 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1983/6572
K: 1983/6628
T: 06.06.1983
DAVA : Taraflar arasında görülen davada; davacılar vekili, üçüncü bir kişi adına tapunun 3.10.1945 tarih 18 numarasında kayıtlı olan dava konusu taşınmazın gerçekte karşılık olarak sahibi bulunduğu koyun sürüsünü vermek suretiyle müvekkillerinin miras bırakanı Hakkı tarafından satın alınmasına karşın, tapudaki ferağ işleminin muvazaalı biçimde o tarihte murisin evlilik dışı birlikte yaşadığı davalılardan Ayşe üzerine yapıldığını, daha sonra davalı Ayşe'nin çekişmeli taşınmazı ölünceye kadar bakma şartı ile muvazaalı olarak evlatları diğer davalılara devrettiğini ileri sürüp müvekkillerinin miras payları oranında iptal ve tescil istemiştir.
Davalılar vekili, cevap layihasında yazılı nedenlerden ötürü davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın temyizen incelenmesi süresinde davalılar vekili tarafından istenilmekle; hükmün onanmasını talep eden davacılar vekilinin duruşma isteği diğer yönünden reddedilerek dosya inclendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar, dava konusu taşınmazın gerçekte üçüncü bir kişiden miras bırakanları Hakkı tarafından satın alındığını, ancak kendilerinden mal kaçırılmak amacıyla bu yerin tapusunun murisin o tarihte evlilik dışı birlikte yaşadığı davalılardan Ayşe adına muvazaalı olarak oluşturulduğunu, Ayşe'nin de daha sonra nizalı taşınmazı yine muvazaalı işlemle kendi öz oğulları diğer davalılara devrettiğini ileri sürerek, payları oranında iptal ve tescil istemişlerdir.
Dosya içeriğinden toplanan delillerden ve özellikle, dinlenilen davacıların tanıkları ile davalı taraf tanığı Sefer'in açıklamalarından dava konusu taşınmazı gerçekte karşılık olarak sahibi bulunduğu koyun sürüsünü vermek suretiyle Rüsmet oğlu Mustafa adlı üçüncü bir kişiden miras bırakan Hakkı'nın satın aldığı, ancak tapu kaydının murisin o tarihte evlilik dışı birlikte yaşadığı davalı Ayşe adına muvazaalı olarak oluşturulduğu anlaşılmaktadır.
Miras bırakanın yarar sağlamak istediği kişiye, üçüncü şahıslardan aldığı malın bedelini ödemesinin gizli bağış olduğu devamlılık kazanmış yargısal kararlar gereğidir. Olayda gizli bağışın tipik bir örneği mevcuttur. Görünürdeki satış bağıtı muvazaa, örtülü bağış aktide şekil noksanlığı nedeni ile geçersizdir. Bunun yanı sıra temellük gayri meşru birleşmeyi sağlamak ve sürdürmek amacıyla yapıldığı, bu itibarla BK. nun 65. maddesi hükmünce verilenin geri alınamayacağına ilişkin kuralın olaya uygulanma olanağı yoktur. Şöyleki; gizli bağışı yapanla (miras bırakanla) temellük eden davalı Ayşe arasında bir dava mevcut olmadığı gibi işbu dava miras bırakanın halefleri tarafından halefiyet yoluyla açılmış bir dava da değildir. Aksine muvazaa hukuksal nedeninden kaynaklanan ve haksız eylem kurallarına dayanan iptal davası söz konusudur.
Hal böyle olunca ancak sözleşenler yada onların halefleri arasında halefiyet esaslarına göre açılan davalarda uygulama yeri bulanan BK;nun 65. maddesi hükmünün bu davada nazara alınması mümkün değildir. Nitekim bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 3.2.1982 tarih, 14464/77 sayılı kararında açıkca vurgulanmaktadır.
Öte yandan, davalı Ayşe'nin sonradan kendi oğulları diğer davalılar Mehmet ve Metin'e yaptığı temlik nedeni ile anılan davalıların MK. nun 931. maddesinin koruyuculuğu altında bulundukları da düşünülemez.
O halde, davalıların sair temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Ancak; davacıların kendi payları oranında iptal ve tescil istedikleri gözetilip, istek çerçevesinde iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere tüm mirasçıların paylarının belirlenmesi suretiyle hüküm kurulması doğru değildir, davalıların temyiz itirazı bu yönüyle yerindedir. Kabulüyle hükmün yalnızca belintilen nedenden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve peşin harcın iadesine, 6.6.1983 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.