 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1983/6565
K: 1983/8082
T: 05.10.1983
DAVA : Taraflar arasındaki haksız eylemden doğma maddi ve manevi tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı 38.874,50 liranın davalılar M.D. ve karayolları Genel müdürlüğünden 38.874,50 liranın H.E. ve Karayolları genel müdürlüğünden faizleriyle birlikte mütesesilen alınarak davacıya ödenmesine davacının kayınvalidesi hakkındaki tazminat davasının ve fazla isteğin reddine ilişkin hükmün süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine gereği konuşuldu :
Dava devlet karayolunda seyreden bir aracın şarampole yuvarlanması sonucu uğranılan zaranın ödetilmesi isteği olup husumet devlet karayolları genel müdürlüğü ile bu idarede çalışan iki gerçek kişiye yöneltilmiştir. Davacı olay günü kendi aracı ile devlet karayolunda giderken onarım yapılan bir bölümüne geldiğinde elinde asfalt püskürtme hortumu bulunan davalı personel H.E. ün diğer personel davalı M.D. nun kullandığı gerisinde asfalt distribütörü bağlı kayonun arkasından ansızın davacının önüne çıkması sonucu kaza gerçekleşmiştir. Hükme dayanak tutulan bilirkişilerin raporuna göre kusurun bir bölümü yola dikkatsiz ve tedbirsizce çıkan H.E. te ve bir bölümü gereken işaretlemeyi uygun şekilde yapmayan M.D.dadır. Ayrıca davacınında müterafik kusuru vardır. Mahkemece gerçekleşen zarardan her iki personelin kusuruna düşen bölümünün tahsiline karar verilmiş; ve hüküm bütün davalılarca temyiz edilmiştir
11.2.1959 günlü ve 17/15 sayılı yargıtay içtihadı birleştirme kararının gerekçesinin 1. bendinde açıklandığı üzere karayolları gibi bir amme teşekkülünün vazifelerinden olan bir işi yapmayı kararlaştırması idari bir karar olduğu gibi bu kararı yerine getirmek için plan ve projeler yapıp o plan ve projeler gereğince iş görmesi de kararın neticesi olan birer idari fiilidir. O halde bu fiillerden doğan zararların tazmini istekleri de idare karar ve fiilden doğan zararın bir kimsenin hakkına halele uğratması esasına dayanan bu istekler mahiyetçe bir tam yargı davasıdan ve bu itibarla bu davalılarda idare yargı yeri görevlidir. Esasen bir idare teşekkülünün kanunun verdiği yetkiyi kullanarak bir karar verdikten sonra o kararı yerine getirmesi kanuna uygun bir hareket olduğu cihetle haksız eylemin kanuna aykırılık şartı gerçekleşmiş olmaz. olay kara yolunun onarımı sırasında gerçekleşmiş olsa bile sonuç değişmez çünkü kamu yasaları gereğince yapılmış bulunan tesislere bakma yükümlülüğü de yine kamu yasalarından doğan yükümlülükler olduğundan kamu tüzel kişilerinin bu yükümlülüklere aykırı davranma hallerinden doğan zarar nitelikçe idari eylemden doğan bir zarardır. Bundan başyka olay karayollarınada trafik diğer bir deyimle araçların karayolu üzerindeki hal ve hareketi ile ilgili olmadığından bu işte 6085 sayııl karayolları trafik kanununun uygulanması da söz konusu edilemez. O halde davalı karayolları genel müdürlüğü yönünden görevsizlik kararı verilmek gerekirken ödetme kararı verilmiş olması bozmayı gerektirir.
2 - Temyiz olunan karar verilmezden önce yürürlüğe girmiş bulunan 1982 anayasasının 129. maddesinin beşinci fıkrası hükmüne göre memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırkan işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları kendilerinin rücu edilmek kaydı ile ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak ancak idare aleyhine açılabilir. Mahkemece bu anayasa hükmü karşısında diğer davalılar M.D. ile H.E.'ün sorumlulukların sözü edilen hükmün kapsamına girip girmediği incelenmeksizin onlarında tazminatla mahkum edilmiş olmaları bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın 1. bentte gösterilen nedenle davalı idare 2. bentte gösterilen nedenle diğer davalılar M.D. ve H.E. yararın BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre öteki yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına 5.10.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.