 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1983/5024
K: 1983/5181
T: 23.11.1983
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Kozaklı Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 24/2/1982 tarih ve 274-72 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan 9.000 lira bonoya dayalı alacağı bulunduğunu, yapılan icra takibinde davalının imzasını inkar ettiğini, icra tetkik merciinde yapılan incelemede imzanın davalıya ait olmadığının belirlenip takibin iptal edildiğini, ancak merciin mahdut yetkili bulunması nedeniyle 9.000 liranın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı senetteki imzanın kendisine ait olmadığını savunmuştur.
Mahkemece, senetteki imzanın davalıya ait olmadığı hususunun icra tetkik merciinin kararıyla kesin olarak belirlendiğini bu nedenle konunun yeniden incelenmesine lüzum bulunmadığı görüşüyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiş, mahkemece alacağın miktarı 10.000 lirayı geçmediği (kesin hüküm) gerekçesiyle temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş, Dairemizce de onanmıştır.
Bu defa Yargıtay C. Başsavcılığının 21./10/1983 günlü dilekçesiyle hükmün kanun yararına bozulması istenilmiştir.
Dar yetkili icra tetkik mercii hakimliğinde görülen itirazın kaldırılması (İİK. md. 68) talepleri bir dava olmadığından ve tetkik merciinin bu talepler hakkında verdiği kararlar maddi alamda kesin hüküm teşkil etmediğiden, bir alacak hakkında icra tetkik merciinde inceleme yapılıp, bir karar verilmiş olması, aynı alacak için hukuk mahkemesinde dava açılmasına engel olmaz. (Bk. Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü C. lll 9.3008. 4. Baskı).
Mahkeme, kararının gerekçesinde, alacağa mesnet teşkil eden senetteki imzanın borçluya ait olup olmadığı hakkında Tetkik Merciinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve meselenin bu şekilde halledildiği, bu safhadan sonra artık aynı konuda inceleme yapılamıyacağı görüşü benimsenerek davanın reddi cihetine gidilmiştir. Oysa icra tetkik mercii hakimliği dar yetkili bir merciidir. Bu nedenle de imza incelemesi hakkındaki yetkisi genel mahkemeye göre kısıtlıdır. (İ.İ.K. md. 68/3.). Genel mahkeme ise senetteki sahtelik iddiasını HUMK.nun 308, 3091 ve 317. maddelerinin verdiği yetkiyle daha detaylı bir biçimde inceleme imkanına sahiptir. Hal böyle iken mahkemece icra tetkik merciinde alınan bilirkişi raporunun bağlayıcı olduğu ve bu rapora dayanılarak verilen kararında kesin hüküm teşkil ettiği görüşüyle hareket edilerek ve HUMK.nun 317 nci maddesinin hakime verdiği yetkiyle aynı kanunun 308. ve 309. maddeleri gereğince yeterli inceleme yapılmadan verilen karar doğru bulunmadığından C. Başsavcılığının itirazı yerinde görülerek hükmü kanun yararına 23.11.1983 gününde (BOZULMASINA), kararın bir örneğinin gereği yapılmak üzere Adalet Bakanlığına gönderilmesine, oybirliğiyle karar verildi.