 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1983/8005
K: 1983/7070
T: 28.04.1983
DAVA : Taraflar arasında tapulama tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, iş incelendi, gereği görüşüldü:
KARAR : Tapulama sırasında 661 parsel sayılı 3400 m2. yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydına, miras ve satın alma yolu ile geçen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak Ziya adına tesbit edilmiştir. İtirazı tapulama komisyonunca reddedilen Sevim taşınmazda miras payı bulunduğunu ileri sürmüş ve dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, taşınmazın Mehmet mirasçıları olan davacı ve paydaşları adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılardan Rukiye ve irfat tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı Sevim babası Mehmet'den gelen miras hakkına dayanmıştır. Miras bırakan Mehmet 1930 gününde ölmüş, davacıdan başka da mirasçıları vardır. Bu durumda Mehmet terekesinin iştirak halinde paydaşı durumunda bulunan davacı Selim tek başına dava açamaz; iştirakçilerin davaya muvafakat etmeleri ya da davacı olarak davaya katılmaları yada terekeye temsilci tayin edilmesi zorunludur. Oysa olayda iştirak halinde paydaşların davaya karşı muvafakatları, davaya katılmaları sağlanmamış ve terekeye temsilci tayin edilmemiştir. Dava açan sevim dışındaki iştirak halinde bulunan paydaşların davalı üçüncü kişi yanında davalı sıfatı ile kendilerine husumeti yöneltilmiş olması Mehmet terekesinin temsil edildiği anlamına gelmez. Davanın iki tarafından biri davacı, diğeri de davalıdar. Taraf ehliyeti davacılık ve davalılığın ayrı ayrı müesseseler olması esasına göre belirlenir. İştirakçilerin bir bölümü davacı ve bir bölümü davalı ise iki kesimde de iştirak temsil edilmemiş olur. Bu bakımdan olayda iştirakın davada temsil edildiği kabul edilemez. Dava koşulu gerçekleştirilip, taraf oluşturulmadan işin içine girilerek hüküm kurulamaz. Mahkemece bu yönden yanılgıya düşülerek işin esası hakkında yazılı biçimde hüküm kurulmuş olması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 766 sayılı Tapulama Kanunun 73. maddesince harç alınmamasına, 28.4.1983 gününde oybirliği ile karar verildi.