 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E:1983/4525
K:1983/5037
T:19.12.1983
- KİRA SÖZLEŞMESİ
- ELATMANIN GİDERİLMESİ
ÖZET : Kiracı, kiralanana zilyet ise ancak ve sadece zilyetliğin ihlali dolayısıyla maddi ödence davası açabilecektir. Herne kadar kiracının -. hukuksal durumu (feri zilyet) olarak nitelendirilirse de, soyut kira sözleşmesi kiracının taşınmazda feri zilyet olduğunun kabulüne yeterli sayılmaz. Çünkü taşınmaz mal kiracıya geçerli şekilde teslim edildikten sonra kiracının feri zilyetliği başlar. Davacının zilyetliği olmadan mal sahipleri ile yaptığı sözleşmeye dayanarak taşınmaz malı işgal eden aleyhine daya açamaz. \Ancak kiralayandan kiralanan yerin teslimini veya kiralanın teslim edilmemesinden doğan zararlarının ödetilmesini isteyebilir.
(818 s. BK m. 248, 249)
(743 s. MK m. 887, 888, 890)
Dava dilekçesinde 280.000 lira kardan yoksun kalması, davacının kiracısı bulunduğu taşınmazı haksız kullanma tazminatının masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 208.000 liranın tahsili cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve posta gideri yatırılmadığından duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının Adem ve Süleyman 1.10.1981 tarihli sözleşme ile taşınmaz mallarını toptan ve perakende gıda maddeleri ve deterjan dükkanı açmak üzere kiraladığını, davacının hemşehrisi olan davalının, kiralanana ait anahtarları daha önce teslim aldığından, anahtarların ondan alınacağının da kararlaştırıldığını, ancak, davalının "bu gün yarın veririm" diyerek davacıyı oyalayıp, anahtarları vermekten kaçındığını, üstelik kendisi camcı olduğundan buraya cam yerleştirerek işgal ettiğini, kendisine yapılan iyi niyetli uyarılara kulak asmadığı için, davacının kiralayanlara başvurarak elatmanın giderilmesini istemesi üzerine, kiralayanlarca 5917 sayılı Yasa uyarınca elatmanın giderilmesinin sağlanarak, taşınmaz malın boş olarak anahtarlarının ancak 1982 Mayıs sonunda teslim edilebildiğini, böylece 8 aylık bir süre işgal nedeniyle davacının tasarladığı dükkanı açamadığı gibi kirasını da ödemek zorunda kaldığını, böyle bir engelleme olmasa idi dükkanın açılarak 240.000 lira kar sağlanacağını, bildirerek kiralayanlara ödediği 40.000 lira kira ile birlikte toplam 280.000 liranın davalıdan tahsilini istemiştir.
Böylece davacı dava dilekçesinde açıkça sözleşme yapıldığı zaman dava konusu dükkanının kiralayanlar tarafından kendisine teslim edilemediğini bildirdiği gibi kira sözleşmesine göre üçüncü kişi durumunda olan davalının, özel bir nedene dayanarak zilyet olmakta devam ettiğini ileri sürmemiştir.
Esasen dava konusu yerin davalının tasarrufu altında olup, davacıya fiilen teslim edilmediği hususlarında tarafların sözleri birleşmektedir. Zilyetlik genellikle bir şey üzerinde fiili tasarruf ve hakimiyeti ifade eder,. Diğer bir deyimle zilyetliğin iktisap edenin o şey üzerinde doğrudan doğruya tasarruf ve fiili iktidarı elde etmesi ile tamam olur. Bundan sonra iktisap edenin o şey üzerinde tasarruf edebilmek için hiç bir engelle karşılaşmaması gerekir.
Kiracı, kiralanana zilyet ise ancak ve sadece zilyedliğinin ihlali dolayısıyla maddi tazminat davası açabilecektir. Zira, her ne kadar kiracının hukuksal durumu (feri zilyet) olarak nitelendirilirse de, soyut kira sözleşmesi, kiracının taşınmazda Feri zilyet olduğunun kabulüne yeterli sayılmaz. Çünkü taşınmaz mal kiracıya geçerli şekilde teslim edildikten sonra kiracının feri zilyetliği başlar.
Olayda davacı, mal sahipleri ile yaptığı kira sözleşmesine dayanarak, kiralananı işgal eden davalı aleyhine bu davayı açmıştır. Oysa ki, davacının kiraladığı yere ait böyle bir dava açabilmesi için evvelemirde kendisinin zilyet olması lazımdır. Çünkü bu nevi davaları açmak hakkı asli veya fer'i zilyete aittir. Bunda davacının zilyetliği olmadığından mal sahipleri ile yaptığı sözleşmeye dayanarak taşınmaz malı işgal eden aleyhine dava açamaz. Olsa olsa kiralayandan kiralanan yerin teslimini veya kiralananın teslim edilmemesinden doğan zararlarının tazmin edilmesini isteyebilir. Bu itibarla davacının dava hakkı olmadığı nedeniyle reddedilmek icap ederken davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve 1575 lira peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 19.12.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.