 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1983/4170
K: 1983/4731
T: 03.11.1983
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (Ankara 1. Ticaret Mahkemesi)'nce verilen 22.4.1983 tarih ve 19-186 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ve muk. davacı avukatı tarafından istenmiş olmakla; dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin maliki bulunduğu maden imtiyazını her yıl asgari 10 bin ton istihsal karşılığı tonu 1.30 dolar hesabiyle cari kur üzerinden Türk Lirası olarak ve dört eşit taksitte rödovans ödemesi şartıyla 11.3.1976 tarihinde yapılan sözleşme ile davalıya devrettiğini 1981 ve 1982 yıllarına ait rödovans alacakları için davalı şirkete toplam (3.068.325) liralık üç adet fatura gönderildiğini, davalının faturalara itirazda bulunmadığı halde, sözkonusu alacak için sadece (500.000) lira ödeme yaptığını, bakiye (2.568.325) lira alacağın tahsili için icra takibi yapılmış ise de, davalının itirazda bulunduğunu belirterek, haksız itirazın iptaliyle (2.571.225) lira asıl alacağın % 15 icra inkar tazminatı (385.684) lira ile birlikte toplam (2.956.909) lira olarak ticari faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde yetki itirazı ile birlikte, taraflar arasındaki sözleşmenin tediye maddesinin Borçlar Kanunu ve Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkındaki mevzuta aykırı olduğu için butlan ile malul olduğunu karşı dava ile de ödemenin Türk Parası esasından ayrılarak dolar esasına bağlanmış olması nedeniyle amme intizamına aykırı olduğunu belirterek sözleşmenin 3,4, 5 ve 18. maddelerinin iptalini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, taraflar arasındaki 11.3.1976 tarihli sözleşme, icra dosyası ile toplanılan deliller dayanak yapılarak, sözleşmenin geçerli olduğu, davalının kendisine tebliğ edilen faturalara karşı bir itirazda bulunmadığı, yapılan (500.000) lira ödeme dışında bir ödemenin olduğu da ileri sürülmediği gerekçesiyle itirazın iptali ile (2.571.225) lira asıl alacağın % 15 inkar tazminatı olan (385.684) lira ile birlikte davalıdan tahsiline, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davalı ve karı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı ve karşı davacı vekili, 11.3.1976 tarihli sözleşme ile müvekkili şirkete işletme hakkı devrediln barit madeni için ödenecek rödovansın ton başına 1.30 dolar olarak belirlendiğini ödemenin Türk Parası esasından ayrılarak dolar esasına bağlanmış olmasının yasaların emredici hükümlerine aykırı olduğu ve Doların son yıllarda gösterdiği anormal yükselme karşısında müvekkillerinin ödemede büyük güçlükler çektiğini ve davalı lehine aşırı menfaat sağladığından bahisle anılan sözleşmenin 3, 4, 5 ve 18. maddelerinin iptalini talep etmiş bulunmaktadır. Davalı ve karşı davacının bu talebi görüldüğü gibi geniş kapsamlıdır. Her ne kadar mukavelenin bazı hükümlerinin batıl olduğundan bahisle BK.nun 19 ve 20. maddelerinden de söz edilerek iptali talep edilmiş ise de, HUMK.nun 76. maddesi uyarınca kanun hükümlerini uygulamak hakime aittir. Talep geniş kapsamlı olduğuna göre, çoğun içinde azın da mevcut olduğu gerçeğinden hareketle davalı karşı davacının amacının dolar üzerinden ödeme yapılması halinde akdin kendisi yönünden tahammül edilmez geldiğinin tesbiti ile anlaşmanın bazı hükümlerinin iptalinden ibaret olduğunun kabulü gerekir. Bu itibarla mahkemece MK.nun 2 ve BK.nun 18. maddeleri gözönünde tutularak tarafların sözleşmedeki gerçek maksatlarının araştırılmasında ve mukavelenin anılan hükümlerinin kısmen iptal edilip edilmeyeceği üzerinde durulmasında zorunluk vardır.
Taraflar rödovansın doların o günlü sabit kuru üzerinden Türk Parasına çevrilerek ödenmesini kararlaştırmışlar, sadece zaman zaman yapılan devalüasyonların olumsuz etkisinden kurtulmayı amaçlamışlarsa da, zamanla sabit kur uygulamasından vazgeçilerek değişen kur uygulamasına geçileceği o tarihte taraflarca düşünülememiştir. Oysa, hükümetçe alınan bir kararla uygulama değiştirilmiş ve Doların değerinin günlük kur ayarlaması ile Türk Parası karşısında devamlı olarak artması olgusu ile karşı karşıya kalınmıştır.
Her ne kadar tarafların serbest, iradeleri ile meydana gelen akitlerin şartlarının uygulanmasında olduğu gibi, aktin sona erdirilmesinde de taraflar kural olarak aynı irade serbestisine sahip iseler de, beklenilmeyen hallerin varlığı ve hakkaniyetin gerekli kaldığı durumlarda çıkar dengesi aleyhine bozulan tarafın, dengenin yeniden sağlanması için akid şartlarının değiştirilmesini veya mukavelenin feshini talep veya dava etmesi mümkündür. (11. HD., 30.12.1977 gün ve 77/3143-5997 s. kararı).
işte bundan dolayıdır ki, inceleme konusu bu davada öncelikle borcun ifasının, mukavelenin akdi zamanında gözönüne getirilmesi mümkün olmayan iktisadi, içtimai ve hatta siyasi nedenlerden dolayı davalı ve karşı davacı için tahammülü çok güç bir külfet teşkil edip etmeyeceği ve (Beklenilmeyen hal) Emprevizyon olarak kabulünün mümkün olup olmadığının daha açık bir deyişle bugünkü koşullarda barıt madenin kullanıldığı sanayi alanındaki değeri de gözönünde tutulduğunda sözleşmede kararlaştırılan (1.30) doların karşılığı rödovansın değişen kur üzerinden Türk Parası ile ödenmesine devam edilmesi halinde davalı ve karşı davacı için ödemede büyük güçlüklerin doğmasına ve dolayısıyla kendisinin iktisaden mahfına sebep olup olmayacağının araştırılmasına ihtiyaç vardır. Bunun için de bu konuda uzman olan kimselerden oluşturularaka bilirkişi kurulan inceleme yaptırılması lazım geldiğinden, mahkmece böyle bir incelemeye gidilmemiş olması doğru değildir. Şu halde tahkikatın yukarıda açıklanan esaslar dairesinde ikmalinden sonra hasıl olacak sonuca göre iki dava yönünden bir karar verilmesi gerekir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı ve karşı davacı yararına (BOZULMASINA), taraf vekilleri duruşmaya geldiklerinden (6500) lira duruşma vekillik ücretinin davacı ve karşı davalıdan alınarak davalı ve karşı davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 3.11.1983 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.