Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1983/4187
K: 1984/442
T: 16.02.1984
DAVA : Sabiha ile alacaklı Ömer ve borçlu Haydar arasında çıkan davadan dolayı (Yalova İcra Tetkik Mercii Hakimliği)'nce verilen 21.7.1983 gün ve 64/66 sayılı hükmü onayan dairemizin 31.10.1983 gün ve 2852 - 2705 sayılı ilamı aleyhinde alacaklı Ömer vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkillerinin noter senediyle satın aldığı 35 .. 548 plaka numaralı minibüse, alacaklı ve davalı Ömer'in vazettiği haczin kaldırılması isteği ile istihkak davası açmıştır.
Davalı alacaklı satışın muvazaalı olduğu, satış bedelinin borçlu davalı tarafından ödendiğini savunmuştur.
Mahkemece, resmi senede karşı tanık dinlenemeyeceği, noter satış senedinden minibüsün davacıya ait olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle dava kabul edilmiştir.
Mahkeme kararını davalı Ömer temyiz etmiş, hüküm Dairemizin 31.10.1983 gün ve 2852/2705 sayılı, ilamı ile onanmıştır.
Davalı alacaklı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Davalı ve alacaklı Ömer vekili 6.6.1983 tarihli cevap layihasında ve duruşma esnasında istihkak iddiasının muvazaalı işleme dayandığını, alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla vasıtanın satış senedinin davacı adına düzenlendiğini, satış bedelinin borçlu koca tarafından ödendiğini iddia etmiş ve bu iddianın tanık sözleriyle ispat edileceğini belirtmiştir.
Davacı ile borçlu olan davalı karı koca olup her ikisinin birlikte oturdukları evin önünde vasıtanın haczedildiği, hem borçlunun hem de davacı eşinin haciz sırasında hazır bulunmalarından ve haciz tutanağından anlaşılmaktadır.
BK.nun 18. maddesinde düzenlenen muvazaalı işlemin diğer bir yolu, tarafların gerçekten bir akit yapmakla beraber bu gerçek akdi saklamak amacıyla başka bir akit yapmak istiyormuş gibi ayrıca irade bildiriminde bulunmalarıdır. Bu durumda, görünüşte yapılan akit tarafların iradesine dayanmadığı için geçerli sayılamaz. Diğer bir deyimle, irade ile beyan arasındaki uygunsuzluktan beyan sahibinin ve karşı tarafın bilgileri mevcut olup, yaptıkları işlemin gerçekleştiğinde ve hukuki niteliğinde 3. kişileri yanıltmayı amaçlamışlardır. Bir kişinin, borçları nedeniyle yakında mallarının haczolunacağını düşünerek mal varlığını kaçırmak amacıyla yakın akrabasına devir yapması ya da devir işlemini dolaylı olarak gerçekleştirmesi de, danışıklı bir işlem sayılmalıdır (K. Tunçomağ, T. Borçlar hukuku, Cilt 1,Sh. 291).
Muvazaa sebebinin ortadan kalkması veya bir zamanın geçmesi ile görünüşteki işlem geçerlilik kazanamaz. Muvazaa iddiası gerek dava gerekse savunma (def'i) yolu ile de ileri sürülebilir (Yargıtay HGK., 22.6.1983 gün ve E. 1981/1 , 497, K. 1983/719, Yargıtay Kararları Dergisi 1984, sayı 2, sh. 189).
Öte yandan, borçlu tarafından muvazaa yolu ile mal kaçırmak üzere senet düzenlenmesi ya da aynı amaçla 3. kişinin senet düzenlemesine dolaylı olarak katılması halinde HUMK.nun 293. maddesine dayanılarak iddianın tanık sözleri ile ispatı mümkün olduğu gibi, Medeni Kanununun 2. maddesi gereğince de tanık dinletme isteğinin kabulü gerekir. Çünkü böyle bir durumda muvazaalı işlemin hedefi olan kimsenin elinde, bu akdin gerçeğe uygun olmadığını gösteren bir senet veya yazılı delil bulunması olanak dışıdır. O halde, muvazaanın gerçekleşmesinde etkili olan davalı alacaklı, 3. kişi sıfatıyla davacının tasarrufunun muvazaalı olduğunu tanık sözleri ile ispat edebilir. Buna karşılık davacının, iddianın tanıkla ıspat edilemeyeceğini ileri sürmesi, objektif iyiniyet kuralı ile bağdaşamaz (Yargıtay HGK., 3.6.1964 gün ve 422/398; K. Tunçomağ age. sh. 296).
Tüm bu yönler gözden kaçırılarak davalı alacaklının muvazaa iddiasına ilişkin olmak üzere tanık dinletme isteğinin reddiyle yazılı olduğu şekilde ve eksik inceleme ile davanın kabulü usul ve yasaya aykırı olduğundan, davalı Ömer vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle Dairemizin 31.10.1983 gün ve 2852/2705 sayılı kararının kaldırılmasına ve mahkeme kararının davalılardan Ömer yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın istek halinde temyiz eden Ömer'e iadesine, 16.2.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini