 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1983/10181
K: 1984/132
T: 18.01.1984
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mercii kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye 27.10.1983 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Telefon veya telekse ait intifa hakkının, başkasına satış yolu ile devir imkanı bulunduğu sürece, aboneye ait herhangi bir borç nedeni ile haczinin caiz olduğu kuşkusuzdur. Uygulamada bu konuda esasen duraksama yoktur. Anlaşmazlık yaratan husus intifa hakkı haczolunmuş, böyle bir telefon veya teleksin konuşmaya ve yazışmaya kapatılmasının zorunlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bu konuya ilişkin mercii kararı, haczin uygulama biçimi ve kapsamı bakımından belirleyici nitelik arzettiğinden İİK.nun 363/6. maddesine girmekle temyiz olunabileceği açıktır.
İİK.nun 88/2. maddesi hükmüne göre, haczolunan menkul malların gideri alacaklıdan alınarak bir yeddiemine teslimi suretiyle korunması ve borçlunun o şeyden elinin çektirilmesi genel ilke ve uygulama biçimidir. Alacaklı ancak izin verdiği takdirde, mahcuz mal borçlu yedinde veya üçücü kişi nezdinde bırakılabilir. İİK.nun 86/1. maddesi uyarınca haczolunan şey üzerindeki borçlunun tasarruf hakkı kısıtlanır. Borçlar mahcuz üzerindeki mülkiyet hakkını kaybetmez, fakat kendisine bırakılmış ise, uğrayacağı zarardan borçlu sorumludur. O şeyi satamaz, elinden çıkaramaz. İİK. nun 86/1. maddesi, mahcuzun iyiniyetli kişilere satışını ve borçlu elinden çıkarılmasını önlemeye yönelik tedbir niteliğinde kabul edilmelidir. Böylelikle, mahcuz telefon veya teleksin, alacaklının izni bulunmadığı, yahut alacaklı hilafına açık bir irade izharı yapmadığı sürece, konuşma ve yazışmaya kapatılması, İİK.nun anılan maddelerinin ruh ve amacına uygun düşer. Kaldı ki, telefon veya teleksin haczi nedeni ile onu kullanamaz hale gelen borçlu üzerinde bu suretle yaratılacak baskı, haczin borçluda uyandırdığı psikolojik etkiye de ters düşmez, hatta uygundur. Esasen bu nedenledir ki kanun alacaklının izninden bahsetmiş ve mahcuzun ancak bu irade gereğince ve ona uygunluğu oranında borçlu yedinde kalabilmesine cevaz vermiştir.
Olayda, mahcuz telefonun konuşmaya açılması yolundaki isteğin yukarıda yazılı nedenlerden reddi gerekirken kapalı telefonun açılmasını sağlar şekilde karar verilmesi yasaya uygun düşmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan durum karşısında alacaklının yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan mercii kararının 18.1.1984 tarihinde (BOZULMASINA) oybirliğiyle karar verildi.