 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E: 1983/1368
K: 1983/1445
T: 17.03.1983
DAVA : Dava dilekçesinde elatmanın önlenmesi ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece dava kısmen kabul edilerek davacı Abidin'in davasının reddi, davacılar Recep ve Mehmetin davalarının kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davalı taraf dava konusu suyun tapulu arazisinden çıktığını ve özel mülkiyete konu olabilecek bir kaynak soyu olduğunu ileri sürmüş, ihtiyacına yetecek bir su olduğunu da bildirerek, tapu kaydını da mahkemeye vermiştir.
Mahkemece davalının dayandığı tapu kaydı ile akti veya irsi bağlantısı araştırılmamıştır. Öncelikle bu yön saptanmalı, davacı tapu kayıt malikinden iktisap ettiğini veya onun tek mirasçısı bulunduğunu ispat ettiği taktirde, dava konusu suyun bu tapu kapsamı içinde kalıp kalmadığının, tapu mahalline uygulanarak tesbiti gerekir. Mahkemece yapılan keşifte dinlenen bilirkişiler tapu kaydındaki sınırları bilemediklerin söylediklerinden, mahallini bilen yaşlı birikişiler aranarak, varsa komşu taşınmazlara ait vergi ve tapu kayıtlarından da yararlanarak tapu kaydı geldi kayıtlarıyla birlikte yerine uygulanmalı, uygulamayı uzman bilirkişi de yapacağı krokide göstermeli ve tapuda gösterilen sınırları bilirkişilerin bilememesi halinde, bunları bilen tanıkların da dinlenebileceği, göz önünde tutularak, varsa tanıklarda dinlenerek tapu uygulaması yapılmalıdır.
Dava konusu suyun, davacının dayandığı tapu kapsamı içinde kalan ve MK. nun 679. maddesinde sözü edilen, kaynak suyu olduğu tesbit edildiği takdirde, dava reddedilmeli ve tapu kapsamında kalmakla beraber, bu suyun yeryüzüne çıkar çıkmaz bir dere haline geldiği veya suyun özel mülkiyete bağlı sayılmasının kamu için zararlı olacağı hallerde, bu suyun özel mülkiyete konu olamayacağı ve suyun çıktığı taşınmaz malikinin ihtiyacından fazla sudan herkesin yararlanabileceği dikkate alınarak hüküm tesis edilmelidir.
Dava konus su, davalının tapusu dışında ve devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden çıkan genel sulardan ise, öteden beri bu sudan yararlanma biçiminde dikkate alınarak, hüküm kurulmalıdır.
Bu itibarlı yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılışekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 17.3.1983 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.