 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1983/7099
K: 1983/9331
T: 29.12.1983
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı, kardeşi bulunan davalı ile ortak kamyon alarak işlettikten sonra 100.000 lirası peşin 325.000 lirası vadeli olmak üzere sattıklarını, 325.000 liralık senedin davalıda kaldığını, kamyon satın alınırken davalıya borçlandığı 91.000 lira çıktıktan sonra satış bedelinden 71.500 lira alacaklı kaldığını, kamyonun alınışı sırasında davalıya borçlanması nedeniyle verdiği ve sonradan hesaplaşmaları üzerine karşılıksız kalan 91.000 liralık senetlerin tahsili için davalının takip yaptığını, şikayeti üzerine davalının Denizli 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 1977/358 esas sayılı dosyasıyla mahkum olduğunu, ayrıca Denizli Asliye 3. Hukuk Mahkemesi'nin 1977/320 esas sayılı dosyasıyla senetlerin iptaline karar verildiğini, ne var ki icrada kendisine ait kamyon haczedilerek 41 gün bağlı tutulduğunu, günlüğü 1000 liradan 41.000 liralık zarara uğradığını, icra dosyasına yatırdığı 105.000 liranın 3. yıl faizinden yoksun kalması nedeniyle zararın 27.000 liraya baliğ olduğunu ileri sürerek toplam olarak 139.500 liranın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı davaya süresi içinde cevap vermediği için inkar etmiş sayılmış ve mahkemece davacının davalının yaptığı icra takibinden dolayı uğradığı zararını daha önce açtığı senet iptali davasında istemediğine göre yeniden ve bağımsız dava açma hakkı bulunmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2 - İcra ve İflas Kanununun 72. maddesinin 5. fıkrası, "menfi tesbit davasının borçlu yararına hükme bağlanması halinde borçluya menfi tesbit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetle yapıldığı anlaşıldığı takdirde, isteği üzerine, borçlunun takip nedeniyle uğradığı zararın da alacaklıdan ödetilmesine karar verilir" hükmünü getirmiştir. Menfi tesbit davasında bu isteğini ileri sürmeyen borçlunun haksız icra takibi nedeniyle uğradığı zararın genel hükümlere göre açacağı bağımsız bir davada istemesini engelleyen bir kanun hükmü yoktur. Nitekim öğretide aynı görüş benimsenmiştir. (Bkz. Prof. İlhan E. Postacıoğlu, İcra Hukuku Esasları, İstanbul 1982, sahife 270). O halde mahkemece bu yön gözetilerek işin esası incelenmek ve sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken aksine düşüncelerle davanın reddedilmiş olması bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın 2. bentde gösterilen nedenle BOZULMASINA, istek olursa peşin harcın iadesine, 29.12.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.