 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E: 1983/2126
K: 1983/2366
T: 12.05.1983
- KARAR DÜZELTME SÜRESİNİN HESAPLANMASI
ÖZET: Karar düzeltme istemleri peşin harca bağlı olmadıklarından harcın yatırıldığı tarih Usulün 440. maddesinde yazılı 15 günlük sürenin hesabında etkili olmaz, yasal süre dilekçenin anılan Yasanın 441. maddesinde yazılı yerlere verildiği tarihe göre hesaplanır.
(492 s. Harçlar K m. 27, 127, 129)
(1086 s. HUMK m. 440, 442)
Davacı Mehmet Sami ile davalı Mehmet Suphi aralarındaki, işgal tazminatı davasına dair (Reyhanh Asliye Hukuk Hakimliği)'nden verilen, 25.10.1982 günlü ve 359.313 sayılı hükmün bozulması hakkında, dairece verilen 28.2.1983 günlü ve 882 esas, 1084 karar sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Karar düzeltme istemine ilişkin dilekçe, 7 Nisan 1983 tarihinde Hakim tarafından havale edilip aynı tarihte temyiz defterine kaydedilmişse de harç alınmadığı görülmüştür.
1- Karar düzeltme isteklerinde, peşin olarak karar düzeltme harcı alınıp alınmayacağının saptanması için öncelikle 492 sayılı Harçlar Kanunu hükümlerinin incelenmesi gerekmektedir. Anılan kanuna ekli (1) sayılı tarifenin 2. fıkrasının (b) bendine göre, karar düzeltme istemlerinin "reddine dair" Yargıtay kararları, 1000 liralık maktu harca tabidir.
Anılan Kanunun 9. maddesinde ise, karar düzeltme istemi üzerine, temyiz olunan hüküm "onandığı takdirde" temyiz olunan hükümden alınmış olan harç kadar, yeniden harç alınması öngörülmüştür. Hükmün bozulması halinde işe, harç alınacağına dair yasada bir hüküm bulunmadığından, harç alınmayacaktır.
Bu iki hüküm birlikte mütalaa edildiğinde, karar düzeltme konusundaki harçların peşinen ödenmesine gerek olmadığı sonucuna varmak gerekir. Bu harçların mahiyetlerinden doğmaktadır. Çünkü bunların ödenmeleri, karar düzeltme isteminin hükmün onanması şeklinde kabulü veya reddi şartlarının tahakkukuna bağlıdır.
492 sayılı Harçlar Kanununun "maktu harçlarda ödeme zamanı" başlıklı 27. maddesinin 1. fıkrasında, her ne kadar (1) sayılı tarifedeki maktu harçların ilgili işlemin yapılmasından önce peşin ödeneceği belirtilmiş ise de, hemen bunu takip eden fıkrada, bir istisnaya yer verilmiş ve mahiyetleri icabı, işin sonunda hesap edilip alınması gerekenler de, harç alacağının doğmasını takip eden 15 gün içinde ödeneceği öngörülmüştür.
Yukarıda sözü edilen kanun hükümlerine ek olarak kanunda "kabulü üzerine" ve "reddine dair" kararlardan ibareleri yer almıştır. İnceleme yapılmadan Yargıtay kararının red veya kabul şeklinde olacağının önceden bilinmesi mümkün değildir. Bunun aksi amaçlansa idi, kanun vazıı "tashihi karar talepleri" demekle yetinirdi.
Diğer taraftan anılan Kanunun 127. maddesinde, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, harcın tamamı peşin olarak ödenmeden, harca mevzu olan işlem yapılmaz denilmek suretiyle, harcın peşin ödenmesi kuralına istisnalar bulunduğu açıkça belirtilmektedir. Konuyla ilgili istisnalar yukarıda belirtilmiş olduğu üzere, Harçlar Kanununun 27. maddesinin 2. fıkrası kapsamına giren (1) sayılı tarifenin 111/2 - b fıkrasında yazılı "tashihi karar taleplerinin reddine dair" kararlardır. Bunlardan alınacak harç, ancak Yargıtay'ca verilecek karara göre hesaplanabilir. Yargıtay'ca karar düzeltme istemi kabul edilerek hüküm onanmış ise, Harçlar Kanununun 9. maddesine göre, hükümden alınmış olan kadar; karar düzeltme istemi reddedilmiş ise 1000 lira maktu harç alınacak ve karar düzeltme üzerine temyiz olunan hüküm bozulmuş ise, hiç harç alınmayacaktır. Karar düzeltme istekleri sonucu Yargıtay'ca verilecek kararların, bu değişken niteliği, bunlardan alınacak harcın, Kanunun 27. maddesinin 2. fıkrasıyla 129. madde uyarınca işin sonunda alınmasını gerektirmektedir. Hal böyle olunca, karar düzeltme istemlerinin peşin harca tabi olmadıkları ve bu nedenle de harcın yatırıldığı tarihin HUMK.nun 440. maddesinde yazılı 15 günlük sürenin hesabında etkisi olmayacağı, kanuni sürenin dilekçenin anılan Kanunun 441. maddesinde yazılı yerlere verildiği tarihe göre hesap edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
2 - Aynı konunun HUMK.nun hükümleri yönünden incelenmesinde de, yarar görülmüştür.
Anılan Kanunun 2494 sayılı Kanunla değiştirilen 434. maddesinde, harca tabi işlerde, harcın yatırıldığı gün, hükmün temyiz edildiği gün olarak kabul edilmiştir. Karar düzeltme ile ilgili 440 ve sonra gelen maddelerde böyle bir hükme yer verilmediği gibi, bu maddeye atıf yapan 442/A maddesinde de, söz konusu edilen husus tebliğ masrafları olup, burada harçtan söz edilmemiş ve karar düzeltme isteğinin süre hesabında, aynı hükümlerin uygulanacağına da işaret olunmamıştır.
Yasa hükümlerinin kıyasen uygulanması ve yorumlanması ancak bir hakkın ortaya çıkarılması veya korunması amaçları ile yapılır. Bir hakkın korunmasını önlemek veya o hakkı düşürmek için kıyas yoluna başvurulamaz. Kanun koyucu, HUMK.nun 434. maddesinin 2. fıkrasının karar düzeltme işlemlerinde de uygulanmasını amaçlasa idi, 18.7.1981 gün ve 2494 sayılı Kanunla eklenen 442/A maddesinin tebliğ masrafları yönünden 434. maddeye yaptığı atfı, bu hususları da kapsayacak şekilde düzenlerdi. Çünkü karar düzeltme istemlerinin reddi halinde maktu harç alınmasına ilişkin hüküm, 2494 sayılı Kanunun kabulünden çok önce, 492 sayılı Harçlar Kanununa, 21.1.1980 tarihli ve 2345 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerle girmiş bulunmaktadır.
Karar düzeltme istemlerine de, sözü geçen 434 sayılı madde hükümleri kıyasen uygulandığı takdirde, harcın geç ödenmesiyle karar düzeltme yolu kapanacaktır. Oysa ki, harcı isteyip ödenmesini sağlamak mahkemeye ait bir işlemdir. Kendisinden harç istenmeyen kişinin karar düzeltme hakkını yitirdiğini ve bu yolun kapandığını kabul etmekte zordur. Böyle bir uygulama hukukun ana ilkelerine de ters düşer.
Yukardaki açıklamalara göre, HUMK.nun 434. maddesinin 2. fıkrasının kıyas yolu ile karar düzeltme istemlerine de uygulanarak harcın yatırıldığı tarihin karar düzeltme istem tarihi olarak kabulüne ve harç alınmamış olan karar düzeltme istemlerinin bu suretle süresinin geçirilmiş olması yönünden reddine karar vermeye yasa hükümlerinin müsait olmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda dilekçe üzerindeki Hakimin kaleme havale tarihi itibarıyla düzeltme isteminin süresi içinde olduğu kararlaştırıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dava konusu yer, dosyadaki tapu kaydına göre müşterek muris Mehmet Sami adına kayıtlıdır.
Mirasçılık belgesine göre davacının payı 3/8 olup bu hususta taraflar arasında uyuşmazlık da bulunmamaktadır.
Dava konusu taşınmaz malın, davalı tarafından kiraya verildiği bu suretle tamamına tasarruf ettiği anlaşıldığından, bu gibi halde de, ayrıca intifadan men durumunun araştırılması gerekmemektedir.
Ancak, mahkemece davacının 3/8 payı dikkate alınmadan, taşınmaz malın tamamı için bilirkişi tarafından takdir edilen ecrimisile hükmedilmesi isabetsiz olduğundan, davalı tarafın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yalnız bu noktadan bozulması gerektiği halde, hükmün ilamda yazılı nedenlerle bozulduğu, bu defa yapılan incelemede anlaşıldığından, karar düzeltme isteminin kabulü ile bozmaya dair daire ilamının kaldırılmasına, hükmün yalnız yukarda açıklanan nedenle (BOZULMASINA), 12.5.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.