 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1983/2176
K: 1983/2568
T: 16.05.1983
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul As. 5. Ticaret Mahkemesince verilen 15.11.1982 tarih ve 318-545 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
0 KARAR : Davacı vekili, T.Zirai Donatım Kurumu'na ait olup müvekkili şirketçe sigortalanan gübrelerin davalıya ait K. gemisi ile taşındığını, boşaltma limanında gübrelerde noksanlık saptandığını belirterek sigortalıya ödenen 381.976 liranın rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili müvekkili şirketin K. gemisinin % 50 hissesine sahip olduğu, diğer % 50 hissenin ise A. ve Ş.K. ve E.D.'a ait olduğunu, TTK.'nun 969. maddesi uyarınca hisse oranında sorumlu bulunduklarını ileri sürmüştür.
Mahkemece, iddia, savunma, ilgili belgeler ve bilirkişi raporuna göre (TTK.'nun 969. maddesi müşterek donatanların bu sıfatla 3. şahıslara karşı ancak sahip bulundukları pay nispetinde sorumlu olacakları hükme bağlanmıştır. Davalı şirket geminin % 50 payına sahiptir) gerekçesiyle saptanan zarar bedelinin yarısı olan 190.198 liranın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece, davalı şirketin, yükün taşınmasında kullanılan K. gemisinde % 50 payı olduğundan bahisle TTk.nun 969. maddesi gereğince bu payı ile orantılı olarak sorumluluğu yoluna gitmiş ise de bu maddedeki müşterek donatanların bu sıfatla, 3. şahıslara karşı şahsen sorumluluğu payları oranında olacağına,) dair hüküm, donatanın gemi ve navlun dışında şahsi mameleki ile sorumlu tutulamaması ve donatma iştirakinin paydaşları arasında iç ilişki ve birbirlerine rücu edebilmeleri yönünden önem kazanmaktadır; Yoksa zarar üzerinden oranlama sözkonusu olmayıp, müteselsil sorumluluğun en çok navlun ve gemideki payının parasal değerini aşamayacağı anlamındadır. TTK.nun 948. maddesinde de bu husus vurgulanmaktadır. Esasen konşimentonun alt tarafındaki kaşeye ve davalı şirketin davacı sigorta şirketine yazdığı, 20.2.1981 günlü yazıya göre davalı şirket, bu taşıma sözleşmesinde (taşıyıcı ve gemiyi fiilen çalıştıran) olarak görünmektedir. TTK.'nun 1110'a göre (taşıyan ile gönderilen arasında hukuki münasebetlerde konşimento esastır. TTK.'nun 1061 ve 1235/7. maddelerine göre de taşıyan) mallardaki ziya ve hasardan sorumludur. Ayrıca ve özellikle TTK.'nun 948. maddesinde (mahdut ayni mes'uliyet) esası kabul edilmiş olup davalı şirketin, kendi adına değil de donatma iştirakine izafeten taşıma işini yaptığı ve malları ziya ve hasara uğrattığı kabul edilse dahi, donatma iştirakindeki müşterek donatanlardan sadece birisinin dava edilmesi halinde bile, sadece onun gemideki payına göre değil, (gemi ve navlun) ile sınırlı kalmak yani ayrıca şahsi mamelekine gidilmemek kaydıyla BK.'nun 50. madde hükümlerinece zararın tamamından (müteselsilen sorumlu) tutmak; payından fazla ödemek zorunda kalırsa payları oranında diğer paydaşlara rücu edebilmesine imkan tanımak gerekir (mahdut ayni mesuliyet) halinde borçlu durumunda olan müşterek donatanlardan biri kendi payına düşen miktarı ödese dahi kendi gemi payını takipten kurtaramaz; ancak, payından fazla borç ödeyen müşterek donatanın kendi payı dışındaki kısım için diğerlerine rücu etme hakkı vardır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 27.11.1981 tarih ve 4302-5052 sayı ve 20.10.1959 tarih ve 1431-2576 S.K.ları) olayda, dava edilen taşıyıcının sorumlu olduğu saptanan miktar, davalı şirketin bu gemideki payını aşacak miktarda da olmadığına göre gemi ve navlunla sınırlı kaydını dahi koymaya gerek olmaksızın, sadece müteselsil sorumlu olduğu ve diğer paydaşlara rücu edebileceği belirtilmek suretiyle dava konusu olan ve zayi edildiği saptanan mal bedeli olarak sigortaca ödenen paranın TTK.'nun 1301. madde delaletiyle yukarıda anılan hükümler gereğince davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken gemideki payı üzerinden yarısının tahsiline hükmedilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA,(...) 16.5.1983 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.