 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1983/1933
K: 1983/3162
T: 21.04.1983
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilen hükmün müddeti içinde temyizen tetkiki davacı vekili ile müdahil davalı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 22.2.1983 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : 1 - Hükmün ve bunun taallük ettiği işin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK. hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi:
2 - a) İflas davasının kendisine has özellikleri mevcuttur. Bilhassa İİK.'nun 177, 178, 179 uncu maddeleri uyarınca hazımsız olarak açılmış doğrudan doğruya iflas haline dayanan iflas davasında davalı mevkiinde kimse bulunmadığı ve davacı tarafa katılma arzusu da açıklanmadığı takdirde feri müddahaleye dair usul hükümlerinin fiilen uygulanamayacağı meydandadır.
Olayda doğrudan iflas isteyen Komandit Şirket ile buna karşı çıkan ortağının menfaatlerinin çatışma sebebi ile, ortağın davacı tarafa katılması mümkün olmadığı gibi, davalı sıfatını taşıyan kimse de mevcut olmadığına göre diğer tarafa da katılmayacağına nazaran asli müdahale şeklinde tezahür eden müdahale isteğinin kabulü iflas hukukunun bünyesine ve bu dava çeşidine uygundur. Nitekim Mahkeme ortağın müdahale isteğini davanın sonucu bakımından yararı bulunduğu gerekçesiyle kabul etmiştir. O halde, usul ve Yasaya uygun düşen müdahale isteğinin varlığı ve kabulü kararı karşısında müdahil vekilinin verilen iflas hükmünü temyize hakkı bulunduğuna, davacı vekilinin bu yöne ilişen temyiz isteğinin kabule şayan bulunmadığına, oyçokluğuyla karar verildikten sonra işin esasıyla ilgili temyiz incelemesine geçildi gereği görüşülüp düşünüldü :
b) Müdahil vekillerinin iflas kararının esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince: İflas isteğinin borçlunun aciz halinde bulunmasına ve İcra iflas Kanununun 178/1 inci maddesi hükmüne dayandırılması nedeniyle bu yönden yani bu iddianın gerçek olup olmadığı bakımından araştırnma yapılmasına yasal imkan yoktur. Mahkeme borçlunun beyanına dayanarak karar vermek zorundadır. Hal böyle olunca bu yöne ilişen temyiz itirazları yerinde değildir.
3 - İflas davasına bakan Mahkeme İİK.'nun 160 ıncı maddesi uyarınca iflas isteyenin ilk alacaklılar toplantısına kadar olan masraflardan sorumlu olduğunu gözönünde bulundurarak bu giderlerin peşin olarak ve avans biçiminde yatırılmasını nihai karardan önce emretmek zorundadır. İflas kararı ile beraber bu para iflas idaresine intikal ettirilir. Doğrudan doğruya iflas halinde uygulanacak usulü belirtilen İİK.'nun 181 inci maddesi 159ile 166 ncı maddelere atıfta bulunması nedeniyle giderin peşin alınması yolundaki hüküm doğrudan iflasa karar verilmesi halinde de ihmal edilemez. Aksi hal bozma sebebidir.
Keza İİK.'nun 165 maddesi uyarınca iflas hükümle açılır. Hükümde iflasın açıldığı gün ve saatin belirtilmesi zorunludur. Zira iflas hükmü bu andan itibaren sonuçların ortaya çıkarmaya başlar. Anılan maddenin gözetilmemesi dahi Yasaya uygun değildir.
SONUÇ : Açıklanan gerekçe karşısında müdahil vekillerinin kısmen yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda (3) no'lu bentte yazılı nedenlerden dolayı İİK.'nun 366 ve HUMK.'nun 428 inci maddeleri uyarınca BOZULMASINA, oybirliğiyle, (1) ve (2) no'lu bentdeki gerekçede oyçokluğuyla 21.4.1983 gününde karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Olayda müdahil ortak vekilleri, iflasını isteyen şirketin kar etmekte bulunduğunu, temsilcisinin şahsi borçlarını şirkete mal etmeye gayret ettiğini, ticari defterlerin incelenmesi ile bu durumun ortaya çıkacağını belirtmektedir.
İflas hali bazı alacaklıları himaye vasıtası yapılamaz. Bir hakkın kötüye kullanılmasını Yasa himaye etmez. Nitekim olayda borçlu şirket hakkında halen derdest pek çok icra takibi vardır ve bunların semeresiz kalması sağlanmıştır. Doğrudan iflas isteği mücerret beyan üzere kabul olunamaz. Mahkeme eli kolu bağlı halde bırakılamaz. Mahkeme bir tescil makamı değildir. Bilhassa hilafına iddianın mevcudiyeti karşısında gerekli incelemeyi yapıp kararı ona göre vermelidir. Çoğunluk kararının (2-b) bölümünde yer alan görüşe katılmıyorum ve hükmün araştırma yapılmasını teminen de bozulması görüşündeyim.
KARŞI OY YAZISI
İflasa tabi bir borçlu tarafından İİK.'nun 178 inci maddesine dayanılarak açılan dava, hasımsız bir davadır. Davacının iflas istemiyle çelişen bu isteme karşı çıkan bir iddia ile 3. şahsın bu davaya müdahalesinin kabulü, müdahale, asli nitelik taşıdığından, mümkün ve uygun değildir. Davanın niteliği ve HUMK.'nun 53 ile 58 inci maddeleri karşısında müdahilin müdahaleye ve temyize hakkı yoktur. bu nedenle müdahilin temyiz dileğinin reddedilmesi gerektiği görüşündeyim.