 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1983/4374
K: 1983/5774
T: 06.07.1983
DAVA : Taraflar arasındaki ortaklığın feshi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalıyla kurdukları inşaat adi ortaklığının artık devamına imkan kalmadığını ileri sürerek ortaklığın feshine, tasfiyesine, fazlaya dair hakkı saklı kalmak üzere 350.000 lira alacağının hüküm altına alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, ortaklığın feshini kendisinin de istediğini, ancak ortaklığın devamına engel olan hususların kendi kusurundan kaynaklanmadığını, yapılacak hesap sonucunda borçlu değil alacaklı çıkacağını, bu nedenle davanın alacak isteğinin reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ortaklığın feshine yaptırılan bilirkişi tetkikatı sonucunda davacının alacağı bulunmadığından bu isteğin reddine karar verilmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm ve davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Mahkemece ortaklığın feshine karar verilmiş ve bilirkişi aracılığıyla ortaklık hesabın tetkik ettirilerek davacının alacaklı olmadığı, aksine davalının ortaklık işlemleri nedeniyle davacıdan alacaklı bulunduğu tesbit edilmiştir. Bilirkişice görülen bu hesap ortaklığın tasfiye hesabını ifade etmektedir. Gerçi davalının ayrı bir alacak isteği ve davası yoktur. Bununla birlikte davacı ortak tarafından açılmış fesih ve tasfiye davası nedeniyle mahkemece görülen tasfiye hesabı sonucunda bilirkişinin tesbit ettiği davalı alacağının kararda belirtilmesi ortaklık hesabının mahkeme tarafından görülmüş olmasının bir gereğidir. Bilirkişi raporunda davalının ortaklık alacağının miktarını, iki hesap şekline göre ayrı ayrı belirlemiştir. Davalı vekili 19.10.1982 tarihli dilekçesinde bilirkişinin her iki yolla tesbit ettiği rakamlara ve bulunan neticelere razı olduğunu açıklamıştır. Bütün bunlara rağmen mahkemenin davalının ortaklıktan olan alacağını kararında tesbit etmemiş ve belirtmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
SONUÇ : Davacının bütün ve davalının diğer temyiz itirazlarının reddine ve temyiz olunan kararın yukarıda 2. bendde açıklanan nedenle BOZULMASINA 6.7.1983 gününde oybirliği ile karar verildi.