 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1983/805
K: 1983/3749
T: 12.05.1983
DAVA : Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.3.1982 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesi uyarınca taşınmazların cebri tescili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 6.10.1982 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Davaya konu olan taşınmazlar 10.11.1950 tarih 602 numaralı tapu ile Mehmet oğlu Ayvaz'a ve aynı tarih 694 numaralı tapu kaydı ile İbrahim oğlu Niyazi'ye, 4753 sayılı Yasa göre takyidli olarak verilmiş ve bağlayıcı süre dolduktan sonra malik olanların satışları sonucu 6.10.1976 tarihinde ve tapu ile Mehmet Ali, Ali Osman ve Cevat'a geçtiği ve bunlar da Havza Noterliği'nce düzenlenen 4.1.1982 gün ve 0025 sayılı sözleşme ile her iki taşınmazı davacılara satışını vaadettikleri dosyada bulunan kayıt ve belgelerden anlaşılmaktadır.
26.7.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1617 sayılı Toprak ve Tarım Reformu Öntedbirler Yasasının 8. maddesi, 4753 sayılı Yasaya göre verilen taşınmazların Toprak ve Tarım Reformu Kanunu çıkıncaya kadar temliki tasarruflarını yasaklamıştır. Ancak, bu madde 1757 sayılı Toprak ve Tarım Reformu Kanununu 25.6.1973 günü yürürlüğe girmesiyle görevini tamamlamış olmaktadır. Toprak ve Tarım Reformu Kanununun yürürlükte bulunduğu sırada taşınmazların takyit süresi dolmuş ve 6.10.1976 tarihinde tapu ile satışları yapılmıştır. Bu tapu kayıtları iptal edilmedikçe gerek bu kayıtlar ve gerekse bunlar üzerinde yapılan hukuki tasarruflar geçerlidir. Herne kadar 1757 sayılı Yasanın 1978 yılında Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmesi ve yok hükmünde sayılması ile 1617 sayılı Yasanın 8. maddesi yeniden hüküm ifade etmeye başlamış ise de kazanılmış haklara dokunulamayacağı ve iptal kararlarının geriye yürümeyeceği Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 153. maddesi ile kabul edilmiş olması itibariyle 1757 sayılı Yasanın yürürlüğü sırasında kazanılmış tapu kayıtlarındaki mülkiyet hakkına dayanarak Mehmet Ali, Ali Osman ve Cevat adlarındaki kişilerin bur yerler için satış vaadi sözleşmesi yapmış oluşları yasal ve geçerli olmaktadır. Bu hususlar gözetilerek davanın kabulü ve taşınmazların davacılar adına tescili gerekli iken yazılı düşüncelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda açıklanan nedenlerle usul ve yasaya uygun olmayan hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 12.5.1983 gününde oybirliği ile karar verildi.