güvencesi olarak ortaya çıkar. Hizmet sözleşmesi de en azından yasada öngörülen ihbar önelinin sonunda feshedilmiş sayılır.
Bu temel ilkenin doğal sonucu olarak önel süresi içinde hizmet akdinin taraflara yüklediği hak ve borçlar aynen devam edeceğinden bu arada yeni bir toplu iş sözleşmesi yürürlüğe girerse bundan işçi yararlanacağı gibi bildirim süresi geçtikten ve akit sona erdikten sonra imzalanıp geçerliliği önel içine rastlayan sözleşmeden de eğer imza tarihinde işyerinde çalışma koşulu yoksa işçinin bu sözleşmenin geçerlilik süresi ile önel sonu arasında getirdiği haklardan yararlanması gerekir.
Bildirim şartı yasalarımıza emredici bir kural olarak girmiştir. bu nedenle de bildirim sürelerini ortadan kaldırmak sonucunu doğuran bir sözleşmeye itibar edilemez. Aksine yasadaki bildirim sürelerinin sözleşmelerle artırılacağı kabul edilmiş ve bildirim şartına uymayan tarafın önellere ilişkin ücret tutarında tazminat ödemesi öngörülmüştür.
İş akdinin önelsiz feshi için haklı bir sebeb bulunmadığı halde akit işverence feshedilmişse işçinin önelle ilgili bütün haklarından yararlandırılması gerekir. Bu akdin önel sonunda feshedileceğine dair yasal kuralın bir sonucudur.
Bu nedenlerle önel süresinin kıdem tazminatı hesabına katılmaması yolundaki çoğunluk görüşüne katılınmamıştır.