 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1983/229
K: 1983/1527
T: 15.02.1983
DAVA : Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra, dosya incelendi gereği konuşuldu:
KARAR : Dava haksız eylemden doğma tazminat isteği olup husumet beş kişiye yöneltilmiştir. Olay günü bazı kişiler arasında gerçekleşen silahlı çarpışma sonunda bir evde konuk olarak bulunan davacı ayağından yararlanmıştır. Davalılar hakkında kamu davası açılmış ise de, ilk soruşturma aşamasında af nedeni ile dava ortadan kaldırılmıştır. ancak davası sorgu hakimliğine vermiş bulunduğu 18.1.1974 günlü dilekçesinde silah atanların davalılardan yalnız Naci ve Osman olduklarını açıkca belirtmiştir. Mahkemece deliller toplandıktan sonra adları geçenlerin kavga sırasında silah kullandıkları benimsenmekle birlikte davacının bunlardan hangisi tarafından yaralanmış olduğu kesin olarak anlaşılmadığından söz edilip davanın reddine karar verilmiştir. Bilindiği gibi TCK. nun 463. maddesi hükmüne göre eylemi bir kaç kişi birlikte yapmış olupta failin kim olduğu belli olmazsa bunlardan her birisi hakkında fiil için tayin edilmiş olan ceza üçde birden yarıya indirilerek hüküm olunur.
Eğer bir çok nedenden yalnız biri sonucu doğurmakla birlikte, somut olayda bu nedenin hangisi olduğu saptanamamış ise, seçimlik (alternatif) nedensellikten söz edilir.
Seçimlik nedensellikte, iki tür olayı birbirinden ayırmak gerekir. Eğer bir çok neden bir birlik, bir bütünlük görüntüsünde değilse, zararlı sonuçtan kimse sorumlu olmaz. Yok eğer birçok neden bir birlik, bir bütünlük görüntüsünde ise, bu takdirde dayanışmalı sorumluluk söz konusu olur; BK.nun 50. maddesinin uygulanması gerekir.
Olayımızda dosya içeriğine uygun olarak davalılardan Naci ve Osman'ın silahla ateş ettikleri ve atışlarının bir birlik, bir bütünlük içinde ceryan ettiği, ancak yaralanmanın hangisinin silahından çıkan kurşundan meydana geldiğinin belli olmadığı kabul edildiğine göre, adı geçenlerin BK.nun 50. maddesi gereğince dayanışmalı sorumluluk esasları dahilinde sorumlu tutulmaları gerekir. Mahkmece bu yönün gözetilmeyerek Nuri ve Osman haklarındaki davanın müştekil failin hangisi olduğu anlaşılmadığından bahisle reddine karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.
2 - Davacının diğer davalılar Aydın, Özcan ve Ali'ye yönelik temyiz itirazlarının yukarıda birinci bentte belirtilen 18.1.1974 günlü dilekçesindeki iddiası karşısında reddi gerekir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın davalılar Nuri ve Osman'a ilişkin bölümünün birinci bentde gösterilen nedenle (BOZULMASINA), diğer temyiz itirazlarının diğer bakımdan ikinci bentde gösterilen nedenle (ONANMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15.2.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.