 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1983/1986
K: 1983/1996
T: 18.04.1983
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Acıpayam As. Hukuk Hakimliğince verilen 12.7.1982 tarih ve 353/425 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiğini anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuluşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, 27.9.1979 vadeli 150.000 liralık bonodan dolayı kefil olan müvekkilinin icraya 150.000 lira ödediğini ayrıca da 10.000 lira icra masrafı yaptığını ileri sürerek 160.000 liranın asıl borçclu olan davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevabında, davacının kefil olmayıp mütşerek borçlu olduğunu, ayrıca da davacıya 70.000 lira ödediğini, davacının alacaklıya ödediği miktarın da bu kadar olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davacı iddiasını yazılı delille ispat edemeyip, hatırlatılan yemin hakkını da kullanmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacuı kefil sıfatıyla imzaladığı 27.9.1979 vade tarihli 150.000 liralık bononun senet borçlusu davalı Osman Kurt tarafından lehtara ödenmemesi nedeniyle icra yoluyla kendisinden tahsil olunan 160.000 liranın davalıdan tahsilini talep va dava etmiştir.
Davalı cevap ve savunmalarında davacının da müşterek borçlu olduğunu, senette üç borçlu gözüktüğünü borçun 1/3 ünden sorumlu olduğunu, kaldıki davacıya 70.000 lira odeyip ibralaştıklarını ileri sürmüştür.
Mahkemece celbedilen ve aslı dosyada mevcut bulunan 150.000 liralık senette davacının kefil oludğuna dair bir ibare bulunmamaktadır. Davacı kefil olduğuna dair iddasını yazılı bir belgeye ispat edememiş ve şahit dinletilmesine davalı vekili karşı koşduğundan durumu şahitle de kanıtlıyamamıştır. Mahkemenin hatırlattığı yemin hakkını ise kullanmamıştır.
Öte yandan davacı ve vekilinin davalının dinlettiği şahitlere muvafakat ettiklerine dair imzalı beyanları da yoktur. Yine davalı savunmasıda davacının lehtara para değil odun vererek ödeme yaptığını savunmuşsa da bu savunmasını yazılı delille ispatlıyamadığı gibi 70.000 lira ödediğini de keza aynı kuvvette delille kanıtlıyamamıştır.
Bu durumda dava konusu senette davacıyla birlikte Osman Kurt ve Şaban Acar'da borçlu olarak gözüktüklerine göre her üçünün de müşterek ve müteselsil borçlu olarak kabul edilmesi gerekir. Davacı borcun 160.000 lirasını senet lehtarı Mehmet Yıldırım'a icra kanalıyla ödediğinden kendi hissesine isabet eden borç miktarının dışında davalının payına düşen miktar kadar rücu miktardan davalının hissesine düşen 1/3'ünün davalıdan tahsiline kadar verilmesi gerekirken davanın tümünün reddi doğru görülmemiş bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA- ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 18.4.1983 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.