 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1983/4487
K: 1983/6299
T: 20.06.1983
DAVA : Taraflar arasındaki arasındaki haksız eylemden doğma maddi ve manevi tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı maddi tazminat istğinin reddine, 30.000 lira manevi tazminatın faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine ilişkin hükmün davacı avukatı tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir yolsuzluk görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki itirazlarının reddi gerektir.
2 - Davacının aday olarak katıldığı belediye başkanlığı seçimini, sandık kurulu başkanı olan davalıların hukuka aykırı eylemleri sonucu kaybettiği dosya içerisindeki kanıtlardan anlaşılmaktadır. Burada üzerinde durulması gereken sorun, davalının maddi zararlarının gerçekleşip gerçekleşmediğidir. Mahkeme, davalının yüksek düzeyde bir gelire sahip olduğundan, belediye başkanlığına seçilmekle maddi zararının gerçekleşmeyeceğini benimseyerek bu isteği reddetmiştir.
Bilindiği gibi Türk Sorumluluk Hukuku'na göre zarar hukuka aykırı eylem olmasaydı kişinin mal varlığının bulunacağı durum ile hukuka aykırı eylemin gerçekleşmesiyle mal varlığının bulunacağı durum arasındaki farktan ibarettir (Fark Teorisi). Davacı, davalıların hukuka aykırı eylemleri gerçekleşmemiş olsaydı belediye başkanlığı görevini yüklenip onun karşılığına bir ücret alacağı tartışmasızdır. İşte davacının buradan alacağı ücret, diğer özel gelirleri gibi mal varlığına girecek ve orada bir artma meydana getirecekti; bu ücretin davalıların eylemiyle onun mal varlığına girmemesi zararı oluşturan bir eksilme olarak kabul edilmelidir. Çünkü davalının özel gelirinin bulunması gerçekleşen zararı ortadan kaldıracağı düşünülemez. Kişinin ayrı ayrı nedenlerle mal varlığına giren gelirleri tazminat hesabında denkleştirme konu yapılmamalıdır; davalıların hukuka aykırı eylemleri özel gelirlerinin uygun nedeni ve sonucu değildir. O halde davacının mal varlığında gerçekleşen somut bir zararın varlığı kabul edilmelidir; mahkemenin, aksi görüşle maddi tazminat isteğinin reddetmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece yapılacak iş; davacının belediye başkanı olması halinde özel nitelikteki işlerinin aksamadan yürütülmesi için bir adam tutma zorunluluğu bulunup bulunmadığını tesbit edip; adam tutma zorunluluğu varsa buna ödenecek ücret ile belediyeden alacağı maaş arasında bir fark bulunursa bunu, şayet adam tutma zorunluluğu yoksa görev nedeniyle mal varlığına girecek olan ücret toplamını isteği de gözeterek hüküm altına almaktan ibarettir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda ikinci bentde gösterilen nedenle davacı yararına (BOZULMASINA), davacının sair itirazlarının birinci bentde gösterilen nedenlerle reddine ve davacı yararına takdir edilen 5.000 lira duruşma avukatlık parasının davalılara yükletilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 20.6.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.