 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1983/3639
K: 1983/5701
T: 30.05.1983
DAVA : Taraflar arasındaki istihkak davası nedeniyle yapılan yargılama sonuda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davacının davasının kabulü ile söz konusu terekedeki küçük ve büyükbaş hayvanların ve bunların semerelerinin davacıya aidiyetine ilişkin hükmün davalı tarafından duruşma istekli olarak temyiz temyiz edilmesi üzerine gereği konuşuldu:
KARAR : Davacı, davalının eşi (M.) ile kardeş olup ortaklık yaptıklarını ancak (M.)'un sağlığında bu ortaklığı ayırdıklarını, kamyonun (M.)'a hayvanların da kendisine verildiğini, böylece taksimle kendisine düşen hayvanları yetiştirip çoğalttığını ve tüylerini de biriktirip sattığını davalının ise bu tiftiklerin parası üzerine ihtiyati tedbir koydurup hayvanlar için de taksim davasını açtığını oysa davalının eşi (M.)'un bunlarda bir hakkı bulunmadığını ileri sürerek, tiftik ve hayvanların kendisine ait olduğuna karar verilmesini istemiştir.
Davalı ise iddiayı kabul etmemiş ve davacının, ölen eşi (M.)'un sürülerini güden, işlerini takip eden bir kişi olduğunu savunmuştur.
Mahkemece iddia sabit görülerek davacı ile ölen (M.)'un mallarını ve kazançlarını ayırdıkları, hayvanların tamamının davacıya düştüğü kabul edilmiş ve terekedeki hayvanların ve semerelerinin davacıya ait olduğuna karar verilmiştir.
Dosyadaki şahit ifadelerinden davacı (A.) ile ölen kardeşi (M.)'un birlikte oturup, kazançlarının müşterek olduğu anlaşılmaktadır. Malların ve kazançların ayrılması hususuna gelince, bu konuda şahit ifadeleri hükme yeter nitelikte değildir. Malların ayrıldığı ve hayvanların davacıya düştüğüne dair beyanda bulunanlar (M.I.) ve (O.I.) olup bunlar davacının oğludur. (M.K.) de davacının akrabasıdır; esasen bu şahidin ifadesi de tek başına davanın kabulü için yeterli değildir. Davacının diğer şahitleri (İ.U.) ile (M.A.) ise davacı ile (M.)'un malları ayırdıklarını bilmediklerini, ancak duyduklarını söylemişlerdir. Bu açıklamalardan anlaşılacağı gibi şahit ifadeleri davanın kabulü için yeterli olmayıp davacı iddiasını ve malların taksim edilmiş olduğu olgusunu isbatlıyamamıştır. Delillerin yanlış değerlendirilmesi sonucu davanın kabulüne karar verilmiş olması uslu ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenlerle BOZULMASINA (...) 30.5.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.