 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
2. Ceza Dairesi
E: 1983/1181
K: 1983/1361
T: 04.03.1983
DAVA : Sarhoşluktan sanık Selahattin'in yapılan yargılanması sonunda; sanığın eylemi TCK.nun 266/1. maddesine gireceğinden, bu davaya bakmanın asliye ceza mahkemesinin görevine gireceğinden mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın görevli asliye ceza mahkemesine gönderilmek üzere C. Savcılığına tevdiine dair (Ulus Sulh Ceza Mahkemesi)'nden verilen 9.6.1982 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi C. Savcısı tarafından süresinde dilekçeyle istenmek ve dava evrakı C. Başsavcılığı'nın 10.2.1983 tarihli tebliğnamesiye daireye gönderilmekle okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği düşünüldü:
KARAR : Sanık hakkında 11.5.1982 günlü iddianame ile mütecaviz sarhoşluk suçundan dava açılmış, birlikte işlendiği anlaşılan memura hakaret ve mukavemet suçları yönünden hazırlık evrakı tefrik edilip C. Savcılığı'nca ayrıca işleme alınmıştır.
Mütecaviz sarhoşluk suçuna hasren açılan dava sonunda; sübutu halinde eylemin TCK.nun 266/1. maddesine uyacağından ve bu maddenin uygulanmasının da asliye ceza mahkemesinin görev alanına girdiğinden bahisle vazifesizlik kararı verilmiştir.
Memura hakaret eylemi mütecaviz sarhoşluk suçundan tecavüz unsuru teşkil edebilir ise de TCK.nun 572. maddesine mümas tecavüzü sarhoşluk suçunun aynı kanunun 266/1. maddesine uyan memura hakaret suçuna dönüşmeyeceği, bu nedenle iki eylemin müstakil suçlar olarak mütalaası gerektiği izahtan varestedir.
CMUK.nun 263. maddesinde "duruşmalarda maznuna isnat olunan suçun davayı gören mahkemenin vazifesini geçtiği anlaşılırsa, mahkeme bir kararla işi vazifeli mahkemeye gönderir" denilmekte, aynı Kanunun 257. maddesinde ise hükmün mevzuunun iddianamede gösterilen fiilden ibaret bulunduğu tasrih edilmektedir. Bu itibarla sözü edilen 263. maddenin olayda uygulama yeri bulunmadığı gibi, dava konusu sarhoşluk suçunun iddianamenin kapsamı dışında kalan memura hakaret suçuna dönüştüğü kabul edilmek suretiyle, davanan müstakil suç teşkil eden sarhoşluk eylemi yönünden sonuçlandırıldığının kabulü gerektiği cihetle kararın (görevsizlik) şeklinde adlandırılması yukarıda açıklanan niteliğinden kaynaklanan temyiz kaabiliyetini ortadan kaldırmaz,
Saniyen, tahassül eden duruma göre C. Savcısının mütecaviz sarhoşluk suçu yönünden tekrar dava açması ve karar istemesi de söz konusu olmaz, zira bu suçtan dava açılmış ve hakarete dönüştüğü kabul edilerek sonuca bağlanmıştır.
Bu durumda, memura hakaret ve mukavemet suçlarından dolayı C. Savcılığınca ayrıca soruşturma yapıldığı evraka ekli tutanakta belirtildiğine göre, dava açılıp açılmadığının araştırılması, açılmış ise CMUK.nun 12. maddesindeki esaslar dairesinde görülmekte olan davanın diğer dava ile birleştirilmesi hususunda girişimde bulunulması, aksi halde mütecaviz sarhoşluk suçundan açılan ve duruşması yapılan davanın sonuçlandırılması gerekirken bundan zühul olunarak yazılı şekilde karar ittihazı,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, C. Savcısının temyiz itirazı yerinde görülmüş olduğundan hükmün BOZULMASINA, 4.3.1983 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.