 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1983/2065
K: 1983/3423
T: 29.03.1983
DAVA : Taraflar arasındaki trafik kazasından doğma maddi ve manevi tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 41272 liranın faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine ilişkin hükmü süresi içinde davalı (M.T.) avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine gereği konuşuldu:
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir yolsuzluk görülmemesine göre, davalı (M.) vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Manevi tazminat isteme hakkı, Borçlar Kanununun 47. maddesi hükmüne göre "cismani zarara düçar olan kimseye ya da ölüm halinde ölünün ailesine" düşer. Çünkü bu hak kişiye sıkı surette bağlı haklardandır. Yakın olmak beden zararına uğrayanın ailesinden bulunmak bir kimseye bu yolda bir hak sağlamaz. Çünkü, haksız eylem çocuğa karşı işlenmiştir ve baba bu haksız eyleme göre 3. kişi durumundadır. Bu tür olaylarda genellikle aile fertlerinin az ya da çok üzüntü ve acı duyacağı kuşkusuzdur. Ancak, sadece böyle bir elem ve ızdırap için babaya manevi tazminat hükmedilmesine tazminat hukuku kuralları engeldir. Çünkü beden bütünlüğü ihlal edilenin yakınlarının manevi tazminat dileklerinin benimsenmesi için yaralama olayı nedeniyle gerçekten kişisel yararları, hakları doğrudan doğruya ağır bir biçimde haleldar olmasına, bu yüzden üzüntüye uğramış olmalarına bağlıdır. Diğer bir deyimle çocuğa karşı işlenmiş olan haksız eylem aynı zamanda cismani tamamiyeti ihlal edilen kişinin yakınlarının da doğrudan doğruya zarara uğramalarına neden olmuşsa, o takdirde yakınların da manevi tazminat istemeleri mümkündür. Çünkü bu takdirde eylemle uygun - neden - sonuç bağı var demektir. Örneğin bir çocuğun beden bütünlüğünün ihlali sonucu, bu olayın etkisiyle ana ya da baba veya kardeşleri vs. asabi bir buhran, bir ruhi sarsınta geçirir; bu yüzden hastalanır ve böylece ruh tamlığını geçici ya da devamlı olarak kaybederse bu kişinin de manevi zarar isteme hakkı vardır. Çünkü Borçlar Kanununun 46. maddesindeki cismani zarar kavramına ruhi tamamiyetin ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği genellikle kabul edilir (H. Tandoğan, 3. Şahsın Zararının Tazmini - Ankara 1963).
Ancak, davacı baba böyle bir iddia ileri sürmediği gibi, böyle bir yön de sabit olmuş değildir. O halde mahkemenin olayda baba yararına manevi tazminat hükmetmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün, yukarıda 2. bentte gösterilen nedenlerle davalı (M.T.) yararına BOZULMASINA, davalının sair temyiz itirazlarının 1. bentte gösterilen nedenle reddine 29.3.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.