 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi
E: 1983/568
K: 1983/1265
T: 13.04.1983
DAVA : Cebri irtikapta bulunmaktan sanıklar; Hacı, Mustafa ve suça katılmaktan sanık Abuzer'in yapılan yargılamaları sonunda; TCK.nun 64, 209/1, 65/3, 59 ve 227/son maddeleri gereğince sanık Abuzer'in iki sene bir ay, diğer sanıkların dörder sene ikişer ay ağır hapis cezalarıyla mahkumiyetlerine ve müebbeden memuriyetten mahrumiyetlerine dair (Adıyaman Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen, 2.12.1982 gün ve 1981/285 esas, 1982/283 karar sayılı hükmün süresi içinde duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi, sanıklar tarafından istenilmiş ve şartı yerine getirilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile daireye gönderilmekle, dava evrakı incelenip gereği görüşülmüş olduğundan, aşağıda yazılı karar ittihaz olundu:
KARAR : Hazırlık soruşturması sırasında 12.8.1981 gün ve 13705 numaralı ehliyetnameden çıkartıldığı açıklanan nüfus cüzdan örneği içeriğinden şoför olduğu anlaşılan sanık Hacı hakkında 6085 sayılı Yasanın 60/E maddesi uyarınca işlem yapılması mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, iftira etmesi için bir neden bulunmayan şikayetçinin aşamalardaki içtenlik gösteren anlatımlarıyla, sanıkların davranışlarını açıklayıp, toplanan tüm kanıtlarla birlikte hüküm yerinde tahlile ve tartışmaya tabi tutulan, inandırıcı gerekçe ile savunmaları reddederek sübutu kabul eden mahkemenin takdirine ve TCK.nun 209. maddesinde tanımlanan irtikap suçu; memurun nüfuzunu, kudretini kötüye kullanmak suretiyle ferdi zorlaması sonucu uğrayabileceği haksız işlemi önleyebilmek durumunda kalan ferdin ona menfaat sağlamak veya vaadetmesiyle oluşacağına göre; ....... Tapulama Müdürü sanık Hacı ile aynı yer kontrol memuru Mustafa'nın tapulama tutanaklarına vaki itirazlarından ötürü Mehmet İnal'dan 1.200.000 lira irtikapta bulunmayı aralarında kararlaştırdıkları ve Mehmet'in işin bir an önce sonuçlandırılması hususundaki başvurularını sanık Hacı'nın "onu biz biliriz" diye cevaplandırdıktan sonra olay günü sanık Abuzer aracı ile de vaki itirazın lehine sonuçlandırılması için 1.200.000 lira talep ettiği, şikayetçinin bu haksız talebi kabul eder görünerek numaralarını saptadığı 500.000 lirayı geri kalanını ertesi günü ödeyeceğini söyleyerek Abuzer'in evinde Hacı'ya verdiği ve Abuzer'in bu paranın bir kısmını sanık Mustafa'yı götürmek üzere iken yapılan operasyon sonunda paraların elde edildiğinin anlaşılmasına, bu durumda sanık gayreti içinde olmalarına, isteklerin kabul edilmemesinin riskinin mağduru ödemeye zorlayıcı nitelikte bulunmasına göre, eylemin sübutunun kabulünde ve cebri irtikap olarak nitelendirilmiş olmasında, sanıklar Hacı ve Mustafa'nın suçun birinci derecede (asli), sanık Abuzer'in ise ikinci derecede (fer'i) faili olarak cezalandırılmalarında yasaya aykırılık görülmediğinden sübuta, eylemin TCK.nun 210/212. maddelerine uyabileceğine ilişkin temyiz itirazları ile müdafiilerin duruşmalı inceleme sırasındaki aynı hususlara değinen savunmaları ile tebliğnamede ve mütalaadaki tapulama işlemlerine karşı yapılan itirazların sonucu araştırılmadan TCK.nun 212-213. maddeleri yerine yazılı biçimde uygulama yapılmasının isabetsizliğine yönelik bozma isteyen düşüncenin de reddiyle hükmün ONANMASINA, depo paralarının gelir kaydına, 13.4.1983 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.