 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1983/6969
K: 1983/6808
T: 08.11.1983
DAVA : Davacılar Salih ve arkadaşları vekili tarafından, davalı Sami aleyhine 4.1.1980 gününde verilen dilekçe ile ferağa icbar suretiyle tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 18.3.1983 günlü hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili ile davacılar Salih ve arkadaşları tarafından istenilmekle; dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Dava, ferağa icbar suretiyle tescil istemine ilişkindir. Satış vaadi sözleşmesi, borç doğuran ve alıcıya ilerde adına mülkiyetin nakledilmesini isteme olanağını sağlayan bir ön akittir. Satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet alıcıya intikal etmez. Açıklanan niteliği itibariyle ve pay satışını engelleyen yasal bir hüküm bulunmaması nedeniyle gerek müşterek mülkiyette ve gerekse iştirak halinde mülkiyette bir paydaşın payını satış vaadinde bulunması mümkündür. Olayımızma gelince; Eyüp 1. Noterliği'nce re'sen düzenlenen ve Ayşe'ye vekaleten 1584 parsel sayılı taşınmazda sınırlarını belirttiği kısımda müvekkilesi ile kendisine annesi Dudu'dan intikal eden toplam 2000 m.2lik yeri, 150000 lira karşılığında davacıların miras bırakanı Feriha'ya satış vaadinde bulunmuş ve alıcı da bu vaadi kabul etmiştir. Sözleşme konusu olan 1584 parsel sayılı taşınmaz, Mestan oğlu Ali ve müşterekleri adlarına tapuda kayıtlıdır. Mestanoğlu Ali'nin 1/7, eşi Fatma'nın 1/7 payları bulunmaktadır. Kendileri Medeni Yasanın yürürlüğü sırasında öldüklerinden terekeleri iştirak halindedir. Mirascıları arasında Ayşe ve Dudu'da bulunmaktadırlar. Ali kızı Dudu, 16.10.1968 günü dul öldüğünden mirası, yegane mirascısı oğlu Sami'ye kalmıştır. Sami, miras bırakanları Mestanoğlu Ali ve eşi Fatma'dan intikal eden miras hakkına binaen kendine asaleten ve müvekkilesi Ayşe'ye vekaleten 1584 parselde toplam 2000 m.2 lik yeri Feriha'ya satış vaadinde bulunması ve sözleşmenin yasal koşulları taşıması nedeniyle yapılan işlem hukuken geçerlidir. Yalnız iştirak halinde mülkiyet müşterek mülkiyete dönüşmediğinden henüz sözleşmenin ifa olanağı doğmamıştır. Bu itibarla akdin geçersizliğine ve bedel istirdadı gerekeceğine değinen görüş yerinde değil ise de, sözleşmenin henüz ifa olanağı doğmadığından davanın reddi, sonucu itibarıyla doğrudur.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle sonucu bakımından doğru olan hükmün (ONANMASINA), onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine ve artan harcın istek halinde kendilerine iadesine, 8.11.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.