 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E:1983/6641
K:1983/6551
T:27.10.1983
- 3573 SAYILI YASA
- ORMAN KOMİSYON KARARININ İPTALİ
ÖZET : 3573 sayılı Yasa, orman veya toprak dağıtımını öngören bir yasa olmayıp, yabani zeytinlerin aşılanmasını, zeytinciliğin ıslahını ve geliştirilmesini amaçlayan bir yasadır. Yasa gereği, süresinde bu amacın gerçekleştirilmesi zorunludur. Ulaşım zorlukları nedeniyle tahdidin yapılmaması taşınmazın orman niteliğini kaybetmesi için bir sebep teşkil etmez ve taşınmazın orman tahdidi dışında bırakıldığı anlamını da taşımaz.
1977 yılında orman kadastro komisyonu taşınmazı tahdit sınırları içine almış ve 6831 sayılı Yasanın 1. maddesi gereği orman olduğunu saptamıştır. Bu itibarla davacının tasarruf hakkı kalmadığından ve mülkiyet sayının dinlenme olanağı bulunmadığından yerel mahkemenin red kararı doğrudur.
(6831 s. OK m. 1)
Taraflar arasındaki orman komisyonu kararının iptali davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; dairemizin 6.6.1983 gün ve 1983/1286 - 4460 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde Yüksel tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü
Davacı, orman tahdit sınırı içine alınan taşınmazın 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılanması Hakkındaki Yasa gereği verildiğini, kendisinin bilahare devraldığını ileri sürerek komisyon kararının iptalini istemiştir. Yerel mahkeme davayı reddetmiş ve karar Dairemizce onanmış, davacı karar düzeltme isteğinde bulunmuştur.
3573 sayılı Yasa isminden de anlaşıldığı gibi (orman veya toprak dağıtımını öngören bir yasa değil) yabani zeytinlerin aşılanmasını, zeytinciliğin ıslahını ve geliştirilmesini amaçlayan bir yasadır.
Ayrıca, yasa gereği süresinde bu amacın gerçekleştirilmesi zorunludur.
Bu amaç gerçekleşmediği takdirde, terkedilmiş ve orman niteliği taşıyan bir taşınmazda artık tasarruf hakkı söz konusu olamayacağı gibi mülkiyet sayı da dinlenemez.
Dosya içeriğine göre 1941 yılında ulaşım zorlukları nedeniyle tahdit yapılamamıştır. Bu durum taşınmazın orman niteliğini kaybetmesi için bir sebep teşkil etmediği gibi taşınmazın orman tahdidi dışında bırakıldığı anlamını da taşımaz.
Kaldı ki, 1977 yılında orman kadastro komisyonu taşınmazı tahdit sınırları içine almış ve 6831 sayılı Yasanın 1. maddesi gereği orman olduğunu saptamıştır.
Orman Bakanlığı 30 Aralık 1981 tarih, 84765 sayılı gerekçeli cevabi yazısında taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu bildirmiştir. 8.10.1982 tarihli keşifte görev alan uzman bilirkişi heyete verdiği raporda yine orman olduğunu belirlemiştir. Bu durumda 3573 sayılı Yasanın amacına uygun hiçbir işlem yapılmadan terkedilen taşınmazın 4785 sayılı Yasa gereği orman sınırları içine alındığı, 5658 sayılı Yasaya göre iadeye tabi yerlerden olmadığı, milli park kapsamı içine alındığı, 6831 sayılı Yasanın 1. maddesine uygun orman sayılan yer olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan duruma göre davacının tasarruf hakkı kalmadığını ve mülkiyet sayının dinlenme olanağı bulunmadığını belirleyen yerel mahkemenin red kararı ve dairemizin onama kararı usul ve yasaya uygundur.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteğinin (REDDİNE), aynı Yasanın 442. maddesi gereğince 1500 lira para cezasının düzeltme isteyenden alınmasına 6831 sayılı Yasanın 11. maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına, 27.10.1983 gününde oybirliği ile karar verildi.