 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1983/13389
K: 1983/13417
T: 26.12.1983
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan şuf'a davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde, temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, şuf'alı payın iptal ve tesciline ilişkindir. Mahkeme davayı reddetmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir.
Şuf'a davalarının satışa ıttıla tarihinden itibaren bir ay içinde açılması gerekir. Bu süre hak düşürücü niteliği haiz olduğundan davacının beyan ettiği tarihler itibarıyla sürenin geçirilip geçirilmediğinin mahkemece re'sen saptanması gerekir. Bu tarihlere göre dava süresinde açılmış, davalı tarafda süre geçirildiği ve ıttılanın daha önce olduğu yolunda herhangi bir savunmada bulunmamışsa mahkemenin başka bir araştırma yapmasına gerek yoktur. Ancak davalı taraf ıttılaya göre sürenin geçirildiğini ileri sürerse bu savunmanın isbatı davalıya düşer. Bu konuda tanık dahil her türlü delil ibrazı mümkündür.
1 - Davalı Mukaddes'in gıyap kararının tebliğide usulsüzdür. Zira tebligat vasıta gösterilen kahveci Mustafa'ya tebliğ edilmiştir. Bu şahsın aynı çatı altında oturan kimse olduğu belirtilmemiştir. Bu itibarla tebligat geçersizdir. Ancak bu davanın son oturuma gelmiş duruşmaya alınmış, davacı tanıklarına karşı beyanda bulunmuştur. Bu bakımdan tebligatın usulsüzlüğü sonuca etkili görülmemiştir. Bu davalı süre savunmasında bulunmadığına göre bu davalı yönünden davanın süresinde açıldığının kabulü ile buna ait payın davacı adına tapu harç ve masrafları tesbit edilir davacı tarafa depo ettirildikten sonra davacı adına tesciline karar verilmesi gerekir.
2 - Diğer davalı yönünden yapılan temyize gelince, olayımızda davalı murtaza sürenin geçirildiği savunmasında bulunmuş ancak mahkemece ispat külfeti hatalı olarak davacı tarafa yükletilmiş ve süresinde açıldığı ispat edilemediği nedeni ile dava reddedilmiştir. Halbuki öncelikle davalı Murtaza'nın bu konudaki delillerinin toplanması buna karşı davacının mukabil delillerinin ibraz ettirilmesi ve varılacak sonuca göre sürenin geçirilip geçirilmediğinin saptanması gerekir. Bu nedenlerle hüküm usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün BOZULMASINA, 26.12.1983 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.