 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1983/7368
K: 1983/8761
T: 10.11.1983
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 21.7.1983 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Telefon veya telekse ait intifa hakkının, başkasına satış yolu ile devir imkanı bulunduğu sürece, aboneye ait herhangi bir borç nedeni ile haczinin caiz olduğunun kabulü zorunludur. Uygulamada bu konuda esasen duraksama yoktur. anlaşmazlık yaratan husus intifa hakkı haczolunmuş böyle bir telefon veya teleksin konuşmaya ve yazışmaya kapatılmasının zorunlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bu konuya ilişkin merci kararı, haczin uygulama biçimi ve kapsamı bakımından belirleyici nitelik arzettiğinden İ.İ.K.nun 363/6 maddesine girmekle temyiz olunabileceği kuşkusuzdur.
İ.İ.K.nun 88/2 maddesi hükmüne göre, haczolunan menkul malların, gideri alacaklıdan alınarak bir yediemine teslimi suretiyle korunması ve borçlunun o şeyden elinin çektirilmesi genel ilke ve uygulama biçimidir. Alacaklı ancak izin verdiği takdirde, mahcuz mal borçlu yedinde veya 3. kişi nezdinde bırakılabilir. İ.İ.K.nun 86/1. maddesi uyarınca haczolunan şey üzerindeki borçlunun tasarruf hakkı kısıtlanır. Borçlu mahcuz üzerindeki mülkiyet hakkını kaybetmez, fakat kendisine bırakılmış ise, uğrayacağı zarardan borçlu sorumludur, o şeyi satamaz, elinden çıkaramaz. İ.İ.K.nun 86/1. maddesi, mahcuzun borçlu tarafından değerde azalmaya uğratılmasını önlemek olduğu gibi, borçlunun mahcuzu iyi niyetli kişilere satış ve elinden çıkarmasını önlemeye yönelik tedbir niteliğinde kabul edilmelidir. Böylelikle, mahcuz telefon veya teleksin, alacaklının izni bulunmadığı yahut alacaklı hilafına açık bir irade izharı yapmadığı sürece, konuşma ve yazışmaya kapatılması, İ.İ.K.nun anılan maddelerinin ruh ve amacına uygun düşer. Kaldı ki, teleon veya teleksin haczi nedeni ile onu kullanamaz hale gelen borçlu üzerinde bu suretle yaratılacak baskı, haczin borçlu da uyandırdığı psikolojik etkiye de ters düşmez hatta uygundur. Esasen bu nedenledir ki kanun alacaklının izninden bahsetmiş ve mahcuzun ancak bu irade gereğince ve ona uygunluğu oranında borçlu yedinde kalabilmesine cevaz vermiştir.
Olayda, mahcuz telefonun konuşmaya kapatılmasına dair isteğin reddine dair memurluk kararı şikayet konusudur. Merciin yukarıda belirli nedenlerle alacaklı vekilinin şikayetini kabul ile, icra memuru kararını bozması gerekirken, hilafına gerekçe ile oluşturulan ve yasaya uygun düşmeyen merci kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Açıklanan durum karşısında, alacaklı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile, temyiz olunan merci kararının İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 10.11.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.