 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1983/2233
K: 1983/3725
T: 05.05.1983
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Dava, davalıdan satın alınan dairenin belirlenen süre içinde inşa edilerek teslim edilmemesinden dolayı 100.000 lira ceza şartı ve 48.000 lira kira mahrumiyetinin ödetilmesi isteğinden oluşmaktadır.
Davalı, inşaatın sadece merdiven mozayiklerinin dökülmediğini ve iskana engel bir durum olmadığını ileri sürmüştür.
Davacılar, karı-kocadırlar. Davacılardan (S.) ve davalı arasında kurulmuş olan daire satım sözleşmesi ile davalı, ekli ruhsatın projesine göre yapmakta olduğu binadan, 15 numaralı daireye tekabül eden 8/93 arsa payını satmayı ve daireyi inşa ederek 31.12.1980 tarihinde teslimi taahhüt etmiştir. Daha sonra, sözleşmede söz konusu olan 15 numaralı daire ve 8/93 arsa payı tapuda diğer davacı (S.)'ya devir ve ferağ edilmiştir. Sözleşmenin tarafları olan (S.) ile davalının rızaları ile yapıldığı anlaşılan bu tapu işleminden, dayanılan daire satım sözleşmesinin taraflardan (S.)'in eşi (S.) lehine yapıldığı ve tarafların böyle bir amaç taşıdıkları anlaşılmaktadır. Şu halde davada dayanılan (Özel Mukavelename) başlıklı anlaşma, Borçlar kanunu'nun 111. maddesi anlamında 3. kişi lehine yapılmış bir sözleşme niteliğindedir. Bu nedenle olayda her iki davacı, sözleşme yapan kimse ve lehine sözleşme yapılan kişi olarak, borcun lehine daire satışı yapılan (S.)'ya ifa edilmesini ve sözleşmeden doğan diğer alacakların ödenmesini talep hakkına sahiptirler. Satım sözleşmesinde yazılı taşınmaz daha sonra, 29.1.1981 tarihinde tapuda sözleşmenin yanlarından (S.)'in eşine intikal ettirildiğinden ve böylece taşınmazın mülkiyetine geçirme borcu yerine getirildiğinden, artık satıcı aleyhine açılmış tazminat davasında, taşınmaz satım sözleşmesinin şekil noksanı nedeniyle geçersiz olduğunu öne sürmek Medeni Kanunun 2. maddesindeki objektif iyi niyet kuralına aykırı olur. Bu nedenle taraflar satım sözleşmesi ile bağlıdırlar ve davacılar sözleşmeye aykırı hareket hali için kararlaştırılan ceza şartı hükmüne dayanabilirler. Sözleşme konusu arsa payı ve 15 numaralı daireye bağlı kat irtifakının tapuda davacılardan (S.)'ya, davalı müteahhit tarafından değil de, arsa malikine geçirilmiş görünmesi de husumetin özel anlaşmanın tarafı olan müteahhide yöneltilmesine engel sayılmak gerekir. Burada arsa sahibi, müteahhidin hesabına ve onun burcunu yerine getirmek için hareket etmiş durumdadır.
Sözleşmeye göre daire, 31.12.1980 tarihinde oturma ruhsatı hazır hale getirilecektir. Davacılardan (S.) noter aracılığıyla gönderdiği 17.6.1981 günlü ihtarnamede binanın noksanlarını göstermiş ve 1 ay ek süre tanımıştır. Şu halde bu ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiği 19.6.1981 tarihi itibariyle 1 ay içinde, yani 19.7.1981 tarihine kadar daire ikmal edilmemiş olduğu takdirde, davacılar sözleşmenin 5. maddesinde yazılı 100.000 lira ceza koşulunu davalıdan isteyebilirler. Davacı tarafından gönderilen ihtarnameye davalı bir cevap vermemiştir. Öte yandan davalı yargılama sırasında Dairenin 19.7.1981 tarihinde ikmal edildiğini, bu iskana hazır olduğunu, verilen mehle rağmen kanıtlamamıştır.
Bu durumda davalının teslim süresine uymamak suretiyle sözleşmeye aykırı davrandığı anlaşıldığından, 100.000 lira ceza koşulunun tahsiline karar vermek gerekir. Ne var ki davacıların 48.000 liralık kira yoksunluğu zararı 100.000 liralık ceza koşulu ile tazminat isteyemeyeceğinden, kira yoksunluğuna ilişkin isteğin reddine karar verilmelidir.
Mahkemece tüm açıklanan yönler gözetilmeden ve savunma dışına çıkılarak davanın reddi usul ve yasaya aykırıdır. Kararın bu nedenle davacılar yararına bozulması gerekir.
SONUÇ : Kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 5.5.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.