 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1983/4595
K: 1983/4691
T: 01.11.1983
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (Karabük 2. Asliye Hukuk Hakimliği)'nce verilen 30.6.1983 tarih ve 392-189 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili kooperatif ile davalı arasında 27.2.1979 tarihinde düzenlenen anlaşma ile davalının (1.620.000) bedel karşılığında (270.000) adet tuğlayı 31.8.1979 tarihine kadar teslim etmeyi yükümlendiği halde, bu tarihe kadar ancak (79.000) adet tuğla teslim ettiğini bakiyesini ihtarname keşidesine rağmen teslime yanaşmadığını ileri sürerek akdin aynen ifasıyla bundan doğan zarardan şimdilik (500.000) liranın yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiş ve yargılama gıyabında yürütülerek sonuçlandırılmıştır.
Mahkemece, toplanılan delillre ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın aynen kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı temyiz etmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraflar arasındaki akdin aynen ifasına ilişkin mahkeme kararı hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin onanması gerekmiştir.
2 - Davalı tarafın mahkemenin tazminat isteminin kabulüne ilişkin temyiz itirazlarına gelince; tacir sıfatını taşıyan taraflar arasındaki 27.2.1979 tarihli sözleşmede (270.000) adet tuğlanın en geç 31.8.1979 tarihine kadar davalı satıcı tarafından davacı alıcı kooperatife teslim öngörülmüştür.
Yani, taraflar arasındaki sözleşme başlangıçta bu nitliği itibariyle, BK.nun 187. maddesinde düzenlenmiş bulunan (kesin vadeli) bir alım - satım sözleşmesi şeklinde oluşmuş bulunmaktadır. Ne var ki, gerek bilirkişi raporu kapsamından, gerekse dava dosyasına ibraz edilmiş bulunan tuğla teslimat fişlerinden sözleşmede en son teslim tarihi olarak gösterilen 31.8.1979 tarihine kadar davalı satıcı tarafından davacı alıcıya teslimatta bulunulmadığı anlaşılmaktadır. Davacı alıcı, buna rağmen bu vadenin hemen bitiminde bir ihtarname keşide ederek (aynen teslim) talep ettiğini bildirmiş değildir. Davacı alıcı, en son teslim tarihinin bitiminden çok sonra keşide ettiği 11.7.1980 tarihli ihtarname ile (aynen teslim) talebinde bulunmuş ve bu ihtarnameden sonra 13.11.1980 ile 12.9.1982 tarihlri arasında yapılan teslimatları kabul etmekle, taraflar arasındaki kesin vadeli sözleşme, uygulama şekliyle ve örtülü olarak (zımnen) belirsiz süreli (vadeli) bir alım-satım sözleşmesi şekline dönüşmüş bulunmaktadır. Bu itibarla davacının artık BK.nun 187/1. maddesine dayanarak aynen ifa talbiyle birlikte geç ifadan dolayı tazminat isteme hakkı düşmüştür.
Kaldı ki, anılan ihtarmade aynen ifa veyahut da akdin feshi ile tazminat isteneceği açıklandığına göre, artık hem aynen ifa hem de tazminat istemini birlikte dava edilmesi artık mümkün değildir.
Davacı alıcı tarafından ihtarname keşidesinden sonra, davalı tarafından yapılan teslimatlar hiçbir ihtirazı kayıt konulmadan 12.9.1982 tarihine kadar kabul edildiğine göre, uyuşmazlık konusu olan tazminat isteminin artık blirsiz süreli (vadeli) sözleşmelere ilişkin BK.nun 106 ve müteakip maddelerine göre çözümlenmsi gerekmektedir.
Borçlar Kanunununun anılan maddesi hükmün göre, sözleşme taraflarından birisi temerrüde düştüğü takdirde diğer tarafın bu borcun ifası için temerrüt halinde bulunan tarafa (uygun bir mehil) vermesi gerekecektir (BK. 106/1). Şayet, bu mehil içinde de mütemerrit durumda bulunan taraf borcunu ifa etmdiği takdirde, diğer taraf artık aynı maddenin 2. fıkrası gereğince ya aynen ifa, ve buna ilaveten gecikme tazminatı ister, veya aynen ifadan vazgeçerek borcun yerine getirilmemesinden doğan zarar ziyanını talep edebilir veyahut da sözleşmeyi derhal feshederek bundan doğan menfi zararını dava yolu ile isteyebilir.
Bu genel açıklamalar ışığı altında dava konusu olaya dönülecek olursa, BK.nun 187. maddesine uygun olmayan ihtarname keşidesinden sonra 12.9.1982 tarihine kadar davalı satıcının teslimatlarını hiçbir ihtirazı kayıt koymadan kabul eden davacı, bu tarih ile dava tarihi olan 8.11.1982 tarihi arasında kesin vadeli olmayan akdi ilişkilerde çekilmesi gereken ve BK.nun 106/1. maddesinde öngörülmüş bulunan (uygun bir mehil verme) amacına yönelik ihtarnameyi keşide etmeden bu davayı açmış bulunmaktaır. Davacı, akdi festehmediğine göre, BK.nun 107. maddesindeki hallerin gerçekleşip gerçekleşmediğinin de dava konsu olayda incelenmesi mümkün bulunmamaktadır. Açıklanan şu durum karşısında aynen ifa isteminde bulunan davacı alıcı, BK.nun 106/1. maddesinde öngörülmüş bulunan (uygun bir mehil) tayini ile ilgili ihtarnameyi keşide etmeden aynı maddenin ikinci fıkrasında düzenlenmiş bulunan (gecikme tazminatı) isteminde bulunamayacağının kabulü ile davacının bu yöne ilişen tazminat talebinin reddi gerekirken, bu hususlar gözden kaçırılarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmediğinden hükmün bu yönden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda bir numaralı bentde gösterilen nedenlerle mahkeme karar hüküm fıkrasının bir numaralı bendinin (ONANMASINA), ancak iki numaralı bentde gösterilen nedenlerle hükmün davalı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 1.11.1983 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.