Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1983/4521
K: 1983/6857
T: 10.10.1983
  • ADİ ORTAKLIK
  • ORTAKLIĞIN SONA ERMESİ
  • SERMAYE VE KAR ALACAĞI
ÖZET: Davada sözleşmenin [aktif] ortadan kaldırılması da (f eski de] istenmiş bulunduğundan ve davalı ortağın daire satış bedellerini bankada müşterek bir hesaba yatırmamak ve hesap da vermemek suretiyle sözleşmenin idare ve temsil maddesi hükmüne aykırı davranması ve esasen binanın yapımının tamamlanmış olması karşısında taraflar arasındaki ortaklığın kaldırılması (1 eski] ile arıtılması [tasfiyesi] hesabının mahkemece yapılması ve davacının ortaklıktaki sermaye ve kar alacağını tesbit ve tahsiline karar verilmesi gerekmektedir.
(818 s. BK. m. 521-535)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatınca duruşmalı ve davacı avukatı tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1) Uyuşmazlık, davacı ile davalılardan Şükrü arasında kurulmuş olan 27.9.1979 tarihli adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı ve ortağı Şükrü, 20.9.1979 ve 27.9.1979 günlü (ek sözleşme) başlıklı sözleşmeler ile arsa payı karşılığında diğer davalılar arsa sahiplerine karşı, bir bodrum, bir zemin ve dört normal kattan oluşan bir bina inşa etmeyi taahhüt etmişlerdir?
Davacı, ortaklık ve inşaat sözleşmelerine konu olan binanın tamamlanarak bağımsız bölümlerin sahiplerine teslim edildiğini, ortağı Şükrünün arsa malikleri ile de anlaşarak müteahhitlere ait dairelerin tamamını 3. kişilere sattığını, satış bedellerini aldığını ve kendisine hesap vermediğini iddia ederek 6.500.000 liranın davalılardan müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalılardan Şükrü, ortaklığın zarar ettiğini, diğer davalılar ortaklık borcundan kendilerinin sorumlu olmadıklarını savunmuşlardır.
Dosya muhtevasına göre, bazı ufak noksanlar hariç inşaatın bittiği, ortaklık sözleşmesinde, ortaklık işlerinin yürütülmesinde ve ortaklığın 3. kişilere karşı temsilinde her ortağın müştereken hareket edeceği öngörülmüş isede, genel olarak fiiliyatta ortak Şükrünün ortaklık işlerini yürüttüğü, ortaklık konusu bağımsız bölümleri 3. kişilere satarak satış bedellerini aldığı anlaşılmaktadır. 0 halde davada akdin feshi de istenmiş bulunduğundan ve davalı ortağın daire satış bedellerini bankada müşterek bir hesaba yatırmamak ve hesap da vermemek suretiyle sözleşmenin idare ve temsil maddesi hükmüne aykırı davranması ve esasen binanın inşasının tamamlanmış olması karşısında taraflar arasındaki ortaklığın feshiyle, tasfiye hesabının mahkemece yapılması ve davacının ortaklıktaki sermaye ve kar alacağının miktarının tespit ve tahsiline karar verilmesi gerekmektedir.
Mahkeme, bilirkişi raporu doğrultusunda davalı ortak zimmetinde kalan davacı payı 4.176.891 liranın bütün davalılardan müteselsilen tahsiline karar vermiştir. Bilirkişi raporunda görüleceği üzere, bu hesapta toplam bina rayiç bedeli 31.244.033 lira olarak kabul edilmiştir. Oysa taşınmazın tamamı müteahhitlere, başka ifade ile ortaklığa ait değildir. Bina, arsa payı karşılığı kat yapılması sözleşmesi uyarınca inşa ettirildiğinden, sözleşme hükümlerine göre, bu binadan 6 daire ve zemin katta 4.70 metre cepheli ve 32 metre derinlikte 150.40 m2lik dükkan yeri (bilirkişi raporunda bu yerin 27,28,29,30 ve 31 numaralı müstakil dükkan bölümleri haline geldiği yazılıdır) arsa maliklerine ayrılmıştır. Bu nedenle davalı ortağın sorumlu olduğu bina değeri, başka söyleyişle davalının bağımsız bölümleri satın alanlardan elde edebileceği satış bedelleri toplamı tespit edilirken, sadece ortaklığa ait olan bağımsız bölümlerin bilirkişi aracılığıyla bulunmuş olan rayiç değerlerinin ortaklık hesabına dayanak yapılması gerekir. O halde arsa sahiplerine ait daire ve dükkanların belirlenecek değerlerinin, bilirkişi raporundaki toplam bina rayiç değerini ifade eden 31.244.033 liradan indirilmesi suretiyle ortaklık hesabının çıkarılmamış olması usul ve yasaya aykırıdır ve bozmayı gerektirir.
2) Ayrıca ortaklık sözleşmesinin not bölümündeki bir hükme göre, binayı yapan müteahhide düşen bağımsız bölümlerden zemin katta bulunan 1 -3-4 numaralı dükkanlar (daha sonra re'vize projede 32, 34 numarayı alan dükkanlar) ortaklığın dışında tutulmuş ve bu 3 dükkanın davacı Mehmet'e ait olduğu kabul edilmiştir. Bu nedenle ortaklık hesabına esas alınacak bina rayiç değeri bulunurken anılan bu dükkanlarında, arsa maliklerinin yerleri gibi, hesap ve değerlendirme dışı bırakılması gerekir. Ancak davalı ortağın, ortaklık dışında olan ve davacıya ait bulunan bu dükkanları da sattığı ve parasını aldığı anlaşılırsa, o zaman bu satış bedelleri davalının zimmetine geçirilmelidir. Mahkemece, 3 dükkanında davalı tarafından satıldığı ve satış bedellerinin alındığı kabul edilmek suretiyle, dükkan satış bedelleri toplamı 881.723 lira da davalı ortağın hesabına borç olarak geçirilmiştir. Ne var ki davalı, anlaşmada davacıya kalması kararlaştırılan 3 dükkan davacının kendisinin sattığını ve satış bedellerini aldığını ve alıcılarına tapularının verildiğini, dükkanlardan ikisini davacının kardeşleri üzerine geçirildiğini savunmuştur. Bu durumda mahkemenin anılan dükkanlara ait tapu kayıtlarının kimin üzerinde olduğunu tespit etmesi, bu dükkanlarını tapu maliklerine kim tarafından satıldığını ve bedellerini kimin tahsil ettiğini soruşturması gerekir. Bu konuda her hangi bir tahkikat yapılmadan üç dükkan değerinin bina rayiç değerine katılması sözleşme ve yasaya aykırıdır ve bozma nedenidir.
3) davalı Şükrü, bağımsız bölüm satın alan kimselerle yapılan sözleşmelerin bazılarında davacının da imzası olduğunu, bu bölümler için sözleşmelerdeki satış bedellerinin esas alınması ve bu kısımların bilirkişi aracılığıyla rayiç değer tespitinin dışında tutulması gerektiğini savunmuştur.
Gerçekten bilirkişi raporunun 3. sahifesinde, ihtiyati tedbir dosyası içinde fotokopileri mübrez sözleşmeler dikkate alınarak, başlangıçta dört daireyi davacı ile ortağının müştereken sattığı ifade edilmiştir. Satış bedellerinin miktarı yönünden bu davada anılan sözleşmelerin davacıyı bağladığı kabul edilmelidir. Bu nedenle mahkemenin söz konusu sözleşmelerde davacının da imzası olup olmadığını tahkik etmesi satışa davacının da katıldığı kanıtlandığı takdirde ortaklık konusuna giren bağımsız bölümlerin rayiç bedelinin belirlenmesinde, sözleşmelerdeki bağımsız bölümler bakımından dört adet sözleşmede yazılı olan satış bedellerinin hesapta gözönünde tutulması gerekir. Açıklanan yönler gözetilmeden karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
4) Bilirkişi, tarafların kabulünden hareket ederek davanın açıldığı 3.9.1981 tarihine kadar inşaat için yapılmış olan gider toplamını 22.563.718 lira olarak tespit etmiştir. Ayrıca bu tutara binanın bazı noksanlarının giderilmesi için gereken toplama 1.208.276 lirayı da eklemek suretiyle giderler toplamını 22563.718 + 1.208.276 = 23.771.99 1 lira olarak belirlemiştir.
Davalılar vekili bilirkişi raporuna karşı verdiği 10.12.1982 günlü itiraz dilekçesinde mal sahiplerinin hissesine düşen bölümlerin iskan müsaadesi için ödenmesi gereken vergi ve borçların ortaklığa ait olduğunu ve bu amaçla müvekkilinin 250.000 lira ödediğini öne sürerek 250.000 liranın giderlere katılmasını istemiştir,. Bu durumda mahkemenin davalı ortağın bu ödemesi ile ilgili delillerini toplaması ve sözleşme hükümlerine göre ortaklığın böyle bir borcu olduğu sonucuna varırsa ortaklık hesabının tespitinde 250.000 lira gideri de gözönünde bulundurması gerekir. Mahkemece bu hususta bir inceleme yapılmaması usul ve yasaya aykırıdır ve bozma nedenidir.
5) Davacı vekili 15.12.1981 günlü ikinci celsede Hasan Ali'ye satılan dairenin satış bedelinden 300.000 liralık senet bedelinin müvekkili tarafından tahsil edildiğini ikrar etmiştir. Buna rağmen bu yünün ortaklık hesabında dikkate alınmamış olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Öte yandan, davalı ortak, davacının ortaklıktan 1.639.525 lira çektiğini iddia etmiş ve bu konuda tanık dinletme isteği kabul edilmezse yemin teklif ettiğini 25.10.1981 tarihli dilekçesi ile açıklamıştır. Tanıkları dinlenmediğine göre, davalıya yemin teklifi hakkı kullandırılmaması Usul hükümlerine aykırılık teşkil eder. Yemin teklifinin sonucuna göre davacının öne sürüldüğü gibi ortaklıktan para çektiği anlaşılırsa bu tutarında hesaplara geçirilmesi gerekir. Noksan tahkikat ile ödetme kararı verilmesi kararın bozulmasını gerektirmiştir.
6) Mahkemece, davalıların sözleşmeye aykırı davrandıklarından söz edilerek, bilirkişi raporuna göre davacının ortaklıktan alacağı olarak belirlenen 4.176.881 liranın müteselsilen ortak Şükrü ile arsa maliki davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Taraflar arasında kurulmuş istisna sözleşmelerine göre, arsa malikleri davacının ortaklık sözleşmesine dayanan ve ortağı zimmetinde bulunan alacağından dolayı özel bir taahhüt ve sorumluluk altına girmemişlerdir. Sadece 27.9.1979 günlü ek sözleşmede, mal sahiplerinin müteahhitlere düşen arsa paylarını her iki müteahhide birlikte vekaletname vererek satma yetkisi tanıyacakları yazılıdır. Arsa maliklerinin bu hükme aykırı davrandığı ve bazı bölümleri vekaletname düzenlemeden alıcılara tapuda devir ettikleri iddia edilmektedir. Sözleşmedeki vekaletname ile satış yetkisi yerine müteahhitlerin başvurusu üzerine, arsa sahiplerinden tapuda alıcılara doğrudan pay devri yolunun uygulanmasında, arsa sahiplerinin maddi bir çıkarı olduğu düşünülemez ve esasen böyle bir husus iddia ve ispat edilmiş değildir. Öte yandan işin başında 3. kişilerle yapılan satış sözleşmelerine davacı da katılmıştır. Satış bedelinden 300.000 lirasını davacının aldığı kabul edilen (N.) ye de tapuda aynı suretle pay geçirilmiştir. Bu işlemde davacının rızasının olmadığı söylenemez. Davanın açıldığı tarihe kadar davacının bu konuda, yani satış yetkisi taşıyan müşterek vekaletname düzenlenmesi hakkında arsa sahiplerine başvurduğu, fakat bu isteğinin yerine getirilmediği ya da davalılara bir ihtarname gönderdiği iddia edilmemiştir. Bu olgulardan inşaat devam ederken başlangıçta, davacının ve ortağının külfet ve masraftan kurtulmak için, arsa maliklerinin bizzat tapuda doğrudan alıcılara pay geçirmeleri yolunu seçtikleri sonucu çıkmaktadır. Davacının bu davadaki alacağı alıcıların edimlerini yerine getirmeden onlara arsa paylarının geçirilmiş olmasından değil, davalı ortağın ödenen satış bedellerini bankadaki müşterek hesaba yatırmasından veya payını davacıya ödememesinden kaynaklanmaktadır ve bu uyuşmazlık ise tümü ile ortaklık münasebetini ilgilendirmektedir. Bu nedenlerle ortada davacının ortaklık sözleşmesinden meydana gelen sermaye ve kar payı alacağından arsa maliklerinin sorumlu olmalarını gerektiren yeterli neden ve delil mevcut değildir. Arsa malikleri hakkında açılmış olan davanın tamamen reddine karar verilmesi gerekirken hüküm altına alınan tutarın onlardan da alınması yasaya uygun görülmemiştir. Karar bu yönden de bozulmalıdır.
7) İddia ve savunmaya, dosyadaki belgelere, yukarıda yazılı bentlerde dayanılan nedenlere ve özellikle Sosyal Sigortalar primleri, işçi vergileri, boyacı Bekir'e Akhisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1982/428 sayılı dosyası ile ödenmesine karar verilen ortaklık borcu ve kalorifer yapılmaması nedeniyle arsa sahiplerine ödenmesi gerektiği bildirilen tazminat tutarlar, henüz davalı ortak tarafından ödenmediğinden ve ileride tahakkuk edecek bu borçların taraflarca aralarındaki sözleşme çerçevesinde müştereken ödenmesi sözleşme ve yasa gereği olmasına göre, davalıların yukarıda açıklanan bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
8) Davacının temyizine gelince : Davacı işin başında sermaye olarak ortaklığa koyduğu 2.000.000 liranın tahsiline karar verilmemiş olması yönünden kararı temyiz etmiştir. Ortaklık sözleşmesinin 2. maddesinde davacının ortaklığa 2.000.000 lira sermaye koyduğu yazılıdır Aynı maddede tasfiyenin nasıl yapılacağı da belirlenmiştir. Buna göre, işin bitiminde ortaklar koymuş oldukların akdi sermayelerini çekebileceklerdir ve Mehmet 2.000.000 lirayı ve diğer ortak Şükrü'de koyduğu nakit sermayeyi çekecek ve geri kalan kar 1/2 nispetinde ortaklar arasında paylaşılacaktır.
Şu halde ortaklığa ait bağımsız bölümlerin satışından elde edilecek gelirden yapılmış olan giderler tutan çıkarıldıktan sonra, arada bir fark ya da kar meydana çıkarsa bundan öncelikle davacının sermayesini teşkil eden 2.000.000 liranın ayrılarak davacıya ödenmesi ve geriye kalan karın Yı oranında taraflar arasında bölüşülmesi gerekir. Mahkemenin ortaklık sözleşmesinin 2. maddesindeki hükmü gözetmeden hasıl olan kararı yan yarıya ortaklara bölüştürmesi yasaya uygun değildir ve bozma nedenidir.
Sonuç: Yukarıda 7. bentde yazılı nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine ve kararın 1., ikinci, 3., 4., 5. ve 6. bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar yararına ve 8. bentde gösterilen nedenle davacı yararına (BOZULMASINA), 5000 lira duruşma avukatlık parasının karşılıklı alınarak birbirlerine ödenmesine ve istek olursa peşin harcın iadesine, 10.10.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini