Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1983/6358
K: 1983/7408
T: 15.09.1983
DAVA : Taraflar arasındaki haksız eylemden doğma maddi ve manevi tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı fazla isteğin reddine, 60.352 lira maddi ve 60.000 lira manevi tazminatın faizleriyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ilişkin hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle kiracının 6570 sayılı Kanuna göre tazmin sorumluluğunun doğması için yasanın buyruğuna aykırı olarak tahliyeden itibaren üç yıl içinde kiraya verilmiş olması yeterli olmasına; davanın açılma tarihinin, sorumluluğun bir unsuru olmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Dava, davalıya ait taşınmazın davacıda kirada iken ihtiyaç sebebiyle tahliye edilmesinden sonra, 6570 sayılı Kanunun 15. maddesine aykırı olarak kiraya verilmesinden kaynaklanmıştır.
Olayımızda, davalının ihtiyaç sebebiyle boşalttırdığı taşınmazını yasanın açık buyruğuna aykırı olarak ve hiç bir mücbir sebep olmaksızın üçüncü kişiye kiraya verdiği tartışmasızdır. Başka bir anlatımla davalının hukuka aykırı eylemi gerçekleşmiştir. O halde kanıtlanmak koşulu ile davacı gerçekleşen zararının tazminini isteyebilir. Ancak bu davalarda zarar ve tazminatın kapsamının belirlenmesi bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır.
Kural olarak davacı, tahliye tarihinden itibaren üç yıl içinde gerçekleşen mal varlığı zararlarını isteyebilir. Davacı, olayda dava tarihine kadar, işyerini tahliye etmesinden dolayı 18 ay boşta gezdiğini ileri sürerek bu süre için gerçekleşen zararın tazminini istemiştir. Mahkeme, sorumluluğun kapsamını belirlerken, davacının 18 aydır boşta gezdiği yolundaki iddiasını aynen benimseyerek hüküm kurmuştur. Davacının zararı, bu süre içinde istek gibi tam zarar şeklinde gerçekleşmiş olabilir. Oysa Borçlar Hukukunda zarar ve tazminat kavramlarının ayrı ayrı yeri ve sonuçları vardır. Zarar, mal varlığındaki eksilmeyi; tazminat ise, sorumluluğun kapsamını tesbit eder. Bu nedenle tazminat, zarar miktarına eşit olabileceği gibi ondan eksik de olabilir. Bilindiği gibi BK.nun 43 ve 44. maddeleri getirilen kurallar, sorumluluğun kapsamını tesbit eder. Bu nedenle tazminat, zarar miktarına eşit olabileceği gibi ondan eksik de olabilir. Bilindiği gibi BK.nun 43 ve 44. maddeleri getirilen kurallar, sorumlunun zararı ne ölçüde yükleneceğini belirlemek içindir. Bu nedenle zarar kesin olarak belirlendikten sonra BK.nun 43. ve 44. maddelerinin somut olay içinde tartışılması ve araştırılması gerekir. Şayet olay içinde belirtilen yasa hükümlerine uygun indirim sebeplerinin varlığı tesbit edilirse; tazminat, başka bir değişle hükmedilecek miktar zarardan az olacaktır.
Olayımızda davacı, dayanıklı tüketim maddeleri satıcılığı yapmaktadır. O halde öncelikle tahliyeden ne kadar süre sonra, aynı veya ona yakın nitelikte bir iş yerini eski koşullarla veya ona yakın koşullarla temin edeceği ve çalışmaya hazır duruma getirebileceği araştırılmalıdır. Çünkü ilk aşamada davacının zararı bu süre ile sınırlıdır, burada tam zarar istenebilir. Bu şekilde sınırlanmış süre için (olayın özlleğinin çıkarabileceği durumlar ayrık) kural olarak bir indirim sebebi (BK.md. 43-44) söz konusu olamaz.
Ancak davacı, iş yeri bulunmasında orta (normal) düzeyde bir ticaret adamının göstereceği özeni (objektif özen) göstermelidir. Davacının, iş yeri bulmada göstereceği özensizlik birlikte (müterafik) kusuru oluşturur. Bu halde, iş yeri bulunmasında özensizliğin gösterildiği tarihten itibaren oluşan ikinci aşamadaki zarar söz konsudur. Bu kısım zarara, zarar gören davacının birlikte kusur sayılan eylemi de etkili olduğundan bundan davalının sorumlu tutulması mümkün değildir; davacı kendi kusurundan yararlanmamalı ve bu durum zarardan bir indirim sebebi olmalıdır (BK.md. 44/1). Bu nedenle bu kısımla ilgili tazminat belirlenirken, davacının tahliye edilmeseydi eski iş yerinde ve ikinci aşamada sürenin başlangıcından itibaren yeni bulacağı yerde net olarak kazanacağı miktar ayrı ayrı belirlenmelidir. Çünkü her iki kazanç arasında gerçekleşen fark davacının ikinci aşamadaki zararını oluşturacaktır.
O halde mahkemenin, davacının gerçekleşen zararından, davalının ne ölçüde sorumlu olacağını yukarıda gösterilen şekilde araştırmamış olması usul ve yasaya aykırıdır. Mahkemece yapılacak iş: Gerektiğinde bilirkişine de yararlanmak suretiyle davacının tahliye tarihinden itibaren ne kadar sürede iş yeri açabileceği objektif olarak belirlendikten sonra açıklanan kuralları ve nedenleri de gözeterek hüküm kurmaktan ibarettir.
3 - Türk Sorumluluk Hukukunda hangi durumlarda manevi tazminat istnebileceği belirlenmiştir (BK. md. 47, 49 vb). O halde bir manevi tazminat isteği ile karşı karşıya kalındığında öncelikle olay içinde manevi tazminatın unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalıdır. Kuşkusuz kişiye verilen her türlü (maddi ve manevi) zararlar bir üzüntü oluşturacaktır. Ancak üzüntü, manevi tazminat hükmedilmesinde başlı başına bir unsur değil hukuka aykırılık (eylem) unsurunun doğal sonucudur. Bu nedenledir ki, üzüntü ve ızdırap manevi tazminat için yeterli değildir; bu nedenle olayda manevi tazminatın yasal koşulları aranmalıdır.
Olayımızda davacı, davalıya ait binadan ihtiyaç sebebiyle hükmen çıkarılmış ve daha sonra bu yer üçüncü kişiye kiraya verilmiştir (hukuka aykırı eylem). Mahkeme, davacı yararına davaya konu olay nedeniyle manevi tazminata hükmederken yalnız üzüntü ve ızdıraptan söz etmiş; bunun yanında ne başka neden ve ne de hükmün yasal dayanağını göstermiştir. BK.nun 49. maddesinin söz konusu olan hallerde öncelikle "kişilik hakkının korunduğu bir kişisel varlığın (değerin) "zarar görmüş olması aranmalıdır. Böyle bir değer (Maddi bedensel değerler: Yaşam, sağlık vb., Manevi değerler: Onur saygınlık vb., Ekonomik değerler: Ekonomik özgörlük ve varlık-) söz konusu olmadıkça, ne kişilik hakkından ve ne de manevi tazminattan söz edilemeyecektir. Oysa manevi tazminata konu edilen zarar, bir mal varlığı zararının içindedir. Mal varlığı şeklinde oluşan maddi zararlar ise kişilik hakkının korunması dışındadır. Eylemin oluşma biçimi ise, kişilik hakkı niteliğinde olan "ekonomik özgürlük ve varlığa saldırı" durumunu meydana getirmeye de uygun değildir. O halde mahkemenin manevi tazminat hükmedilmesi gereken yasal koşulları tartışmadan ve araştırmadan bu yolda hüküm kurması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın ikinci ve üçüncü bentlerde gösterilen nedenlerle davalı yararına (BOZULMASINA), davalının diğer itirazlarının birinci bentde gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 15.9.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini