 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1983/7139
K: 1983/7326
T: 25.10.1983
DAVA : Taraflar arasındaki iptal davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükümn süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacılar, 40 dairelik 3 bloktan ibaret apartmanlarının idaresi için, dauvalılardan Hüseyin'i vekil tayin ettiklerini, vekillik hizmetlerine karşılık apartmanının 2 numaralı dairesini bedelsiz olarak kendisine tahsis ettiklerini, davalı vekil Hüseyin'in vekaleti suistimal etmesi üzerine vekillikten azlettiklerini, aleyhine alacak davası açtıklarını, Hüseyin'in kendisine tahsis edilen 2 numaralı daireyi diğer davalılara kiraya verdiği ileri sürüldüğü, gerçekte böyle bir kira sözleşmesinin muvazaalı olduğunu belirterek 15.8.1978 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin iptaline karar verilmesi istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlar, mahkeme istemin kabulüne karar vermiştir. Karar davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
Davacının iptalini istediği 15.8.1978 başlangıç tarihli kira mukavelesinin taraflar arasında daha önce İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1979/126 esas, 1577 karar sayılı fuzuli işgal nedeniyle tahliye dosyasında davacıların vekili olan Hüseyin tarafından yetkisine dayanılarak ve usulüne uygun olarak kurulduğu ve davalıların kiracılık sıfatına sahip olduğu tesbit edilmiş ve bu nedenlerle açılmış olan tahliye davasının reddine ilişkin mahkeme kararı, Yargıtay'ca onanmak suretiyle kesinleşmiştir. HUMK.nun 295. maddesi gereğince, bir davada verilmiş olan hüküm aynı taraflar arasında, aynı hukuki münasebet ve sebebe, dayanan fakat müddeabihi değişik olan ikinci davada, 1. davada mahkeme kararı ile kesinleşen husus hakkında kesin delil teşkil eder. Somut olaylda 15.8.1978 tarihli kira sözleşmesinin geçcerli olduğu, davacıları bağlandığı, taraflar arasında evvelce görülmüş olan davada karara bağlanmmış ve bu karar kesinleşmiştirn. Bu suretle her iki davanın temelini oluşturan kira sözleşmesinin varlığı ilk açılan davada tespit edilmiş ve kesin hükme bağlanmış olmaktadır. O halde mahkemenin ilk davadaki kararı dikkate alarak ve bunu bir kesin delil kabul etmek suretiyle söz konusu sözleşmenin geçersizliğinden dolayı iptaline ilişkin isteği, aksi sabit olduğundan reddetmesi gerekir. Açıklanan bu yönler gözönünde tutulmadan davanın kararda yazılı gerekçe ile kabulü yasaya uygun değildir. Karrın bu nedenle bozulması gerekir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle kararın davalılar yararına BOZULMASINA, istek olursa peşin harcın iadesine, 25.10.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.