Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
5. Hukuk Dairesi
E: 1983/2006
K: 1983/4043
T: 19.04.1983
  • KAMULAŞTIRMA DEĞERİ
ÖZET: Anayasanın 46. maddesindeki doğrultuda yeni bir yasa çıkınca ya kadar yürürlükteki 2587 sayılı Yasa hükümlerine göre kamulaştırma karşılığının belirtilmesi zorunludur.
(2709 s. Anayasa m. 46)
(6830 s. İstimlak K m. 11)
(1319 s. EVK. geçici m. 2 (2587 s. K. la ek))
Taraflar arasındaki kamulaştırma değerinin artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; kamulaştırma değerinin artırılmasına dair verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekili yönünden süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla; dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:
Kamulaştırmanın, 2587 sayılı Yasa ile kabul edilen ve Emlak Vergisi Kanununa ek 2. madde olarak eklenen hükmünün yürürlüğe girdiği 27.1.1982 gününden sonra yapıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda kamulaştırma karşılığının saptanması bakımından hangi hükmün uygulanacağı sorunu çözümlenmelidir.
7.11.1982 günü kabul edilen 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 46. maddesi kamulaştırmaya ilişkin hükümleri saptamaktadır. Bu maddeye göre değer biçilmesinde vergi bildirgesinin dikkate alınacağı gösterilmiş fakat vergi bildirgesinde bildirilen miktarın bağlayıcı Olduğuna ilişkin bir hüküm konulmamıştır.
Anılan 46. maddenin 2. fıkrasının 1. cümlesi şöyledir. "Kamulaştırma bedelinin hesaplama tarzı ve usulleri kanunla belirlenir"
Bu hükme göre 6830 sayılı kamulaştırma yasasının hükümlerini değiştiren ve bu konuda yapılacak değişikliğe kadar uygulanacak hüküm 2587 sayılı yasa ile kabul edilen geçici 2. maddedir. Bu maddeye göre bir mislini aşmamak koşulu ile vergi bildirgesinde gösterilen miktar bağlayıcıdır.
Bu durumda, Anayasanın 46. maddesindeki hükümle 2587 sayılı
Yasadaki hüküm çelişmektedir. Gerçi Anayasanın 177. maddesinin
(e) bendinde "Anayasanın yürürlüğe girecek hükümleri ve mevcut
kurulacak kurum, kuruluş ve kurumlar için yeniden kanun yapılması veya mevcut kanunlarda değişiklik yapılması gerekiyorsa bunlara ilişkin işlemler mevcut kanunların Anayasaya aykırı olmayan hükümleri veya doğrudan doğruya Anayasa hükümleri Anayasanın 11. maddesi gereğince uygulanır." "11. maddeye göre ise: Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare ve mahkemeleri ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır." Anayasanın yukarıda değinilen hükmü kamulaştırma bedelinin hesaplama tarz ve usulleri kanunla düzenlenir. Öyle ise Anayasa da bu değerin saptanmasının kanunla belirleneceği hükmü vardır. Değerin hesap, tarz ve şeklini gösteren bir açık hüküm yoktur. Bu hesap yapılırken hangi noktaların gözönünde tutulacağına ilişkin 46. maddedeki 2. fıkranın 2. cümlesi ise sözü geçen bu kanuna nelerin ışık tutacağını göstermektedir.
Böyle olunca; 177. maddenin (e) bendindeki hükmün olayımıza uygulama yerini tartışmak gerekir. Herşeyden önce bu fıkranın uygulanabilmesi için eldeki kanunun Anayasaya aykırı olması gerekir. Çünkü maddedeki açık hüküm "Anayasaya aykırı olmayan hükümlerin uygulanacağı yolundadır." 2587 sayılı Yasanın geçici 2. maddesindeki vergi bildirgesi ile bağlılık hükmü Anayasaya aykırımıdır.
Anılan yasa 27.1.1982 günü yürürlüğe girmiş olup 12 Eylül 1980 gününden sonra Milli Güvenlik Kurulu tarafından kabul edilmiştir. Anayasanın geçici 15. maddesinin son fıkrasına göre "Bu dönem içinde çıkarılan kanunlar, kanun hükmünde kararnamelerin Anayasaya aykırılığı iddia edilemez."
Kaldıki 1961 Anayasası'nda, hükümlerin Anayasa Mahkemesi'nden belli sürede sonuç alınmadığı durumlarda Anayasaya aykırılığı inceleyebilecekleri kabul edilmişken 1982 tarihli Anayasamızın 152. maddesinin 2. fıkrasına göre "Mahkeme Anayasaya aykırılık iddiasını ciddi görmez ise bu iddia Temyiz merciince esas hükümle birlikte karara bağlanır." 3. fıkraya göre de ciddi görse bile belli sürede karar alamazsa "mahkeme davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır."
Görülüyorki 2587 sayılı Yasanın geçici 2. maddesindeki vergi bildirgesi ile bağlılık kuralının Anayasaya aykırılığı ileri sürülemez. Böyle olunca da Anayasanın 46. maddesindeki doğrultuda yeni bir yasa çıkıncaya kadar yürürlükteki 2587 sayılı Kanun hükümlerine göre kamulaştırma karşılığının belirtilmesi zorunludur.
Bilirkişi raporlarında bu amaçla emsal kayıtlar incelenerek, üs, tün ve eksik yönleri gösterilerek ve emsal bulunmadığı veya kabul edilebilir durumda görülmediği durumlarda taşınmaz malın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir hesap olunarak ve bu gelire göre rant formülü uygulanarak bilimsel yolla değer biçilmesi ve bundan sonra saptanan bu karşılığın mal sahibinin vergi bildirgesinde ve geçici 2. maddede açıklanan şekilde vergi bildirgesini aşıp aşmadığı araştırılarak ve vergi esasına bağlı kalınarak kamulaştırma karşılığının ne olacağı belirtilmek gerekir.
Bu görüşlere göre dosya kapsamı incelendiğinde;
1 - Davacı 11.6.1980 tarihinde taşınmazı için -15.000- liralık vergi bildirgesi bildirmesine karşı 27.4.1982 günü (ki 2587 sayılı Yasa yürürlüğe girdikten sonra) taşınmazı için -100.000- lira değer göstererek ikinci kez vergi bildirgesi vermiştir. Bu ikinci bildirgenin geçerli olup olmadığı araştırılıp tartışılarak ve gerekçeleri gösterilerek bağlayıcı nitelikte olan vergi bildirgesine göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2 - Kabule göre, bilirkişiler taşınmazın gelirine göre değer biçmişlerdir. 6830 sayılı Kamulaştırma Yasasının 11/4. maddesi gereğince gelire göre değer biçilirken taşınmaz malın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir hesap olunmak gerekir. Taşınmaz mal üzüm bağıdır. Bağ olarak yılda ne kadar üzüm alınabileceği ve bu ürünlerin elde edilmesi için yapılacak giderler ve piyasa sürüm değerine göre üzümün satış karşılığından her türlü üretim ve taşıma giderleri indirildikten sonra rant formüllüde uygulanarak bilimsel yolla değer biçilmesi gerekir. Böylece gelire göre değer belirttikten sonra bunun içinde hem zeminin ve hemde üzerindeki omcaların karşılığı bulunmadığından ayrıca omca değerinin bulunarak kamulaştırma karşılığına eklenmesine de yer yoktur. Böylece hesap edilecek gelire göre değer biçilmek gerekirken bağ yerine buğday ekilerek gelir hesap olunması ve bunlara ayrıca omca değerinin de eklenmesi doğru bulunmamıştır.
İdare vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden hükmün yukarda açıklanan nedenle HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 19.4.1983 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini