 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1983/844
K: 1983/934
T: 14.04.1983
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Çanakkale Asliye Hukuk Hakimliğince görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen hükmün temyizen tetkiki davalı avukatı tarafından istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı vekili, müteahhit davalı tarafından yapılması yüklenilen apartmanın, çatı örtüsünün Marsilya tipi kiremitle örtülmesi gerekirken ondülünle kaplandığını, merdiven korkuluklarının ikmal edilmediğini, kapıcı dairesinin natamam vaziyette bırakıldığını, ihata duvarının yapılmadığını ayrıca müvekkiline ait A blok 5. Kat 3 numaralı daireye banyo küveti konmadığını ileri sürerek bu hususların aynen giderilmesini dava etmiştir.
Davalı vekili savunmasında, 14.10.1976 tarihli sözleşme ile müvekkiline intikal edecek 112/144 arsa payı üzerinde davacı lehine bir milyon liralık ipotek tesis edildiğini, inşaat tamamlandıkça aşamalı olarak ipoteklerin kaldırıldığını 1979 senesi başında iskan raporu da alınmak suretiyle dairelerin davacıya teslim edildiğini ve 2 yıl gibi uzun bir müddet geçtikten sonra 6.7.1981 tarihli ihtarname ile çatının Marsilya kiremiti ile örtülmediğinden bahisle akdin ifasını istediğini B.K. 355, 359, 362. maddeleri gözönünde tutularak davanın reddini istemiştir.
Mahkemenin, çatının Marsilya kiremitiyle kaplanmasına, kapıcı dairesinin sıva boya ve badana işlerinin davalı tarafından yaptırılmasına, merdiven korkuluklarının tamamlanmasına ve 6. Kat 3 numaralı diresine küvet konulmasına dair kararı davalı vekili tarafından müddetinde temyiz edilmiştir.
1 - BK.nun 359. maddesince, imal olunan şeyin tesliminden sonra iş sahibi, işlerin mutad cereyanına göre imkanını bulur bulmaz o şeyi muayeneye ve kusurları varsa bunları müteahhide bildirmeğe mecburdur. İki taraftan her birinin, imal olunan şeyi masrafı kendisinden almak üzere ehlihibreye muayene ettirilmesini ve muayene neticesinin bir raporla tesbitini istemeğe hakkı vardır.
Yapılan şeyin sarahaten veya zımnen kabulünü müteakip müteahhidin her türlü mesuliyetten beri olacağı ve iş sahibinin kanunen tayin olunan muayene ve ihbarı ikmal ederse zımnen kabul etmiş sayılacağı da B.K.nun 362. maddesi gereğidir.
Hadisemizde, dava mevzuu kusurlu ve noksan işlerin, hemen göze çarpacak mahiyette olduğu anlaşılmaktadır. O halde iş sahibinin daireleri teslim alır almaz veya fiilen işgal eder etmez derhal ihbar mecburiyetini yerine getirmesi gerekir. Bu kanuni lazıme yerine getirilmediği takdirde müteahhit her türlü mes'uliyetten kurtulur.
Davalı vekili, inşaatın 979 senesi başlarında tamamlanarak teslim edildiğini ve ipoteklerin de çözüldüğünü bildirmiş ve dosyadaki deliller de bu hususu teyit eder mahiyette görülmüştür. Ufak tefek kusurlu ve noksanlıkların bulunması; iskan raporunun alınmaması veya geç alınması, dairelerin kabule icbar edilemiyeceği anlamını taşımaz. İskan raporu alınmadan da daireler fiilen işgal edilip faydalanma yoluna gidilebilir. bu itibarla, dairelerin tesellüm tarihi ihbar mükellefiyeti için süre başlangıcı olarak kabul edilmelidir.
O halde, aradan uzun bir müddet geçtikten sonra 6.7.1981 tarihinde, çekilen ihtarname kabule değer görülmemiştir. Kaldı ki ihtarname, sadece çatının Marsilya kiremiti ile kaplanmasını kapsamakta diğer hususlardan bahsetmemektedir.
Bütün bunlar gözetilmeden yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi yanlıştır.
2 - Esasen davacı, binanın tamamına da sahip değildir. 14.10.1976 tarihli sözleşmeye göre, 144 tam hisse itibariyle 112/144 hisse davalı müteahhit (R.İ.)'ye; 32/144 hisse ise davacıya aittir. Davacı apartmanın müşterek yerlerinden dolayı kendi payı nispetinde hak talebinde bulunabilir. Hal böyle iken mahkemece, müşterek yerlerden dolayı tamamına hükmetmesi de kabul bakımından yanlıştır Ayrıca, sözleşme tetkik edildiğinde; davacı vekili tarafından, davaya mevzu edilen A Blok 6. Kat 3 numaralı dairenin davacıya ait olmadığı anlaşılır. Mahkemece, davacının dairede ne suretle hakkı bulunduğu araştırılıp soruşturulmadan bu daire banyosuna davalı tarafından küvet konulmasına karar verilmesi de yanlıştır.
SONUÇ : Yukarıda gösterilen sebeplerden dolayı mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, 14.4.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.