 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1983/969
K: 1983/1546
T: 29.03.1983
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (İstanbul 1. Asliye Hukuk Hakimliği)'nce verilen 24.11.1982 tarih ve 498/690 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı avukatı tarafından istenmiş olmakla, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalının da ortağı bulunduğu ve tasfiyesine karar verilen (....ve Ortakları Daktilo Sekreter Kursları Adi Komandit Şirketi)'ne mahkemece tasfiye memuru olarak tayin edildiğini ve 34 ay bu görevi yürüttüğü halde aylık (3000) lira olan ücretinin ödenmediğini ileri sürerek toplam ücret alacağı olan (144.000) liranın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, tasfiye memuru olan davacının ücret alacağı hakkındaki bu davasını şirkete karşa açması gerektiğini, ayrıca müvekkilinin şirketin komanditer ortağı bulunduğundan şahsına karşı böyle bir dava açamayacağını açıklayarak husumet itirazında bulunmuş, bundan başka davacının görevini de tam olarak yerine getirmediğini bu nedenle de ücrete hak kazanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tasfiye konusundaki mahkeme kararına ve dosya kapsamına göre, davacının görevini yerine getirdiği ve ücrete hak kazandığı, şirketin tasfiyesini isteyen ortağın da davalı olduğundan ve bu davanın tasfiye isteminde bulunan ortağa karşı açılabileceği görüşüyle davanın aynen kabulüne karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava dışı adi komandit şirketin tasfiyesi ile mahkemece TTK.nun 212/2. maddesi uyarınca görevlendirilen davacının, bu görevi nedeniyle hak ettiğini iddia ettiği ücretin, bu şirketin komanditer ortaklarından olan davalıdan tahsili istemine ilişkin bulunmaktadır.
Dava dosyası ile onun eki bulunan dava dışı komandit şirketin tasfiyesine ilişkin dava dosyaları kapsamlarından, davacının tasfiyesi ile görevli bulunduğu adi komandit şirketin tasfiyesinin henüz sonuçlanmadığı ve halen tüzel kişiliğinin devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı tasfiye memurunun TTK.nun 223/2. maddesine göre, hak ettiğini iddia ettiği ücretini, tasfiyesi ile görevli bulunduğu şirket tüzel kişiliğinden ve onun tasfiye masasından istemesi gerekmektedir. Kaldı ki, davalı İhsan dava dışı komandit şirketin TTK.nun 243. maddesi hükmüne göre, sorumluluğu belli bir sermaye ile sınırlandırılmış (komanditer) ortağı olup, şirkete ödemekle yükümlü olduğu sermaye payının tamamını ödediği de çekişmesiz bulunduğuna nazaran, bu davalının şirket tüzel kişiliği dışında tasfiye memuru ücretinden şahsen sorumlu tutulması mümkün olamaz. Davalının şirketin tasfiyesini isteyen kişi olması da bu sonucu değişteremez. Bu nedenlerle davalıya karşı açılan bu davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncesiyle kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bu yönden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüyle hükmün davalı yararına (BOZULMASINA), bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, davalı vekili duruşmaya gelmediğinden lehine duruşma vekillik ücreti tayinine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 29.3.1983 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.