 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1983/3919
K: 1983/6299
T: 22.09.1983
DAVA : Taraflar arasındaki senet iptali davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava konusu senedin iptaline yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, noterlikçe düzenlenen 25.6.1981 günlü taşınmaz satış vaadi senedinin içeriğine vakıf olmadığı, senedin kendisine okunmadığı, vekaletname düzenlemiyor diye kandırıldığı, senette yazılanın aksine kendisine satış bedeli ödenmediği ve ivazlar arasında açık nisbetsiz olduğu nedenleri ile senedin iptalini istemiştir.
İptali istenen noterlikçe resen düzenlenen senet ile davacı, 143 parsel numaralı taşınmazdaki payının tamamını 120.000 lira bedelle davalıya satmayı vaad etmiştir. Ayrıca davacının satış parasını tamamen ve nakten aldığını ifade ettiği senet metninde yazılıdır. Tarafların takdirinde sonra düzenlenen senedin tanıklar huzurunda taraflara okunduğu ve mealinin anlatıldığı ve onlarında istek ve arzularına uygun olduğunu beyan eyledikleri noter tarafından senede yazılmış ve altı ilgililer ve tanıklarca imzalanmıştır. Noterlik Kanunun 82. maddesi gereğince, noterce düzenleme biçiminde yapılan senetler resmi sayılır. İnceleme konusu senedin Noterlik Kanununun 84 ve onu izleyen maddelerinde öngörüldüğü usulde düzenlenmiş olduğu görülmektedir.
HUMK.nin 295/1 ve Noterlik Kanununun 82/2. maddeleri gereğince düzenleme şeklindeki noter senetleri, sahteliği sabit oluncaya kadar kesin delil teşkil eder. Davalı noter senedinin metnine aykırı olarak noterin senedi kendisine okumadığını ve noter senedinde satış bedelini nakden aldığını söylediği yazılı olduğu halde bunu söylemediğini ve para almadığını iddia etmekle resmi senedin sahteliğini ileri sürmektedir.
Sahtelik iddiası HUMK. nun 293/2. maddesi uyarınca tanıklada ispat edilebilir. Ne var ki davada dinlenen tanık beyanları, senedin sahteliğini ve usulüne uygun olarak düzenlenmediğini kanıtlar nitelikte değildir. Davacı tanıkları Sıdıka, Kemal, Orhan, Hüseyin ve Borazan bu dava ile ilgili bilgileri olmadığını veya noterdeki işlemi bilmediklerini söylemişlerdir. Senet tanıklarının ifadelerinde de bir kesinlik yoktur. Bu nedenlerle iptale dayanak yapılan olaylar kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksine yazılı düşüncelerle davanın kabulü usul ve yasaya aykırıdır. Kararın bozulması gerekir.
SONUÇ : Yukarıda gösterilen nedenlerle kararın BOZULMASINA, istek olursa peşin harcın iadesine, 22.9.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.