 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1983/11391
K: 1983/10756
T: 20.12.1983
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün müddeti içinde temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 28.11.1983 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1- İİK'nun 44. maddesine göre ticareti terk eden tacirin bu keyfiyeti 15 gün içinde kayıtlı bulunduğu ticaret siciline bildirmeye ve maddede gösterildiği şekilde mal bildiriminde alacaklıların bulunduğu yerde münasip vasıta ile ilan etmesi gerekir. Bu ilan tarihinden itibaren bir yıl içinde ticareti terk eden tacir hakkında iflas yolu ile takip yapılabilir.
Olayda 30.12.1981 tarihinde ticareti terkettiğini ifade eden davalı, vergi dairesi müdürlüğünün 12.4.1983 tarihli yazısına dayanmıştır. Vergi dairesine ticari faaliyetin bırakıldığı hususunun bildirilmesi yeterli olmayıp İİK'nun 44. maddesine göre işlem yapılmadıkça borçlu davalının iflasının istenmesine engel yoktur. Davalının bu noktaya ilişen temyiz itirazı yersizdir.
2- Alacaklı açtığı iflas davasında dört adet icra dosyasına dayanmıştır. Bunlardan 1981/791 sayılı olanında alacaklı olarak (Erbil Sar) görülmekte olup davacının alakası tesbit olunamamıştır. Diğer icra dosyaları 1982/1293-1982/1294-1983/226 sayılı dosyalarda davacı Abidin berkan tarafından davalı Durmuş Altıkulaç aleyhine kambiyo senedine dayanan özel yol ile haciz isteği ile takipler açılmış, borçlu davalıya 163 örnek ödeme emirleri tebliğ edilmiştir. Görülüyor ki takip biçimi ve istek bakımından ortada iflasla alakalı bir konu yoktur. Borçluya iflas ihtarlı ve İİK'nun 171. maddesine uygun şekilde istek ve ödeme emri tebligatı mevcut değildir. Durum böyle olunca, alacaklı davacının iflas isteme hak ve yetkisi oluşmamıştır. Mahkemenin sanki bu yolda usulüne uygun bir takip varmış gibi, iflasa karar vermesi isabetsizdir. Kaldı ki, depo emri dahi İİK'nun 158. maddesine uygun şekilde düzenlenmemiş, depo edilmesi gereken meblağ açık olarak ve miktar belirtilmek suretiyle tebliğ olunmamıştır. Böyle olunca da sonuç doğurmaz.
O halde, dava reddedilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan hükmün yukarıda 2 nolu bentde yazılı nedenle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 20.12.1983 gününde oybirliği ile karar verildi.