 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1983/6000
K: 1983/6724
T: 04.07.1983
DAVA : 1 - Dava; maddi tazminat isteminden ibarettir. Davada, davacı idare, karayolunda meydana gelen trafik kazasında ambulansın hasar gördüğünü ileri sürerek parça değiştirme, onarım ücreti, işgücü ve değer kaybından oluşan zararının, karşı araç sahipleri ile her iki araç sürücüsünden müteselsilen tahsilini dava ve talep etmiştir. Yerel mahkeme ise, davacı idareye ait ambulansın ücüncü şahıs tarafından onarıldığı ve bu onarım için Bakanlıkça hiçbir gider yapılmadığı, dolayısiyle idare zararının söz konusu bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddini hükme bağlamıştır.
Gerçekten; dosya içerisinde bulunan Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı destek Hizmetler Dairesi Başkanlığının 1.12.1982 tarihli ve 8482 sayılı yazıları ile "trafik kazası geçiren ambulansın Beypazarı Hastane Güzelleştirme Derneği tarafından onarılmış olduğu Bakanlıkça onarım için ödeme yapılmadığı ve aracın faal bulunduğu" anlaşılmaktadır. O halde burada çözümlenmesi gereken ilk sorun, denkleştirme (zarar tutarından yararların düşülmesi) ilkesinin uygulanma olanağı bulunup bulunmadığıdır. Hemen belirtmek gerekir ki; Borçlar Kanununda elde edilmiş yararların zarar tarafından indirileceğine, daha açık bir deyimle zarar ile yararın denkleştirileceğine ilişkin genel nitelikte bir hüküm yoktur. Böyle olmakla birlikte gerek doktirinde ve gerekse uygulamada denkleştirme kurumu benimsenmiştir. Denkleştirme kuralı, zarar kavramının ve buna bağlı olarak zarar görenin hukuka aykırı davranış sayesinde zenginleşmemesi prensibinin zorunlu bir sonucu olarak görülmektedir.
Bilindiği, gibi Türk hukukunda zarar kavramı hususunda fark teorisi benimsenmiştir. Bu teori gereğince ise zarar, mal varlığının zarar verici olaydan sonraki durumu ile, zarar verici olay meydana gelmese idi bulunacağı durum arasındaki farkı ifade eder. Böyle olunca zararın hesaplanmasında, bu olayın zarar görenin mal varlığı üzerindeki olumsuz etkileri yanında olumlu etkileride göz önünde tutulmak ve yararla zarar denkleştirilerek, gerçek zarar bulunmalıdır (Bkz. Akünal, Haksız Fiilden Doğan Zararlarda Denkleştirme Sorunu, İst. 1977, s. 18 - 20).
Dairemizin 9.11.1953 günlü ve 6706/6709 sayılı, 8.4.1964 günlü ve 8759/1975 sayılı ve nihayet 5.12.1969 günlü ve 10308/10172 sayılı kararlarında ayrıntılı bir biçimde açıklandığı üzere tazminattan indirilecek yararların zararı oluşturan haksız eylem nedeniyle elde edilmiş bulunması yeterli değildir. Burada da uygun illiyet bağı teorisinin uygulanması gerekir. Diğer deyişle uygun illiyet bağı teorisi sırf sorumluluğu tayin ve sınırlamakta kullanılan bir teori olmayıp, denkleştirme sorununda da göz önünde tutulmalıdır. O halde; bir yararın denkleştirmede nazara alınabilmesi için o yararın, zarar verici fiilen uygun ve normal bir sonucu olması gerekir. Bir üçüncü kişinin davacı ile aralarındaki ilişkinin niteliğine göre zararın giderilmesini gönüllü olarak yüklenmiş olması, haksız eylemle uygun sebep ve sonuç bağı olana bir ödeme değildir. Haksız eylem sonunda malvarlığında meydana gelen fazlalaşma zararı oluşturan haksız eylemin uygun nedeni ve sonucu değilse, zarardan indirilemez.
O halde, somut olayda davacı idareye ait aracı, davada taraf olmayan "Hastane Güzelleştirme Derneği"nin tamir ettirmesinin hukuka aykırı eylemin uygun nedeni ve sonucu olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Yargıtay'ın kökleşmiş uygulaması gereği; "bir olay, hayattaki genel deneylere ve olayların tabii akışına göre, diğer bir olayın tabii akışına göre diğer bir olayı meydana getirmeye elverişli bulunur; diğer bir deyimle, olayın ortaya çıkması görünüşte söz konusu diğer bir olayın meydana gelmiş olmasıyla kolaylaşmış bulunursa; ilk olay, uygun sebep ve sonuç ölçüsüne göre, ikincinin nedeni sayılır". Olayımızda, idareye ait araçta (ambulans) davalının hukuka aykırı eylemi sonucu gerçekleşen zararın, adı geçen dernek tarafından giderilmesi ilk olayın uygun nedeni değildir. Çünkü uygun nedenden söz edebilmek için; ilk olayın bu yardım olayını gerçekleştirme ihtimalini, önemli ölçüde artırması gerekir. Halbuki böyle bir trafik kazası sonunda davacıya ait araçta meydana gelen zararın giderilmesi büyük ölçüde beklenemez. Derneğin işleyiş koşulları dikkate alındığında böyle bir yardımın yapılması olağan bir durum olarak kabul edilemez. O halde üçüncü kişi derneğin, davacı idareye ait aracı tamir ettirmesi zararlı sonucun zorunlu şartı değildir.
Bütün bunlardan ayrı olarak denkleştirmenin (zarar tutarından yararların düşülmesinin) gerçekleştirilmesi için, üçüncü şahsın iradesinin ve bu iradenin yöneldiği amacın, doğru olarak belirlenmesi gerekir. Haksız eylemin doğurduğu zararı gideren üçüncü şahısların iradesi, haksız eylem fiilini korumaya değilde, olayımızda olduğu gibi zarar göreni gönüllü olarak faydalandırmağa yönelmişse, haksız eylem failinin bu yararların zarardan mahsubunu istemesi mümkün değildir. Çünkü üçüncü şahısların iradesi buna engel teşkil etmektedir. Şayet üçüncü şahıs, haksız eylem failinin tazminat yükümlülüğünü onun yerine geçerek ifa etmek istemişse, bu takdirde de zarar zaten ödenmiştir; tazminat borcu eda edildiği için artık yararlanmanın mahsubu da söz konusu olmıyacaktır (Prof. Dr. Haluk Tandoğan - Türk Mes'uliyet Hukuku - Ankara 1961 - s. 269).
Bütün bu açıklamaların ışığında; zarar ve yaralanmanın kapsam ve niteliği üzerinde yeterince durulmadan ve yalnızca zararın giderilmiş bulunması olgusuna dayanılarak davanın reddi yolunda hüküm tesisi hukuka ve usul hükümlerine aykırı olup bozmayı gerektirmektedir.
2 - Diğer taraftan; davada onarımla ilgili parça ve işçilik bedelleri dışında değer kaybı ve aracın çalışamamasından doğan mahrumiyet zararı da talep edilmiştir. Bu son iki zarar kaleminin onarım ile ilgili bulunmadığı ve aracın onarım sorunucu giderilemiyeceği düşünülmeden ve dolayısıyle gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmadan reddedilmiş bulunması da kabul şekli bakımından ayrı bir bozma nedeni oluşturmaktadır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda 1 ve 2. bendlerde açıklanan nedenlerle davacı yararına bozulmasına 4.7.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.