 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1983/3418
K: 1983/5435
T: 23.05.1983
DAVA : Taraflar arasındaki haksız eylemden doğma tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulü ile 216.000 liranın faiziyle birlikte davalı şirketten alınarak davacıya ödenmesine, fazla isteğin reddine ilişkin hükmün davalı şirket avukatı tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir yolsuzluk görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Mahkeme, uzmanlık dalları "bitki koruma" olan üç öğretim görevlisinin verdiği raporda belirlenen zarar kapsamını benimseyerek hüküm kurmuştur. Bilirkişilerin zararın varlığına ve zararla davalının yaptığı işletme faaliyeti arasındaki uygun illiyet bağının belirlenmesine ilişkin görüşleri konuyu aydınlatacak nitelikte ve yeterliktedir. Çünkü bilirkişiler kendi uzmanlık sahaları içinde olan konuları somut inceleme ve araştırmalara dayanarak sonuca bağlamışlardır. Zararın kapsamının belirlenmesinde ise aynı yargıya varmak olanağı yoktur. Şöyleki zarar kapsamının belirlenmesi, bilirkişilerin uzmanlık sahası içinde değildir; diğer taraftan zarar kapsamı belirlenirken bir taraftan açık hata yapılarak elde edilecek ürünler için yapılması gereken istihsal giderleri düşülmemiş, diğer taraftan da zaman zaman somut inceleme yerine soyut olarak elde edilen bilgilerle sonuca varılmıştır.
O halde bilirkişi raporunun, zararın ve tazminatın gerçek kapsamını belirlediği kabul edilemez. Gerçi olayımızda yukarıda da açıklandığı gibi konu yalnız zarar kapsamının belirlenmesiyle sınırlı değildir. Bu gibi durumlarda, her konu için ayrı ayrı bilirkişi kuralları oluşturulması da özellikle dava ekonomisi yönünden sakıncalı olacağı tartışmasız doğrudur. Ancak mahkemeler büyük zorunluk bulunmadıkça veya olayın özelliği zorlamadıkça, değişik uzmanlık dallarının içinde kalan konuları, her konunun uzmanları arasından seçip oluşturacakları bilirkişi kurulan incelettirmelidir. Örneğin; bu davanın yargılaması sırasında yapılan bilirkişi incelemesinin, uzmanlık alanları bitki koruma fitapatalok - kimya - fındık üretim ve pazarlama olan ve en azından lisans öğrenimi görmüş kişilerden oluşmuş kurula yaptırılması gerekirdi. O halde mahkemenin yeterli olmayan ve davalı itirazlarını dahi karşılamayan bilirkişi raporuna dayanarak tazminat kapsamını belirlemesi ve bu yolda hüküm kurması usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece yapılacak iş, uzman kişilerden oluşturalacak bilirkişi kurulu aracılığı ile gerçekleşen zararı ve tazminat kapsamını belirleyip sonuucuna göre hüküm kurmaktan ibarettir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda ikinci bentde gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davalının diğer itirazlarının birinci bentde gösterilen nedenlerle reddine ve davalı şirket yararına takdir edilen 5000 lira duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 23.5.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.