 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1983/3231
K: 1983/4986
T: 28.06.1983
- KOMİSYON KARARLARININ İLANI
ÖZET: Kadastro Komisyonunun tahdidle ilgili cetvelleri askıya çıkarması şahsen tebliğ hükmündedir. İki aylık askı ilanı süresinde kadastro tahdidine komisyon nezdinde itiraz edilmez veya bu süre de doğrudan doğruya mahkemeye başvurulmaz ise ilgililer yönünden kadastro takdidi kesinleşmiş sayılır. Kadastro işlemi sırasında veya iki aylık askı ilanı sırasında tahdide itiraz olmuş ise, komisyon gerekli inceleme ve soruşturmayı yaparak edindiği duruma göre bir ek karar oluşturur. Ancak tahdide itiraz etmeyen özel ve tüzel kişiler yararına karar veremez ve bunlar yararına tahdidi değiştiremez. Askı ilanından evvel veya ilan sırasında kadastro tahdidine itiraz etmeyen ve hakları ihlal edilmiş kişiler ait Olduğu mahkemede dava açmalıdırlar ve bu davaya 2613 sayılı Yasada öngörülen usul ve yöntem uygulanamaz.
(2613 s. KTTK m. 26)
Davacı Ömer Ağah terekesi mümessili Ahmet vekili tarafından, davalı Hazine aleyhine 4.12.1980 gününde verilen dilekçe ile kadastro komisyonu ek kararının iptali ile kadastro folyesinde 79 ada (A) harfi ile gösterilen taşınmazın, tapu kaydına dayanarak tescili istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 17.2.1983 günlü hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Kadastro Komisyonu'nun tahditle ilgili cetvelleri askıya çıkarması şahsen tebliğ hükmündedir. İki aylık askı ilanı süresinde kadastro tahdidine komisyon nezdinde itiraz edilmediği veyahutta bu süre içerisinde doğrudan doğruya mahkemeye başvurulmadığı takdirde ilgililer yönünden kadastro tahdidi kesinleşmiş sayılır. Kadastro işlemi esnasında veya iki aylık askı ilanı sırasında tahdide itiraz vaki olmuş ise, komisyon gerekli inceleme ve soruşturmayı yaparak edindiği duruma göre bir ek karar tesis eder. Ancak, tahdide itiraz etmeyen özel ve tüzelkişiler lehine karar veremez ve bunlar lehine tahdidi değiştiremez. Askı ilanından evvel veya askı ilanı sırasında kadastro tahdidine itiraz etmeyen ve hakları muhtel olan kişilerin ait olduğu mahkemede dava açmaları gerekir. Açılacak olan davaya da, hiçbir surette 2613 sayılı Yasada öngörülen usul ve yöntem uyarınca bakılamaz.
Olayımıza gelince; 79 ada 146 ve 124 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar, tapu kaydına dayanılarak Ömer Ağah adına tahdit edilmişlerdir. Tahdit evrakı askıya çıkarılmış, askı ilanı süresinde Ömer Şevki ve Fatma Şahika tahdide itiraz etmişlerdir. Kadastro komisyonu itirazı incelemiş, aynı tapu kapsamında kalan her iki taşınmazın birleştirilmesine, fen amirliğince çizilen krokide (A) harfiyle gösterilen ve tapu miktar fazlasını teşkil eden kısmın Hazine adına tesciline karar vermiştir. Hazine'nin kadastro tahdidine yasal süresinde itiraz ettiğine dair bir belgeye rastlanılmamıştır. Bu durumda kadastro komisyonunun Hazine lehine tahdidi değiştirmesi yasal değildir ve işin esasına girişilmeden ek kararın Hazine lehine olan kısmının iptaline dair hüküm kurulması gerekir. Açıklanan biçimde bir inceleme ve soruşturma yapmadan işin esasına girişilmesi ve davanın sonuçlandırılması doğru görülmemiştir.
Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün (BOZULMASINA) bozma nedeni gözönünde tutularak diğer yönlerin şimdilik incelenmesine mahal olmadığına, 3000 lira duruşma vekalet ücretinin Hazine'den alınarak davacıya verilmesine, 28.6.1983 gününde oybirliği ile karar verildi.