 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
5. Hukuk Dairesi
E:1983/1131
K:1983/1066
T:10.02.1983
- KAMULAŞTIRMA
- TESCİL DAVASI
ÖZET : Kamulaştırılan taşınmazın biçilen karşılığına ancak yasal süre içinde itiraz edilmesi durumunda tescil davası dinlenmez.
(6830 s. İstimlak K m. 17)
Taraflar arasındaki 6830 sayılı Yasanın 17. maddesi uyarınca tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı belediye vekili yönünden süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla; dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava konusu taşınmazın onaylı imar planına göre 18.7.1979 gününde kamulaştırıldığı ve kamulaştırma işleminin bu nitelik ve neden belirtilerek 22.10.1979 gününde mal sahibine tebliğ edildiği mal sahibinin ise kamulaştırma işleminin iptali için Danıştaya başvurduğu, Danıştay'ca diğer nedenler arasında kamulaştırma kararının onaylı imar planına dayanılarak alındığı belirtilerek iptal davasının reddedildiği ve bundan sonra mal sahibinin 26.7.1982 gününde bedel artırma davası açtığı anlaşılmaktadır.
6830 sayılı Kamulaştırma Yasasının 17. maddesinde kamulaştırılan taşınmazın biçilen karşılığına ancak yasal süre içinde itiraz edilmiş ise tescil davasının dinlenmeyeceği öngörülmüştür. Anılan Yasanın 14. maddesinin 2. fıkrasına göre onaylı imar planına dayanılarak yapılan kamulaştırma karşılığının kesinleşmesini engelleyemeyeceğinden, bu yönler düşünülmeden açılan bedel artırma davasının kesinleşmediğinden söz edilerek tescil isteminin reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Davacı idare vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden hükmün açıklanan nedenle HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 10.2.1983 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
6830 sayılı Kamulaştırma Yasasının 17. maddesine göre, tescile karar verilebilmesi için, kamulaştırmanın ve bedelin kesinleşmiş olması zorunludur.
Mülk sahibi tarafından bedelin artırılması için açılmış davanın halen derdest bulunduğu tesbit edilmiş olduğuna göre o başka davanın süresinde olup olmadığı, reddine mahkum olduğu elimizdeki davada kararlaştırılarak bedelin kesinleştiği kabul edilemez. Bedel kesinleşmeden böylece koşulları oluşmadan 17. maddeye göre açılan tescil davasının reddi doğrudur. Hükmün onanması gerekir,
Çoğunluğun bozma nedenine katılmıyorum.
Ahmet ÖĞÜTÇÜ Üye